Bölüm 1: Giriş

149 12 21
                                    

Sevgili Okurlarım,
İlk hikayemi paylaşmış bulunmaktayım. Şu an o kadar heyecanlıyım ki... Yazıcak bir şey bulmak o kadar zormuş kii... Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar! (18 Mart 2020)

Ben Defne, anneme göre çalışkan, arkadaşlarıma göre her zaman yardımlarına koşan, dertlerini dinleyen bir melek ve diğer kişilere göre ise asosyal bir inektim. Asosyal olduğumu hiç ama hiç düşünmüyorum, benim; Ege'm, Batu'm ve Ece'm var ve onlar bana, ben onlara, yani biz birbirimize yetiyoruz. İnek mi? Biraz olabilir. Ders çalışmayı, test çözmeyi seviyorum. Bir hedefim var ve ona ulaşmak için her şeyi yapabilirim ve yapacağım da. Hedefim ne mi? Profesör Doktor Defne Ay olmak.

Şu an Batuhan, Ege, Ece ve ben Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde burslu olarak okuyoruz.Batuhan, Ege ve ben tam burslu olarak okurken Ece %80 bursla okuyor.

Normalde ben annemle İzmir'de yaşıyordum ancak bu okulu kazanınca Ege, Batuhan, Ece ve ben İstanbul'da kendi evimizi tuttuk. Daha doğrusu biz seçtik ve ailelerimiz tuttu.

2 katlı bir ev; ikinci katında 6 oda var, 4 oda bizim yatak odalarımız, 5. oda ise kütüphanemiz, çalışma odamız, diğer odayı ise hobi odası olarak kullanıyoruz. Yani spor eşyaları, resim eşyaları ve müzik aletlerimiz var. 1. kat mutfak ve salondan oluşuyor ama mükemmel bir ev. Ve de çok güzel bir bahçemiz var hem de çim. Tam da hayalimdeki gibi... O kadar güzel ki...

  Benim okulu kazanmam nedeniyle annem de buraya taşındı, bizim zaten çocukluğumda burada bir evimiz vardı, ara sıra geliyorduk. İşte annem şu an o evde oturuyor. Ege'nin babasının da şirketi İstanbul'da olduğu için buralarda bir evi var, orada kalıyor. Ece'nin ailesi İzmir'de. Batuhan, Batu'm benim, onun ailesi 15 yaşındayken trafik kazasında hayatlarını kaybettiler. O zamandan beri bizimle yaşıyordu benim bir tanem. İşte biz böyle bir dörtlüydük, 15 yıldır ayrılmayan ve asla ayrılmayacak bir dörtlü...


~3 Eylül 2018~

Yazarın Anlatımıyla

   Evin içinde büyük bir heyecan dalgası vardı. Ege, Defne ve Batuhan kahvaltıyı hazırlarken Ece de kendisini hazırlıyordu.

Kahvaltı hazırdı ama Ece hâlâ ortada yoktu. Defne: "Ecee hadiii kahvaltı hazır nerdesiinn?" diye bağırdı.

"Siz oturun ben 2 dakikaya geliyorum" diye bağırdı Ece.

Masayı hazırlayıp oturdular ve Ece de koşarak geldi. Herkes heyecanlıydı, ne de olsa ilk defa üniversiteye başlayacaklardı.

~ ~ ~

Kahvaltılarını yaptılar, hazırlandılar ve arabaya bindiler. Ege'nin arabasıydı babası üniversiteyi kazandığı için ona hediye etmişti. Önde erkekler arkada ise kızlar vardı. Ve vardılar işte karşılarındaydı... Tıp Fakültesine gittiler, programlarını aldılar ve derslerine gittiler.

Derste Defne neredeyse her şeyi yazıyordu, Ege ve Batuhan önemli olduğunu düşündüğü daha az şeyi yazıyordu, Ece ise hiç yazmıyordu.

Teneffüs olmuştu ve hep birlikte kantine gittiler. Defne yazılarını okuyor ve kahvesini içiyordu. Diğerleri ise muhabbet ediyorlardı. O anda içlerinden biri Defne'den gözünü ayırmıyordu.

Çocuklar: "Defne hadi ama teneffüsteyiz, biraz konuş bizimle ya." "Hadi güzelim bir kaldır kafanı." "Kuzum bitti artık okudun hadi yeter artık."... diyorlardı. O sırada birisi geldi ve Defne'ye "Merhaba güzellik." dedi. Defne notlarını okumayı sonunda bitirmişti ve kafasını kaldırdı.

Defne'nin Anlatımıyla

Bu sesi tanıyorum. Coşkuyla "Rüzgar..." dedim ve sarıldık. "Ya sen nerden çıktıın?" dedim.
"Burda okuyorum güzelim. Peki ya sen?"dedi.
"Ben de..."
"Vaayy en güzel doktoor." dedi coşkuyla. Kızardığımın farkındaydım. Fark ettirmemek için tekrar sarıldım. Hiç değişmemişti hâlâ çok ama çok yakışıklıydı.
"Kuzum sonunda kafanı kaldırdın be. Bu ortaokulda dersanedeki Rüzgar mı?" dedi Ece.
"Evet." dedim şu an kesin yanaklarım kıpkırmızıydı, Ece'ye sus der gibi bir bakış attım.
"Vaay namım her yeri sarmış bakıyorum. Arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın güzellik?" dedi. Bir insan hiç mi değişmez?
"Rüzgar, bu masadakiler benim en değerlilerim. Ege, Batuhan ve Ece. Bu da Rüzgar, ortaokulda aynı dersanedeydik ve lisede de." dedim. Tek tek el sıkıştılar ve merhabalaştılar.

~ ~ ~

Zil çaldı. Dersler, teneffüsler ve dersler... ve çıkış zamanı geldi. Hep birlikte arabaya bindik ve eve gittik.

~ ~ ~

Yemek yedik sonra odalara dağıldık. Notlarımı temize çekiyordum, taa ki aklıma Rüzgar, dershane ve o eğlenceli günlerim gelene kadar. Başta pek konuşamamıştım ama uzaktan hayranlık duyuyordum işte ona o sırada o minik kalbimde başka biri olsa da mükemmeldi o ve her teneffüs onu konuşuyordum arkadaşımla. Onunla konuşan kızları kıskanıyorduk birlikte, nedensizce... Sevmiyordum onu sevemezdim başkası vardı minik kalbimde ve minik aklımda. Derslerde bazen gözümü ayırmadan bakardım ona bazense onun için üzülürdüm. Ama hiçbir zaman hoşlanmadım ondan. Ya da belki de ben öyle düşünmek istedim...

Ve birinci bölümün sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Beğeni ve yorumlarınızı bekleriimm. Bu arada kitabı yazmak için cesaret kazandıran ve hikayelerine bayıldığım durukahyaoglu 'nu takip etmenizi ve okumanızı öneririimm.🖤🖤🖤

ArkadaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin