19. Bölüm ☁ Hayat Yok Sen Varsın

31.5K 1.4K 104
                                    

''Senin moralin bozuk gibi?'' dedi İpek dirseğiyle kolumu dürterken. Cevap olarak sadece gözlerimi devirmiştim. Neden hep bir şeyleri başaramıyormuşum gibi hissediyordum.

''Değil. Tam tersine. İyi hissediyor gibiyim,'' dediğimde güldü. ''Senin saçmalamadığın zamanlarda kötü olmam için bir sebep olmuyor,'' dediğimde yüzünü buruşturdu. Bunu başına kakmamdan hoşlanmıyor olabilirdi ama ben bunu uzun bir süre gündeme getirirdim. Evet en yakın arkadaşını koruyan ve kusurlarını saklayan biriydim ama başkalarına karşı. Yaptığı şeyin saçmalığını ve ciddiyetini tamamen fark etmesi için yapıyordum.

''Artık şunu başıma kakmayı kes,'' dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.

''Sen kezbanlık yapmayı kestiğin zaman,'' dediğimde dirseğimi cimcikledi.

''Ben kezbanlık falan yapmıyorum. Asıl sen yapıyorsun. Hem sen neden o herifin avukatlığını yapıyorsun bana? Kuzey'in şeyi diye mi?'' dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım. ''Şeyi,'' diye tekrar ettiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. ''Şeyi ya...'' diye gevelemeye başladığında artık gülmemek için direnmiyordum.

''Neyi?'' dedim kıkırdamamın arasından.

''Of harbiden neyiydi bu Kuzey'in? Şeyi işte. Kamkisi desek olur mu?'' dediğinde gülerek bakışlarımı yere diktim. Bu kız neden bu kadar havaiydi ki? Biraz olgun olsa ölür müydü?

''Birde değilim diyorsun. Kamki ne ya? Ergen dilindeki sözlük anlamını merak ediyorum,'' dediğimde yapmacık bir sinirle kaşlarını çatarak bana bakmıştık.

''Geçen aya kadar telefonunda ''Değerlim'' diye kayıtlıydım. Ondan önce ''Friendssmm'' diye kayıtlıydım. Hatta bir ara şu whatsapp konuşmalarından gaza gelip ''Hatun'' diye kaydetmeye kalkmıştın ki o zamanlar beni telefona ''Avrat'' diye kaydetmenden korkar olmuştum. Ve şimdi sen bana ergen diyorsun. He ok,'' dediğinde göt olduğumu hissetmiştim. Tamam, herkesin fazla ergen olduğu bir dönem vardı ama önemli olan bunu atlatmaktı.

Tamam be. Belki ondan olgun davranmasını bekliyordum ama bende pek olgun biri değildim. Sadece en azından daha birkaç günlük tanıdığım birinin kafasından kokteyl dökmüyordum en azından. Bence buda olgunluğa girer. Yani olgunluk derken bundan bahsediyorum. Yoksa bütün kızlar -cool görünenlerde dahil- kendi ortamlarında yoğun miktarda kezbana bağlarlar.

''Tamam  sus be. Ben sadece arkadaşlarını isimleriyle kaydedemeyecek kadar yaratıcı bir kişiliğe sahibim,'' dediğimde küçümseyici bir bakış atmıştı. ''Hem artık dökülmeye başla. O olaydan sonra onun odasına gittiğinde neler oldu?'' dediğimde gülerek bana yaklaştı.

''Bir tane kadın vardı. Böyle itin götü gibi tipi vardı. Hiç sevemedim yellozu, ne yalan söyleyeyim. Zaten kadının yüzü, saçları falan buram buram plastik kokuyordu. O haline bakmadan gelmiş hala burnunu kaldırtmak istiyor. Hayır yani daha ne kadar kaldırtacaksa? Sanki kaşlarıyla bütünleştirmek istiyor. İşte o kadınla uğraşıyordu, bende onları izliyordum,'' dediğinde bir süre sustu. Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Bu kadar sıradan olamazdı değil mi?

''Sonra?'' dedim anlatması için teşvik ederken.

''Sonra işte kadın gitti. Bende fırsattan istifade onunla birlikte odadan çıktım ve sonrasında da hiç odaya gitmedim. Önünden bile geçmedim,'' dedi son cümlesini bastıra bastıra.

Gülerek bir bakış attıktan sonra kapının deliğine eğildim ve anahtarı sokup kapıyı açtım. Önden İpek'in girmesine izin verdikten sonra arkasından gimiş ve kapıyı kapatmıştım. Tembel bir şekilde merdivenleri çıkıp kendimi odama attığımda ilk işim dolabımı açmak olmuştu.

Gel de Sil İzleriniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin