9.Bölüm

21 2 0
                                    

" Dalımdan kopardağın son yapraktı... Oda sevmiyor çıktı...."

Multimedya;Aras ve aslı klübedeki halleri.





Hayat çok garip. O kadar acının hüznün ardından tekrar mutlu olmayı başarabiliyoruz. Tamam bu sefer kesin bitti dediğimiz an bir mucize oluyor ve bir anda hayatımız değişiyor. Benim hayatımda öyle olmuştu. Herşey arka arkaya gelirken bir anda hiç ummadığım bir şekilde kendimi senelerdir içimde büyüyerek beni yiyip bitiren aşkın karşılıksız olmadığını ve en unutulmayacak özel bir anla beraber itirafla karşı karşıya geldim. Vericeğim cevap benim belkide kaderimi belirleyecek bir cevaptı. O an herşey benim iki dudağımın arasından çıkacak cümlelere bağlıydı. Ve ben iki dudağımın arasından geri dönüşü olmayan kelimeleri söylemiştim. Pişman mıydım. Hayır. Peki bu içimdeki tarifi belli olmayan bitmek bilmeyen his de neyin nesi.

Burnuma hiçbir zaman aklımdan çıkmayan o kokuyla doldu. Bu kokuyu o kadar çok içime çekip en derin hücrelerime kadar gömmek için neler yapmazdım. Şimdi ise şuan o kadar yakın ki tarifi belirsiz bir huzurla uyuyordum. Yattığım yerde hafif bir şekilde kıpırdayıp gözlerimi açtığımda görüş açıma o yumuşacık kumral saçları girdi. Koltukta yan dönmüş boynundan sarılmış bir şekilde baş ucumda yerde uyuyan arasla sarmaş dolaştık. Bu pozisyona nasıl geldiğimizi hiç hatırlamıyorum. Hafifçe kendimi geriye çekip koltukta oturur pozisyona gelip bulunduğumuz yere göz gezdirdim. Ahşap kulübenin içinde göz gezdirip tekrar arasa baktım. Kıyamam gece nolduysa koltuğun baş ucuna yere yan oturup iki büklüm uyuyordu. Onun bu haline gülümseyip ayaklarımı yere indirip koltuktan kalktım. Yavaş ve sessiz adımlarla banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açıp içeri girdim. Tamda tahmin ettiğim gibi banyoyu bulmuştum. Hızlı bir şekilde elimi yüzümü yıkayıp aynadaki halime baktım. Dün gece ne olmuştu biz ne zaman bu kulübeye gelmiştik nasıl o pozisyonda uyumuştuk hiçbir şekilde hatırlamıyordum. Tek hatırladığım üçüncü bardaktan sonra kafamı arasın boynuna doğru koyup dolunayı izlemekti. Gözlerimi sımsıkı yumup dün geceyi hatırlamaya çalışıyorum ama sonuç kocaman bir karanlık. Derin bir nefes alıp gözlerimi açıp banyodan çıktım. Arası bıraktığım yerde bulunca gülüp yan tarafta kapısı açık olan mutfağa girdim. Buzdolabına ilerleyip kapağını açtığım da karşılaştığım manzara karşısında ağzım o şeklini almıştı. Hiçbir şey yoktu buzdolabında. Bomboştu. Kapağını kapatıp kendimi mutfak tezgahına yasladım. Allah aşkına madem buraya getiriyorsun da neden sabahını düşünmüyorsun yahu. Ne yiycez biz şimdi. Oflayıp başımı tavana çevirip ne yapabiliriz diye düşünürken arasın sesi ile başımı kapıdan tarafa çevirdim.

"Günaydın deniz gözlüm"

Kapının pervazına yaslanmış bir eli ile gözünü ovuştururken diğer eliyelede ağzını kapatıp esnemesini engelliyordu. Bu hali o kadar tatlı ve sevimli gelmişti ki gözüme bir anda kendimi onu hayranlıkla izlerken bulmuştum. Arasa cevap vermeyi unuttuğumu arasın el sallaması ile fark edip rezil oluşluğum ile hemen " günaydın Aras. Ben seni uyandıracaktım ama kahvaltı hazırlamak için girdiğimde buzdolabında hiçbir olmadığını fark ettim. Madem buraya gelicez bari içine birşeyler koysaydın. Aç aç durmayız. Hem ben çok acıktım. Ne yiycem biz şim-"

"Aslı arada bi nefes al istersen ha güzelim. Ne bu sabah sabah enerji. Merak etme elimi yüzümü yıkayıp dışarı çıkıcaz. Atakan mesaj atmış sizin evde kahvaltı sofrası hazırlanmış anaannen herkesi topluyormuş"

Bir anda utançla hızlı hızlı konuşurken araya girip bir anda anaannemden bahsetmesi beni şaşırtmıştı. Yine acaba hangi planını gerçekleştirmek için böyle bir şey yapıyordu anaannem. Kafamı tamam anlamında sallayıp içeri doğru yürüdüm. Koltuğa oturup yerdeki ayakkabılarımı giymeye başladım. Arasta banyoya girip hızlıca işini halledip oda yanıma oturup ayakkabılarını giyince kulübeden çıkıp ilerideki arabaya doğru yürüdük.


Siyahın Mavi IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin