|°19°|

344 27 37
                                    

Adrien'i beklerken sıkıntıdan Miraculous Ladybug and Chatnoir izliyordum. İnternetim gidiyordu ama umrumda değildi. Kendimi bu dizinin baş karakteri ile özleştiriyordum. Benim gibi sakar, salak, aşık... Ama bir şey de vardı  ki, bizi ayıran en büyük özellik. O bir şehir dolusu insanı kurtaracak, onları koruyacak cesarete sahipti. Ben ise değildim. Keşke onun gibi olabilseydim. Cesur, korkusuz, kararlı, güçlü... Her zaman ne istediğini bilen...

Adrien'ın sesiyle odağını ona verip kulaklığı çıkarıp telefon ile birlikte cebime attım.

-Selam!
-Ş-şey, selam!
-Nasılsın?
-İyi işte ne olsun, sen nasılsın?
-İyi~

Bir kaç saniye ortada sessizlik olduktan sonra Adrien konuşmaya başlamıştı.
-Sinema mı lunapark mı?
-İkiside!
-Emin misin?

-Hayır.

kıkırdamış ve sonrada kahkaha atmıştı. Bende onla birlikte mal mal gülüyordum.

-Önce hangisi peki?

-Bana fark etmeyeceğini biliyorsun!

-O zaman... Sinema!

-Peki!

 Ne kadar heyecanlı bir şekilde konuşsamda, aslında sinemaya gitmek istemiyordum. Bu aralar hiç güzel film yoktu. Yavaş yavaş ilerliyorduk. Sinema yakın olduğu için ikimizde acele etmiyorduk. Sinemaya yaklaşmıştık. bir kaç dakika sonra girmiş ve bilet sırasına girmiş olacaktık. Birden elimi tuttu. Bana bakıp göz kırptı ve ilerlemeye devam etti. Bende ona uydum. İçeri girdiğimizde tamamen kızarmıştım ve sıra beklemeden direk kasaya geldik. Sıra yoktu. Duvarlarda bir sürü romantik komedi filmleri ve güzel animasyonlar vardı. 

-En romantik filme çift koltuklarından birer bilet istiyoruz!

kızarmaktan yerin dibine girmiştim. O kadar mutluydum ki! Ne diyeceğimi bilmediğimden her zamanki gibi sadece kekeliyordum. Adrien bunu fark edince parmağını dudağıma koyup sadece "shh" dedi ve dudaklarıma güzel ve masum olmayanlardan bir öpücük kondurmuştu. Sadece donakalmıştım. Sinema salonuna girdik ve film başladı. ve filmin en romantik sahnesinde onunla çıkıp çıkmayacağımı sordu. O anki halimi bir düşünün...

Klasik. Bide gerçekleri anlatayayım. Adrien öküz gibi en sıkıcı aksiyon filmlerinden birine ikimize birden "arkadaşlar" koltuklarından yer ayıttı. Yarım saat civarı sonra başlayacaktı. Ve bütün bu süre boyunca telefonuyla ilgilendi. İçeri girdiğimizde  sadece filmle ilgilendi, üstüne üstlük film iğrençti ki ben aksiyon filmlerine bayılırım... Hayaller gerçeklerden daha bi pembe değil mi?

Kalktım ve filmin ortasında salondan çıktım. Salonun dışında onu bekledim. Bir kaç saat sonra çıktı ve bana filmi övmeye başladı. Sonunda neden çıktığımı sormaya zahmet etti. Bişey demedim.

-Şimdi seni lunaparka ve en sevdiğin dondurmacıya götüreceğim.

-Sinamadan daha iyi olsunda

-Merak etme. Sinemada biraz öküz gibi davrandım özür dilerim. filmin heyecanına dalmışım.

Hızlıca Lunaparka ilerledik. Çabukçak Lunaparka geldik ve dönme dolabın önünde durup cebini kontrol etti. 

-Binelim mi?

-O-Olmaz. Korkarım...

-yanında ben varım sana bişey olmaz.

Bu söze güvenip dönme dolaba binmiştim. Adrien 15 saniye civarı sonra geldi yanıma. Nedenini sorduğumda ise arkasından iki tane kocaman pamuk şeker çıkarmıştı. Ayrıca da biraz yavaş olması için görevli kişi ile konuştuğunu söyledi. Yavaş yavaş hareket etmeye başlamıştık. Bir tur attık, iki tur attık, 3 tur attık derken makine bir anda durmuştu.

-Yaa!

dedim ve bana anlamaz gözlerlerle baktı.

-Makine mi bozuldu?

-N-ne yani sen böyle yapmasını istemedin mi? 

-Aslına bakarsan, evet istedim. ( Y/N: yalan söylüyor burada)

-Yhaa!

-Marinette?

-Efendim?

Telefonuma bir bildirim gelmişti önemli olabilir diye çıkartıp bakmıştım.

-Benimle çıkar mısın?

-Hayır...

-N-ne?

-Olamaz!

 Telefona baka kalmıştım. Bana yazdığı şey...










Güzel yorum ve vote gelmedi -atanlara sevgilerimi sunuyorum- ama yinede atıcam hazır yazmışım sdnjfbsdfhjasb. Seviliyorsunuz...

 Hepinize Lukantte dolu güzel günler dilerim <3



Oceans Love•|•Lukanette💜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin