4.Bölüm🐝 Geçmişin külleri

41 3 0
                                    

Kardeş telefon hazır elinde bi yorum oy moy bi şey yap da 6k kelime yazmışım totomdan.

🐝🐝🐝
Baran yakasını düzeltirken gömleğinin tenine sürtmesi ile sızlandı. Boynundaki yarayı kapatabilmenin bir yolunu bulmazsa tüm gece acıyacak ve muhtemelen tüm gömleği kana bulanacaktı. Kravat takması gerektiğini düşünerek çekmecesini açtı, içinden Zümrüt'ün kıyafeti ile uyumlu bir renk seçerek boynuna bağladı. Gözleri gibi yeşil giyineceğini söylemişti o yüzden Zümrüt yeşilini seçmişti Baran. Son üç gündür hem cehennemi yaşamış hem de yaşatmıştı. Salı günü yaptıkları operasyonda malları ele geçirseler de Leviathan ya da adamlarını yakalamak için geç kalmışlardı. Elebaşını bulamadığı yılanlar zehirlerini saçmaya devam ediyordu. İkinci operasyonda Leviathan'ın sağ kolunu yakalamışlardı ama aslında infaz kararı verilmiş bir koyunu yakalamış olduklarını zaman geçince öğrendiler. Omzuna aldığı bıçak yarasını da o soysuz başarmıştı. Gölge yaşlanmış ve hatalara düşmeye başlamıştı. Bu durum en çok düşmanlarının işine gelmiş olmalı ki açığını buldukları gibi kullanıyorlardı.

Baran sinirle kafasını iki yana sallayıp düşüncelerini bir kenara atmaya çalıştı. Bugün güzel bir gün olacaktı. Zümrüt ile sevgili olarak ilk haftalarıydı ve o günden beri onu sadece bir kez görmek canını sıkmıştı. Özlemişti yeşil gözleri. Kapısına vurulması ile bedenini aynanın önünden çekip kapıya doğru yürüdü. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki? Şüpheli bir şekilde tüm aile dışarıdaydı çünkü. Odasının kapısını açtığında abisini gördü. "Siz hala gitmediniz mi?"

"Annem huysuzluk ediyordu yine şimdi ikna oldu. Gideceğiz. Sana arabayı bıraktığımı söylemek için geldim. Kızla yemeğe gidiyorsun ya. Motorla zor olur, arabayla git." Ses etmeden başını salladı ve kapıyı kapatacakken Bora avcunu kapıya bastırarak engel oldu. "Baran, bi konuşalım mı abim?"

Ne kadar sinirli de olsa biliyordu ki saygısızlık etmezdi kendisine. Kapıyı aralayıp gözlerine baktı. "Neyi konuşacağız? Arabayı dikkatli sürerim merak etme." İkisi de anlık gülseler de Bora elini omzuna koyup bastırınca Baran'ın ağzından kaçan inilti ile Bora kaşları çattı. "Ne oluyor lan? O kadar sert vurmadım."

"Abi dünkü operasyondan kalan yara vardı. Küfür için kusura bakma acıdan çıktı öyle." Bora elini çekerken kardeşine üzgün gözlerle baktı. "Sen kusura bakma aslanım bilemedim yaran olduğunu." Baran sorun yok demek yerine başını sallayarak konuşmasını bekledi.

"Derin hakkında konuşalım seninle." Anında gerilip itiraz için ağzını açtı Baran. "Abim-"

"Abim. Sen dinle beni önce." Baran başını sallayıp kafasını eğdi. Babasının yokluğunda abisi ona babalık etmişti ona saygısı hep çok fazlaydı. "Tamam abim."

"Derin şu an hepimizden çok sana ihtiyaç duyuyor. Tamam bir hata etti. Gizledi haklısın kızmakta. Ama durum belli. Sen ve Ilgaz'ın arasını duymayan görmeyen kalmadı. Rana ile olanlar..." Sözünü tamamlayamadı. Boğazını temizledi ve devam etti. "Bak ben bir kardeşimi bu kavgaya heba ettim. Sen de hala acısını çekiyorsun. Zümrüt ile yeni kavuştun o kadar yıl sonra. Neler çektin ben biliyorum. Ama Derin senin kadar dayanıklı değil, hele de yeğenimiz ile tehlikedeyken. Ufacık hatrım varsa şu zor zamanlar geçene kadar ona nazik davran."

Başını kaldırıp yaşlı gözlerle abisine baktı. "Abi Derin benim biriciğim sen de biliyorsun. Elimizde büyüdü, doğduğu gün bile aklımda. Dayı oluyorum diye tüm cihana haykırmak istiyorum. Benim de canım yanıyor. Kırgınım ama ona zarar gelsin istemiyorum ki. Bana söyleyebilirdi ilk benim bilmem gerekirdi. Bir tarafta Doğu, senden öteye koymadığım kardeşim dediğim kişi, bir tarafta Derin'im, güzel prensesim.. İkisi bana yalan söylemiş, dünyam başıma yıkıldı abi. Kime güveneyim ben şimdi? Kırgınlığım geçsin diye uzak duruyorum yoksa ikisi de benim canım kanım, Doğu'dan iyi kimi bulacaktık prensesime?"

Çıkmaz Sokak +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin