17 Yıl Önce, Kansas
Volkswagen marka siyah minibüs otobanın kenarında durdu. Sürücü koltuğunda oturan adam hızlıca arabadan indi. Minibüsün arka kapısını açıp içinden bir kadınla bir erkeği sürükleyerek aracın yanında yere oturttu. Çiftin elleri ve gözleri bağlıydı. Çırpınmanın ya da kurtulmaya çalışmanın bir faydası olmayacağından çoktan teslim olmuş görünüyorlardı. Kadın koyu renk kumaş pantolon ve omuzlarını açıkta bırakan krem renk ipek bir bluz giymişti, erkek ise siyah bir gömlek ve kot pantolon... Arabada henüz yeni doğmuş bir bebek ağlıyordu. ''Onu neden buraya getirdin Patrick, o daha bir bebek!'' dedi yerdeki adam. Kadın hıçkırıklarla sarsılırken una pek de aldıran yok gibiydi . Patrick belinden bir silah çıkarttı. Yapmaya alışkın olduğu belli olan hareketlerle silahla biraz oynadı. ''Hadi ama, daha iyisini yapabilirsin George. Biraz ağlamayı dene. Hadi, karşımda ağla!''
''Karımı ve çocuğumu bırak. Bana istediğini yap!'' Kadın daha sesli ağlamaya başladı. Çocuğu için canını seve seve verirdi ama ağlamamak elinde değildi.
''Karına artık güvenemem. Risk almak bizim doğamızda yok.'' dedi Patrick, aşağılayıcı bir gülümseme yüzüne yayıldı. Silahı kadına doğrultup göz kırpmadan tetiği çekti. Patlama sesiyle ortalık inledi. İpek bluz kırmızı renge bulanırken George kadının önüne atıldı. Gözleri bağlı olduğu için artık çok geçti, ama olanları yeni idrak edebilmişti. Patrick'in yüzünde donuk bir ifade vardı. Arabanın içindeki bebeği alıp yavaşça yere bıraktı ve George'un yanına yaklaşıp gömleğinin ilk birkaç düğmesini açtı. Cebinden küçük bir şişe çıkardı. Küçük şişe masmavi bir sıvıyla doluydu. Parlak sıvıyı George'un boynunda yanan ateşe damlattı. Alev git gide söndü ve yerinde sadece küçük bir iz kaldı. ''Bunu sen istedin eski dostum, artık bu küçük şeytanla başbaşasın. İyi şanslar.''
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! :) :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Aşkı
Teen FictionHiçbirimiz Hak Ettiğimiz Hayatı Yaşamıyorduk Nasıl Olsa; Hep Ya Daha Fazlası, Ya Daha Eksiğiydi...