-Özel Bölüm-

159 26 79
                                    

Multi: Yiğit'in Aymira'ya aldığı kolye😻💜

-25.04 Aymira'nın doğum günü-

Şimdiden keyifli okumalar💜

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💜

•••

Bu sabah kendi isteğimle ilk defa erken kalktım. Komidinin üstünde duran telefonumu alıp saate baktım. Saat altıyı beş geçiyordu. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Üzerimi değiştirmeme gerek yoktu zaten evdeydim.

O yüzden işlerimi halledip mutfağa indim. Abim asla bu saatte kalkmazdı. O yüzden sadece kendim için kahvaltı hazırladım.

Kahvaltımı yaptıktan sonra odama çıktım yarım bıraktığım kitabı alıp okumaya başladım.

Beni kitaptan ayıran ses telefonumda ki alarmdı. Yanımda duran telefonu aldım ve alarma baktım. Kocaman harflerle 'BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM UNUTMA' yazıyordu. İnsan kendi doğum gününü nasıl unuturdu. Bugün benim doğum günümdü. Beniiiim! Oha.

Ama kimse kutlamadı. Unuttular mı ki? Hadi abim unutur ama Asel ve Emir onlar nasıl unutur? Her doğum günümde 00.00'da mesaj atardı ikisi de. Belki uyuya kalmışlardır. O yüzdendir. Yoksa eminim kesinlikle yazarlardı.

Telefonumu alıp watsaba girdim. Hiç bir mesaj yok. Sadece annem ile babam kutlamış. Onlara kısa bir cevap verip çıktım. Telefonu sinirle yatağa fırlattım. Dolabın kapağını açıp içinden kotumu ve gri abimin olan tişörtü aldım. Hızlıca giyinip cüzdanımdan para aldım ve dışarı çıktım.-telefonumu unutmadım onu da aldım.-

Taksi çağırıp sahile indim. Kenardaki büfeden çekirdek ve kola alıp boş bulduğum banka oturdum. Sinirle hem çekirdeği çitliyorum hem de bizimkilere sövüyordum. "Ya siz benim gibi mükemmel birinin doğum gününü nasıl unutursunuz ya."

"Hele Asel sen hiç bir doğum günümde saati kaçırmazdın."

"Ahh Emir sen,sen nasıl unutursun püü senin gibi arkadaşa."

"Yiğit aşkım peki sen seni sevenin doğum gününü nasıl unutursun ahh ahh."

"Ahh bir de sen varsın Rüzgar,sen benim abimsin be sen nasıl unutu-" cümlemi tamamlayamadan yanımda ki hareketlilikle sağıma doğru döndüm.

Ve "Yine niye atıp tutuyorsun abine." dedi Yiğit. Yiğit? "S-Senin ne işin var burda?"

"Gördüğün gibi spor yapıyordum seni gördüm yanına geleyim dedim abine sövüyordun."

Ayy inşallah ona dediklerimi duymamıştır. Bence duymadı. Dimi yani duymamıştır. "Ee sen napıyorsun burada?" Ahh Yiğit'cim sen gelmeden önce çok güzel sövüyordum. "Hiiç öyle hava almaya gelmiştim."

"Anladım,ee hadi gel eve gidelim. Napıcan burda." El mecbur ayağa kalktım. "Tamam o zaman hadi."

-3 saat sonra-

Saat 12'ye geliyordu. Abim daha yeni kalktı için ona kahvaltı hazırlayıp tekrar odama çıktım. Şu ana kadar kimse kutlamadı ve bende artık saldım.

Abim bile ya o kadar 'günaydın abicim,hemen kahvaltını hazırlayayım' dedim ama yok kutlamadı. Yatağıma oturup kalan kitabı mı okumaya başladım.

Yarım saat falan aralıksız kitabı okuyup bitirdim. Yeni kitap almak için kitaplığıma doğru yürüdüm. Elime geçenlerde D&R'dan aldığım Romeo ve Juliet kitabını aldım. Yatağa geçip tekrardan kitap okumaya başladım.

Bir saat kadar daha okuyup kitabı kenara koydum. Bitmesine az kalmıştı zaten. Telefonu elime alıp sosyal medya hesaplarımda gezindim. Kuzenlerim ve bir kaç arkadaş kutlamış. Onlara cevap verip watsaba girdim. Ne kadar güzel hiç bildirim yok. Kendi hattımı çıkartıp diğer hattı taktım ve Yiğit'e yazmaya başladım.

Beyaz Çikolata'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin