Bölüm 11 🍃

258 18 16
                                    

Son Yaprak Düşene Kadar

Artık bütün ipler kopmuştu.

Heyecanla adım attığım bu dünya bir harabeye dönüşmüş ve artık kurtarılacak bir yanı kalmamıştı. Karısını sevmeyen bir adam için daha ne kadar kendimi yorabilirdim, bilmiyordum.

İpleri kopartan o darbenin benimle hiçbir alakası yoktu, daha doğrusu bizimle.

Artık olaylar tamamen Mert'in, sevgili eşimin geçmişinin, geleceğimize bıraktığı izlerin etrafında dönüyordu.

Bir saat kadar önce uykudan uyanmış, mutfağıma geçmiştim ki kapı çaldı. Ve tekrar o ana sürüklendim.

‚Sabah sabah mı? Cidden mi?'

Bedenimin içi beton yığını gibiydi. Artık kendimi bile taşıyamıyordum.

Zil üst üste çalmaya başladığında sinirlerimin gerildiğini hissettim. Kapıyı açtığımda karşımda Ezgi duruyordu. Kaşlarım çatıldı.

„Ezgi?"

„Merhaba Elif." Huzursuz görünüyordu, dudaklarını ısırdı, ardından tekrar gözlerime baktı.

„Mert yok değil mi?"

„Yok. Buyur geç." Daha fazla kapıda bekletemeyeceğimi anladım, içinde yatanları da bir çırpıda kapıda söyleyebilecek gibi durmuyordu. Ezgi salona geçerken geceliğimin eteğini hafifçe çekiştirdim.

Bakıldığında ve durup düşündüğümde Ezgi'yle hiçbir problemim yoktu. Sadece bir araya gelinen birkaç seferde bana karşı tuhaf bir şekilde saldırgan tavırlar sergilemişti fakat kızı tanımıyordum bile.

Ezgi'nin oturduğu koltuğun yanındaki koltuğa oturdum, Ezgi hala epey rahatsız görünüyordu.

„Ezgi iyi misin?"

Başını kaldırıp yüzüme baktı. Başını onaylamak istercesine salladı.

„Bir şey içmek ister misin?"

„Yok, teşekkür ederim. Sadece sana bir şey söylemek için geldim."

Kaşlarım çatılırken başımı salladım, devam etmesini bekledim.

„Sana karşı epey ters davrandım, farkındayım. Özür dilerim."

„Sorun değil."

„Hayır sorun. Sorun, çünkü-" Devam edemedi. Sabırla beklemeye devam ettim.

„Çünkü?"

„Bizim Mert'le bir geçmişimiz var." Sustum. Cevap vermedim, veremedim. Ne diyebilirdim ki? Zaten fark etmiştim, bu yüzden şaşırmamıştım.

„Kuzen olmanız da buna engel olamamış sanırım." Tonlamam gayet sakindi. Sanki havadan sudan konuşuyordum. Başını iki yana salladı.

„Ceyda'yla Mert anne tarafından kuzenler fakat biz değiliz. Benim annem, Mert'in teyzesi değil."

Bu bilgi yeniydi.

„Elif... Evlenmeden önce söylemek isterdim ama burada değildim ki."

„Sorun değil Ezgi." Artık hiçbir şeyi sorun edemiyordum. Başım ağrıyordu.

„Sorun Elif. Sorun, çünkü tamamen geçmişte kalan bir şey değil."

Artık hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim. Gerçekten yorgundum.

„Hala birlikte misiniz yani?" Başını iki yana salladı.

Son Yaprak Düşene KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin