Mahkeme salonunun önünde beklerken hepimiz o kadar tedirgindik ki. Ya çıkamazsa ne yapardım ben ? Elis bana endişeli endişeli bakarken ben sadece mahkeme kapısına bakıyordum.
''Lavinya ÖZSOY şahitlik için bekleniyorsunuz.'' diyerek bir adam çıktı o kapıdan. Heyecanlı bir şekilde giderken Ateş ve Elis'e döndüm. İkisinin de yüzündeki o güven verici ifadeyi gördükten sonra kendimden emin bir şekilde içeri girdim. Egenin gözlerini gözlerimde gördüğüm an yerime çakılı kaldım. O gözler gözlerime değince bütün bilincimi her şeyimi kaybediyordum sanki. Kafasını çevirince bende yerime çektim.
''Evet Lavinya ÖZAY söyleyeceklerini dinliyorum.''
''Teşekkürler hakim bey. Biz olayın olduğu o gün beraber kafedeydik. Ödevimiz vardı ve beraber çalışıyorduk. Sonra ödev işini halledince sahile gidip temiz hava almak istedik dolandık. Sonra Egelere geçip film izledik. Sabahta zaten Egeyi almaya gelmişlerdi. Bütün gün Ege bizimleydi. Egenin bir suçu yok. Ege kimseye zarar vermez. Korur kollar. Çok güzel bir kalbi var onun. Orada olmayı hak edecek en son insan bile değil. Beni birkaç ay önce bir tecavüzcünün elinden kurtardı. Bakmayabilirdi dönüp gidebilirdi ama yapmadı. Böyle bir insan nasıl katil olsun söyler misiniz?'' bunları derken gözümden akan yaşın yanağımı ıslattığını hissettiğimde ağladığımı anladım. Hakimin öyle bir bakışı vardı ki gerçekten beni içtenlikle anladığını anladım. Gözlerim Egeye döndüğünde şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.
''Teşekkürler Lavinya ÖZAY çıkabilirsin. Elis IŞIK 'ı çağırın.'' Dediğinde bende bacaklarım titreye titreye çıktım o koca kapıdan. Yanımdan Elis geçti ve içeri girdi. Ateş endişeli gözlerle yanıma geldi. Ben ise Ateşe sarılıp ağlamaya başladım.
''Çıkacak dimi ? K-kalmayacak orda.'' Sesim titreye titreye sordum Ateş'e.
''Çıkacak Lavinya. Söz veriyorum onu oradan çıkaracağız.'' Derken ilk defa sesinde o merhameti hissettim.
''Ama ağlamak yok hadi toparlan ne bu böyle bebek gibi. Ege'yi böyle mi kurtaracağız ? '' diyerek buruk gülümsemesiyle bana baktı.
''Tamam tamam iyiyim. '' diyerek beklemeye başladım. Elis çıktığında Ateş'i çağırdılar. Elis yanıma gelip sımsıkı sarıldı bana. Beni o kadar iyi biliyordu ki.
''Onu öyle görmeye dayanamıyorsun dimi ? Ama Ege çıkacak merak etme. Buradan beraber çıkacağız. Hadi toparlan bakalım Lavin Hanım.'' deyip gözümdeki yaşları sildi. Beş dakika sonra Ateşte yanımıza geldi ve beraber beklemeye başladık. Heyecandan bir o yana bir bu yana gidip geliyordum. Avukat dışarı çıkınca koşarak yanına gittim.
''N-ne oldu ? '' titrek sesimle sormaya çalıştım avukata. Elis ve Ateş'de hemen yanımdaki yerlerini almışlardı. Tam ağzını açacakken gözlerimi kapatıp diyeceği şeyi bekledim. Ve o an kulağıma gelen en güzel sesi duydum.
''Artık özgürüm.''
Yumduğum gözlerimi kocaman açıp Egeye baktım. O da buruk gülümsemesiyle bana bakıyordu. Hani bazı anlar vardır ya her güzel şeyin sonu olduğunu anlarsınız, o farkındalık yüzünüze tokat gibi çarpar. Bende şuan o durumdaydım. Çünkü bu günden sonra bir daha Ege olmaycaktı.
Ateş gidip Ege'ye sarıldı, Elis de öyle. Ama ben öylece kaldım. Hareket dahi edemiyordum.
''Elis benimle bir gelir misin seninle konuşmam gereken bir şey var.'' deyip kaş göz işareti yaptı Ateş. Elis'e anlamış bir ifadeyle kafa sallayıp bizden uzaklaştılar. Ege yavaş adımlarla yanıma gelip mesafemizi kapattı. Ne çok yakışmıştı hırkam ona.
''Hırka için teşekkür ederim ve söylediklerin için de.'' deyip hırkayı çıkartıp bana verdi.
''Önemli değil. Kim olsa aynı şeyi yapardı değil mi ?'' deyip gözlerinin içine baktım. Baktığım an gözlerindeki o kırgınlığı gördüm. Keşke demeseydim dedim ama bir daha görmeyeceği insana neden kırılılsın ki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN HİKAYE
Teenfikce''Aşk dedikleri bu mu gerçekten ? Ondan uzaklaştığın an ona hasret kalmak. Bir gülümsemesini, onun bir hüznünü günlerce yanında taşımak... Onun hüznünü kendine katmak mı aşk ? O kal deyince gitmek, git deyince kalmak istemek mi? Bir cümlesine bin an...