𝓀𝓇𝒶𝓁 '𝚤 ℴ̈𝓁𝒹𝓊̈𝓇𝓂ℯ𝓀

2. you're all i want

kitap merlin'den esinlenilmiştir. hatta bazı kısımları aynı da olabilir nddnnd.
bunun pek bir önemi yok ama söyleme ihtiyacında hissettim kendimi.

bir de açıklama yapmam gerek;

uyuyup uyumamaları önemli değil, saat 00.00 - 06.00 arasında diğer yasantida buluyorlar kendilerini.
ve hiçbir zaman birbirlerini, diğer yaşantılarındaki hallerini hatırlamıyorlar.

not: merlin izleyin.

yazar;

naruto omzunda hissettiği el yüzünden arkasına döndü.

s: ayağının üstüne basamıyorsun, babana gözükmen lazım. neden buraya geldin?

sasuke, sarı dağılmış saçları ile mavi gözlere sahip olan bu çocuğa uzun süre baktı.

naruto, prensin sorusuna hemen cevap verdi.

n:size ilacı bir an önce getirmeliydim prensim.

sasuke'nin yüzündeki ciddi ifade küçük bir sırıtışa döndü.

hoşuna gitmişti,
"ona karşı sadık olması"

masada cam şişede duran ilacı eline aldı, ve tek bir yudumda içti.

naruto yavaşça eğilip, odadan çıkmak için kapıya yöneldi.

aklından "kendisine azıcık hizmet edilince nasıl da zevk alıyor" diye geçirdi.

ayağı yüzünden, ağır ağır yürüyordu.

sasuke elindeki boş cam şişeye baktı, daha sonrasında çıkmak üzerede olan çocuğa doğru hızlıca fırlattı.

cam şişenin yere düşüp düşmemesi,
sarışın çocuk için alacağı kararı verecekti.

ama tahmin edebiliyordu.
çocuk daha cam şişenin kendisine geldiğini anlamadan,
şişe yere düşüp, parçalara ayrılacaktı.

sasuke; şişeyi fırlattığı kolunu indirirken çocuğun bir anda kendine doğru döndüğünü, hızlıca şişeyi tuttuğunu fark etti.

naruto şişeyi tutmuştu, evet ...
ama ayağının acısını bu hareketi yaparken bir anlığına unutmuştu.

cam şişeyi tuttuğu gibi bırakması an meselesi oldu.

cam şişe yere düştü ve parçalara ayrıldı.

naruto yere çöküp, ayağını tuttu.
gereksiz yerde kullandığı reflekslerine daha sonra da prense kızdı.

o şişeyi fırlatmasaydı bu olmayacaktı.

dudaklarını ısırdı.

sasuke onun emrinde olan şövalyelere seslendi.

naruto dolmak üzerede olan mavi gözlerle baktı.

prens sasuke, naruto'nun babasının buraya gelmesini söylemişti.

sasuke daha sonrasında hafifçe naruto'ya doğru eğildi.

s: baban geliyor. baban gelene kadar bana şişeyi nasıl tuttuğunu anlatabilirsin?
nasıl anladın? sonuçta arkan dönükken göremezdin değil mi?

naruto acı içinde olsa da hafif kıpırdayıp, anlatmaya başladı.

n: prensim, bunu anlamak hiç zor değildi.
hızlı ve güçlü fırlatmak için kendinizi sıktınız. bu yüzden de biraz ses çıkardınız.
ilk başta tabi ne yapmak istediğinizi anlamamıştım. daha doğrusu şimdi de anlamadım. bana neden şişeyi fırlattınız prensim?