4.Bölüm

442 11 3
                                    

Medya;Savaş ASLAN
Ateş ayğakta bir sağa bir sola yürüyordu "Hayır yani kim yapabilir bunu anlamıyorum"dedi ve biraz düşündü sonra ışık hızında Asel'e döndü hızlıca ona yaklaşıp kolundan tuttu ve kaldırdı "Yoksa sen birine mi çalışıyorsun ? Ekin hemen alt kattaki borduma götür ve konuştur şunu"dediğinde Asel ona şokla baktı "Bir dakika ya ne yani sanki doğru değilmiş gibi kaçırmadınız mı sanki?"dedi Ateş biraz düşünüp "Sayılır ben onu sadece düşmanlarımdan korumak için burada tutuyorum"dedi Asel "E buda alıkoy-bir dakika ne düşmanı ya bak senin yüzünden kardeşime bir şey olursa senin cehennemin olurum!"dedi bu kız yürek mi yemiş dedim Ateş'te bunu düşünüyor olmalıymış ki kaşlarını çatıp "Karşında kim olduğunu bilmiyorsun küçük kız, ilk olarak şu polisi ayarlayan kişiyi bulacağım sonra senin o küçük dilini keseceğim"dedi Ekin'e başıyla bir şey işaret etti Ekin Asel'in kolundan tutup kapıya sürükledi Ateş'e bakip "Nereye gidiyorlar?"diye sordum "Başka bir eve"deyince kaşlarımı çatıp "Ben de gidiyim onlarla hem aynı odada kalmak zorunda kalmayız"dedim tek kaşını kaldırıp iki adımda yaklaştı bana yüzü fazla yakın olduğu için hafiften domates olduğumu biliyordum sanki buralar sıcaklaştı mı ne?
"Hayır küçük kuş benimle daha güvendesin, yani sayılır"dedi ve sırıttı göz devirip yanından ayrılacakken
"Nereye böyle"dedi Ateş "Odama"dedim sırıttı "Yani odama"dedi bıkmış  bir surat ifadesi ile"Senden ne kadar uzak durursam o kadar iyi olurum Ateş"dedim bana yaklaşıp üzerime eğildi "Ateş'in yuvasında iken nasıl kaçmayı düşünüyorsun"dedi
"Bilmem düşünmüyorum belki kül olup ölürüm" dedim "Ya da belki de kül olup yeniden doğarsın ama bu sefer Ateş'in vücut bulmuş hali ile" ne söyleyeceğimi bilemezken kapı çaldı gözlerimi Ateş'in gözlerinden çekip kapıya doğru yürüdüm, kapıyı açtığımda karşımda ela gözlü ve siyah saçlarıyla oldukça uzun olan bir adam gördüm Ateş yanıma geldiğinde gördüğü kişi ile kaşlarını çattı "Senin burada ne işin var Savaş, hemen yürü git evimden hem sen bu evi nerden biliyorsu?!"diye sordu sinirlice Savaş denen adam sırıttı ve "Aa Ateşçim beni içeri almıyacakmısın?"diye sordu Ateş kaşlarını olabildiğince daha çok çatıp "Yürü git dedim sana!"dedi dişlerini sıkıp Savaş tekrar gülüp "Tamam tamam ya bir şey demek için geldim babam Asel denen kıza mesaj atmış ve polisi aramasını istemiş"dedi ne yani babasınımı satıyordu Ateş kaşlarını havalandırdı -ki bu onu çok çekici yapıyordu- bunu inkar edemezdim "Ah doğru ya Demir ASLAN nasıl aklıma gelmedi ki"dedi sonra içeri girdi Savaş bana bakıp göz kırptı ve "Görüşürüz ufaklık"dedi ve arabasına doğru yürüdü kapıyı kapatıp salona girdiğimde Ateş salonda yoktu merdivenlere yönelip yukarıya çıktım Emir'in odasından sesler geliyordu odaya girdiğimde Zümrüt teyze eşyaları topluyordu "Noluyor ya nereye gidiyorsunuz" dedim Zümrüt teyze üzgünce "Ateş bey başka eve taşınacağımızı söylüyor"dedi Emir'e baktığımda eşyalarını düzensizce katlayıp bavula koyuyordu hemen yanına gidip yardım ettim.
Ateş'in odasına gidip kapıyı açtım Ateş eşyalarını topluyordu yanına gidip başında dikildim yüzünü kaldırıp bana baktı "Ne bakıyorsun eşyalarını topla daha güvenli yani korumalı ve büyük bir eve gideceğiz"dedi
"Peki ya Asel ve Ekin ne olacak?"diye sordum "Merak etme Ekin Asel'i de getirecek"dedi kafa sallayıp eşyalarımı toplamaya başladım.
Arabaya bindiğimizde yola koyulduk. Yaklaşık iki saat sonra eve varmıştık demir kapıda üç koruma bekliyordu kapıyı açtıklarında yirmiden fazla kotuma vardı araba furduğunda bir kaç koruma kapıları açtılar ve bavulları alıp saray yavrusuna geçirdiler.
Bu ev bu yaşam bana şans getirebilecekmiydi?

ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin