Sabah gözlerimin ağırması ile açtım dün nedensizce kalbim sızlamıştı ve bir kaç "dakika" ağlamıştım ne yani daha 1 hafta bile olmadı geleli bu kadarmı bağlanmıştım diye düşünürken kapım açıldı ve Emir koşarak üzerime atladı "Günaydııın" diyerek yanağıma öpücük kondurdu gülümseyip "Günaydın yakışıklı" dedim Emir heyecanla elimden tuttu ve çekiştirmeye başladı "Hadi gel abim bahçeye oyun parkı yaptırmış bana kıyamadı tabi acaba arabada mı istesem?"dedi şaşkın gözlerle ona bakarken yüz halime gülüp "Şaka yaptım ya oyun parkı bana yeter hem zaten 2 haftadır dışarı çıkamıyordum arabalarımla oynamaktan sıkılmıştım" dedi sonra tekrar yanağımdan öpüp kapıya koştu ve aşağı indi banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim.
Ateş salonda oturmuş gazetesini okuyordu bana baktığında gözlerimi kaçırdım ve bahçeye çıktım Emir salıncakta sallanıyordu beni görünce "Hira abla gel gel tahteravalliye binelim!"diye bağırdı tahteravalliye doğru yürüdüm Emir bindiğinde bende bindim kendisi yukarı çıkarken ben aşağıdaydım kahkahaları bahçeyi inletirken Ateş'in sesi duyuldu "Emir yemek vakti sonra yine oynarsın"dedi Emir somurtsada salona geçti ben de Ateş'e bakmadan geçecekken eli bileğimi sardı ve evin arkasına doğru yürüdü "Ateş ne yapıyorsun bırak bileğimi!"dedim ama o dediklerimi umursamadan yürümeye devam etti en sonunda beni kendi ile duvar arasına sıkıştırdı tam ağzımı açmış konuşacakken "Bak şimdi söyliyeceklerimi iyi dinle çünkü bunu bir daha duyamayacaksın. Ben sana önemsizsin demek istemedim ben... ben sadece kimseye çaktırmamaya çalışıyordum ve... sonra... sen fotoğrafı gördün ve sonuç bu. Bak ben hayatım boyunca bir kere özür diledim o da annem ölürkendi şimdi benden özür istiyorsun biliyorum ama yapamam o kelime çıkmaz ağzımdan"diyerek sözünü sonlandırdı kutumuş dudaklarımı dilimle ıslatıp kafa salladım "Senden özür beklemiyordum beklemiyorumda sadece o önemsizsin sözü beni biraz incitti, tamam mı? Yani senden özür beklemiyorum"dedim Ateş duvardaki ellerini çekip son kez baktı bana ve kapıya yürüdü arkasından bakarken beklemediğim bir yaş geldi gözümden elimin tersi ile hırçınca sildiğimde hızlıca kapıya yürüdüm o sırada flaş patlama sesi geldi arkamı döndüğümde maskeli bir adam ile göz göze geldim adam ona baktığımda göz kırpıp gözden kayboldu korkup içeri geçerken Zümrüt sultan yanıma geldi "Kızım bu ne hal böyle yüzün kireç gibi oldu" dedi ve kolumdan tutup salona götürdü Ateş ve Emir sofraya oturmuş beni bekliyordu Zümrüt sultan ile masaya oturduk ve herles yemehe başladı Ateş'e baktığımda kaşlarını çatmış bana bakıyordu omuz silkip yemeğime devam ettiğimde o da devam etmişti.
Sofrayı kaldırdığımızda Zümrüt teyze odasına çıkmıştı Ateş televizyon izlerken Emir bahçede oyun oynuyordu odama gidip güzel bir duş almak istiyordum ayağa kalktım ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım tam kapıyı açacakken biri elimi tutup başka odaya götürdü bunun Ateş olduğunu keskin kokusundan anlamıştım odaya girfiğimizde buranın Ateş'in yatak odası olduğunu fark ettim buram buram Ateş kokuyordu beni yine ve yine duvarvile kendi arasına sıkıştırmıştı hayır yani duvar ile ne alıp veremediği var?
"Sofradaki halin neydi böyle"dediğinde elimle onu hafifçe ittim ama ona işlemedi "Ateş çekilirmisin duş alacağım?"
"Duşunu sonra alırsın sana soru sordum ikiletme" dedi göz devirip "Yok bir şeyim çekil"dedim o kendini daha çok bastırırken dişlerinin arasından tısladı "İkiletmemeni söyledim, yüzün bembeyaz olmuştu ne olduğunu söyle"dedi söylemek ile söylememek arasında kalırken dilimi ısırdım "Ah tamam sen bahçeden gittikten sonra tam kapıya yetiştim flaş patlama sesi duydum arkamı döndüğümde maskeli bir adamla göz göze geldim sonra zaten onu gördüğümü görünce kaçtı"dedim
Savaş kaşlarını çatıp
"Bunu daha önce söylemeliydin şimdiye kadar fotoğraf eline geçmiştir"dedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Teen Fiction"Nereye böyle?" diye sordu Ateş "Odama"dedim sırıtıp "Yani odama"dedi bıkmış bir ifade ile "Senden ne kadar uzak durursam o kadar iyi olurum.."