Sabah üstümdeki ağırlıkla gözlerimi açtım başımı kaldırıp baktığımda bunun bir adet Emir olduğunu gördüm gülümseyip uyanmamasına dikkat ederek yana koydum biraz kıpırdansa da uyanmadı yataktan kalkıp banyoya ilerledim içeri geçip yüzümü yıkadım ve dağılmış saçımı taradım o sırada odanın kapısının açıldığını duydum saçımı taramayı bitirince banyodan çıktım Emir'i yerinde göremeyince aşağı indim Asel ile oyun oynuyorlardı gülümseyip yanlarına gittim "Merhaba, bende katılabilirmiyim?"dedim Asel bana bakıp heyecanla sarıldı "Seni çook özlemişim" dedi "Bende, dur sen neredeydin?"dedim yanakları kızarınca bir iş olduğunu anladım Emir'e baktığımda oyununa dalmıştı Asel'in kolundan tutup odama çıkardım yatağa oturtup "Anlat ne oldu hemen her detayı istiyorum"dedim heyecanla utana sıkıla ağzını açtı "Ya biz buraya gelirken araba bozuldu gece gece böyle 1 gün boyunca yürüdük ayaklarım ağrıyınca Ekin'e 'oturalım'dedim sonra bir kaç dakika oturduk sonra Ekin kalktı beni de kaldırdı böyle bir saat daha yürüdük bir tane petrol gördük hemen geçip telefon istedik çekiciyi aradık sonra işte çekici ama adam baya bir çekiciydi tabi Ekin kadar olamaz da neyse işte adamın arabasına bindik arabanın bozulduğu yere gelene kadar adam resmen bana yiyecekmiş gibi baktı işte bunu gören Ekin kaşlarını çatıp adama 'çek şu gözlerini kızın üzerinden'dedi sonra bana baktı bende böyle bir kızardım yanaklarıma bakıp güldü sonra önüne döndü sonra zaten arabayı tamir ettiler bindiğimizde Ekin bana bakıp 'düzelt şu eteğini'dedi öküz gibi neyse sonra bindik iki saat boyunca hiç konuşmadı ona biraz bozuldum ama sıkıntıya vermedim işte ışıklarda durunca hava almak için camı açtım yan taraftaki erkekler bana laf attı Ekin arabadan inip ikisine de yumruk attı böyle bağırdı 'kimsin lan sen kıza göz kırpıyorsun!'diye sonra işte işi bitti geldi bindi arabaya bana baktı tabi ben şokla karışık korkuyla baktım ona 'Niye öyle bakıyorsun görevimi yaptım sadece'dedi tabi gözlerini kaçırdı sonra geldik işte şimdi Ateş'le aşağıda oturuyor" dedi ben ona bu iş tamam diye bakışlarımı attım kapı açılıp içeri Emir girdi kaşlarını çatıp "Ya iki saatir size sesleniyorum niye tınlaşmıyorsunuz bana hem Zümrüt sultan kahvaltı hazırladı"dedi sonra kıvırta kıvırta çıktı odadan Asel ile birbirimize bakıp gülmeye başladık sonra "Hadi gidelim fazla bekletmeyelim aç beylerimizi"dedim aşağı indik ve sofraya oturduk herkez yemeğini yemeye başladı.
Asel,Zümrüt sultan ve ben sofrayı topladık ve bulaşıkları makineye dizdik şimdi ise Asel ile odada eşyalarını diziyorduk "Ya biz burada napacaz ki"dedi ben bubdediğine gülüp "Ben daha dün kaçırılmış bir insanı-"diyecektim ki cırtlak sesi ile "Ne kaçırılmak mı dedin sen,Ne zaman?Nerde? Kim?"dedi yüzü endişe ile parlıyordu "Ya bir kaç gün önce Savaş diye bir adam kaçırdı yani babası kaçırtmış"dedim Asel onlara söverken eşyaları dizmeyi bitirmiş salona inmiştik Ateş ve Ekin oturmuş hararetli bir şey konusuyorlardı sadece "Onu yakalat" dediğini duydum zaten bizi görünce susmuşlardı konuyu ilk açan Asel olmuştu "Kimi yakalatacaksınız?" diye sordu Ateş "Bu sizi ilgilendirmiyor" dedi kaşlarımı çatıp aklıma gelen ilk ismi söyledim "Savaş mı?" Diye sordum Ateş kafasını sallayıp beni onayladı kaşlarım daha da çatılırken "Ah gerçekten sinir oldum şu adamın babasına" dedim Ateş kaşlarını çatıp "Ha yani o adama sinir olmadın?"dedi sinirle hayır ne diye sinirlenmişti ki "Yani fazla sinir bozucu değil"dediğimde ayağa kalktı ve sinirle kolumdan tuttu çıkışa ilerlerken Asel arkadan bağırıyordu kapıyı açıp arabaya ilerledi kolumu çekmeye çalışırken arabayı açıp sinirle beni fırlattı bakın fırlattı diyorum beni 'bindirdikten!'sonra o da bindi ve tam gaz sürmeye başladı ve ben nereye gittiğimi bilmeden oturuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Roman pour Adolescents"Nereye böyle?" diye sordu Ateş "Odama"dedim sırıtıp "Yani odama"dedi bıkmış bir ifade ile "Senden ne kadar uzak durursam o kadar iyi olurum.."