•5•

1K 319 282
                                    

༄༄༄

Jisoo'dan;

"Ben çıkıyorum, Ye Na!"

Ellerimi belime götürerek önlüğümün iplerini çözdüm ve üzerimden çıkarttım. Bu sırada, masalardan birine koyduğum çantamı elime aldım ve üstüme çekidüzen vererek kapıya doğru ilerledim.

"Sakin ol ve ona her şeyi anlat. Eksiksiz bir şekilde hem de. Eminim ki daha iyi olacaksın ballı turtam."

Ye Na'nın dedikleriyle ona hafifçe tebessüm ettim ve yanına giderek sıkıca sarıldım. Geçen birkaç saniyenin ardından randevu saatinin yaklaştığını fark ederek, onunla vedalaştım ve kafeden dışarıya çıktım.

Dün gece gördüğüm rüya, daha doğrusu kabus sebebiyle artık tamamen bir psikolojik yardıma ihtiyacım olduğunu anlamıştım. Dün gece yaşadıklarım çok başkaydı ve bu kendi başıma halledebileceğim bir şey değildi onu daha net anlamıştım artık.

Ye Na, sabahın erken saatinde tanıdığı birini arayarak bana işinde başarılı bir psikiyatristten randevu ayarlamıştı. Araya tanıdık girdiği için de hemen bugün öğlene bu randevuyu alabilmiştik.

Psikiyatrist Kim, olarak bildiğimiz bu kişinin tam adının ne olduğunu bilmiyorduk. Ye Na'da bunu çok umursamamış ve sorma gereksinimi de duymamıştı.

Navigasyondaki adrese tekrardan baktığımda doğru yerde olduğumu anlamam da uzun sürmemişti. Bu hastane, çalıştığımız kafeye yaklaşık 30 dakikalık bir mesafedeydi.

Artık külüstür sayılabilecek arabamı hastanenin önüne park ederek girişe doğru ilerledim. Kapıyı kendime doğru çektikten sonra içeriye girdim ve hemen giriş kısmındaki danışma olarak düşündüğüm masaya doğru yürümeye başladım.

"Merhaba, psikiyatri bölümden bir randevum vardı. Choi Ye Na adına alınmış bir randevu olması lazım."

Sekreter olduğunu düşündüğüm kişi bana tebessüm etmiş ardından da randevuyla ilgili gerekli bilgileri alarak, 103 numaralı odanın önünde beklememi söylemişti.

Teşekkür ederek yanından ayrıldığımda bir psikiyatristle konuşacağım için azıcık gerildiğimi hissediyordum çünkü dertlerimi başka insanlara anlatmayı sevmezdim. Sanki o zaman daha da güçsüzmüşüm gibi hissederdim.

Yaklaşık 15 dakika geçtikten sonra kapının açılmasıyla beraber oldukça bakımlı bir kadın dışarıya çıkmış ve, "Kim Jisoo, buyurun doktorumuz sizi bekliyor." diyerek eliyle içeriye geçmem için işaret etmişti.

Ayağa kalktıktan sonra hafiften terlemiş olan ellerimi pantolonumun üzerine sildim ve üstümdeki kısa kollu bluzumu da düzelterek içeriye girdim. Sekreter başka bir odaya girerken beni ise tam karşıdaki odaya yani doktorun olduğu odaya yönlendirmişti.

Kapıyı tıklatarak içeri girdiğimde, beyazların hakim olduğu bu oda istemsizce huzurlu hissetmeme sebep olmuştu. Masaya doğru kaydırdığım gözlerim oturan kişiyi görünce şoktan olsa gerek sonuna kadar açılırken, ağzımın da gözlerimden bir farkı yoktu.

Namjoon?!

"Hoş geldiniz Jisoo Hanım. Buyurun lütfen, böyle geçin."

Üzerimdeki şoku bir iki saniye boyunca atamamış olsam da sonradan kendimi toparladım ve eliyle işaret ettiği koltuklara ilerledim.

Asıl şimdi tam olarak delirdiğimi hissediyordum işte.

"Lütfen benden çekinmeyin Jisoo Hanım. Beni bir doktor gibi düşünerek değil de sanki bir arkadaşınızmış gibi düşünerek rahat olun ve de probleminizi bana anlatın."

Endless LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin