Endless Loop

•10•

༄༄༄

Jennie'den;

Sabahın erken saatlerinde şirketten içeriye girerek, odama doğru ilerledim. Dünkü toplantının etkisinden olsa gerek, gece doğru düzgün uyuyamamıştım.

Bugün yapmam gereken birçok iş vardı fakat şu anda işime odaklanabilmek benim için oldukça zordu. Sonuçta aklımdan hiç çıkmayan kocaman bir problemim vardı.

Min Yoongi...

Dün, Lisa'yı atıştırmalık bir şeyler alması için göndermek ortalığın bir nebze olsun durulmasını sağlamıştı fakat yine de kesin bir çözüm olmamıştı.

Lisa, şirkete geldiğinde ise -ki rengi benzi atmıştı ve de çok iyi bir durumda değildi- toplantıya kaldığımız yerden devam etmeye çalışmıştık fakat, Yoongi ve Taehyung'un atışmaları sebebiyle tam anlamıyla devam edebildiğimizi de söyleyemezdim.

Daha fazla olay çıkmasın diye toplantıyı alelacele bitirmiş ve daha sonra da dağılmıştık. Yoongi, bir iki gün daha halledilmesi gereken önemli evraklar ve bazı işler olduğu için bizim şirkete uğrayacağını söyleyerek ekibiyle beraber şirketten ayrılmıştı.

Her ne kadar ona karşı olan içimdeki nefreti bir türlü söndüremesem de, onu gördüğüm anda kalbimin yumuşamadığını söylersem de yalan söylemiş olurdum.

Aslında ondan nefret etmem oldukça normaldi çünkü çok değerli(!) Min Yoongi, beni sürtüğün tekiyle aldatmıştı...

Bundan yaklaşık bir yıl öncesinde, ilişkimiz gayet güzel bir şekilde ilerlerken bir gün hiç bilmediğim bir numaradan mesaj almamla beraber dünyam başıma yıkılmıştı sanki.

Bu numaradan gelen mesajda, hiç tanımadığım bir kadın ve Yoongi'nin oldukça yakın oldukları fotoğraflar vardı. İlk başta inanmak istemesem de, mesajda gönderilen adrese gitmemle beraber içimdeki alevin körüklenmesi de bir olmuştu.

Dokunmaya kıyamadığım damarlı elleri bir başkasının ellerinde dolanıyorken, bakmaya doyamadığım ışıltılı gözleri ise bir başkasının gözlerine odaklanmıştı ve en kötüsü ise, öpmeye çekindiğim kırmızımsı dudakları bir başkasının dudaklarına hapsolmuştu.

Sanırım hayatım boyunca canım hiç bu kadar yanmamıştı ve ben o anı, beynimden de kalbimden de söküp atamamıştım uzun bir süre. Daha sonrasında birçok kez açıklama yapmaya çalışsa da bunun bir özrü olmadığının o da gayet farkındaydı.

Her şeyin bir yanlış anlaşılma olduğunu söylese de, gözlerimle gördüklerimle çeliştiği için ona inanmamıştım ve oldukça büyük bir kavga ederek ayrılmıştık.

O, yurt dışına çıkmış; ben ise, her daim yanımda olan Taehyung ile toparlanmaya çalışmıştım. O an için, duygusal boşluğumu Taehyung'la doldurabileceğimi sanmıştım belki de bilmiyorum.

Ama her ne olursa olsun, Yoongi'yi yeniden görmek kalbime hiç iyi gelmemişti ve ben, bundan adım kadar emindim. Bana bunca yaşattığı şeye rağmen, onu hâlâ o kadar çok seviyordum ki...

İşte sırf bu yüzden yani aşkım gururumun önüne geçmesin diye, bir süredir kendi içimde büyük bir savaş veriyordum. Bu savaşta galip olan aşkım mı yoksa gururum mu olacaktı bilmiyordum ama her türlü bu işin sonunda, bir sorun yaşayacağım belliydi.