Endless Loop

•14•

༄༄༄

Jennie'den;

"Maskelerinizi sakın ağzınızdan çıkarmayın. Aksi taktirde eğer tanınırsanız, tüm plan altüst olacak demektir."

Namjoon'un dedikleriyle beraber; ben onu kafamla onaylarken bu sırada Yoongi gözlerini devirmiş, Taehyung garip bir şekilde yanında duran aynadan kendine bakmış, Young Hee ise anlamsız bakışlarla elindeki maskeyi incelemişti.

"Sadece ağzımızı kapatan bir maskeyle tanınmayacağız sanki değil mi hiç? Gerçi, ben niye şu an burada bu saçma işe giriştim bunu da bilmiyorum ya, neyse..."

Yoongi'nin dedikleriyle beraber bıkkınca kafamı iki yanıma salladım. Aslında bir yandan da haklıydı. Koskoca şirket yöneticileri kalkmış hiç bilmedikleri bir damadı, düğününden kaçırmaya çalışıyorlardı ve bu gerçekten çok ama çok ironikti.

Hem de birazdan dahil olacağımız düğün, çok ünlü bir iş adamının kızının düğünüydü. Bu iş adamıyla ailelerimiz uzun yıllar boyunca iş yapmışlardı ve biz de adama teşekkür olsun diye kızının en mutlu gününü mahvetmeye gidiyorduk.

"Lisa'lar girmiş midir salona?"

Taehyung'un yönelttiği soru üzerine Namjoon onu başıyla onaylamış ve az ilerde duran Jungkook'un koluna girmiş Lisa'yı bize eliyle işaret etmişti.

İkisi davetli olarak bu düğüne katılacaklardı ve ortalığı gözlemleyip, gelinle beraber diğer misafirleri de oyalayacaklardı. Namjoon'un sözde dahiyane fikrine göre bu işimizi oldukça kolaylaştıracaktı.

Ben, Yoongi, Taehyung ve Young Hee ise, garsonluk işini üstlenip aynı şekilde diğer garsonların ya da görevlilerin, Jin'den uzak durmasını sağlayacaktık.

Bu iş camiasında tanınmış bireyler olduğumuz için, tanınmamamız adına Namjoon ağzımızda maskeyle dolanmamızı ve soran olursa da hijyen açısından yemek şirketimizin böyle bir karar verdiğini söylememizi istemişti.

Aslında bakılırsa, oldukça mantıklı bir fikirdi.

Hoseok ve Ye Na, arabanın içinde dışarıyı gözlemlemek ve aksi bir durum olursa bizi bilgilendirmek için görevlendirilmişlerdi. Jin'i aldıktan sonra direkt arabaya doğru gidecektik ve buradan hızlıca uzaklaşacaktık.

Namjoon, Jisoo ve Rita, Jin'i kaçırma işlemi için bir ekip olurken; Jimin ve Rosé ise kapının önünde gelen konukları karşılamak ve o gelen konukları, Jin'in bulunduğu odadan uzaklaştırmak için görevlendirilmişlerdi.

Sabahtan beri bu planı en ince ayrıntısına kadar konuşmuş ve sonunda herkes görevini anladığında da buraya yani düğünün olduğu yere gelmiştik.

"Anlattıklarım, aklınızda değil mi? Ben sizi arayana kadar asla hiçbir görevlinin Jin'in yanına gelmesine izin vermeyeceksiniz. İlk önce ben gidip sohbet edeceğim biraz onunla. Sonrasında da bir an önce onu da alıp çıkacağız buradan."

Namjoon'un belki de yüzüncü kere aynı şeyleri söylemesi üzerine hepimiz bıkkınca bir nefes verirken, o ise bizi umursamamış ve az ilerdeki Jisoo'ların yanına doğru ilerlemişti.

Üzerimdeki beyaz gömlek ve siyah etek kombinimle tam bir garsona benzerken, yüzümdeki maskemi düzelttim ve tanınmamayı umarak içeriye doğru ilerledim.

Diğerleri de arkamdan gelirken bu sırada heyecandan olsa gerek tuvaletimin geldiğini hissetmiştim ve bu yüzden onlara doğru döndüm. "Ben tuvalete gidip geleceğim." dediğimde beni başlarıyla onaylamışlardı ve ben de hızla tuvaletlerin olduğu yere doğru ilerlemiştim.