•11•

923 270 177
                                    

༄༄༄

Lisa'dan;

Kulağıma birtakım seslerin geldiğini işitmiştim fakat şu anda gözlerimi açabilecek gücü kendimde bulamıyordum. En son bilincimin kapandığını ve beni bir çift elin yakaladığını hatırlıyordum. Sonrası ise koca bir boşluktan ibaretti.

"Lisa... Kendine geliyor galiba, baksanıza gözlerini kırpıştırıyor."

Bir yerden tanıdık gelen bir kız sesi duymamla beraber çok zor olsa da gözlerimi açmayı başardım. Başımdaki ağrının, eskisi gibi olmasa da hâlâ devam ettiğini söyleyebilirdim.

Karşımda gördüğüm kişiyle ufak çaplı bir şok geçirirken, yerimde hafifçe dikleşmeye çalıştım. Kendi başıma tam anlamıyla becerememişken, erkeksi kokusunun buram buram burnuma geldiği biri, kollarımdan tutarak yerimde dikleşmem için bana yardımcı oldu.

Teşekkür amaçlı hafifçe tebessüm ettiğimde geriye çekilmiş ve yanımdan ayrılmıştı. Bu sırada dün şirkete kadar konuştuğumuz kızın sesini duymamla beraber bakışlarımı ona doğru çevirdim.

"İyi misin Lisa? Yolda giderken bayılmışsın, Jungkook'la da şans eseri karşılaşmışsınız ve o da ne yapacağını bilemediğinden seni buraya getirmeye karar vermiş. Bir iki saattir de baygın bir şekilde yatıyordun işte."

Jungkook derken gösterdiği kişinin az önce kalkmam için yardımcı olan kişi olduğunu fark etmiştim. Ayrıca, kızın dedikleriyle beraber istemsizce kaşlarımı çatmıştım. Evet yolda bayılmıştım fakat beni tutan kişiyle bu kızın ne alakası vardı işte bunu hiç anlayamamıştım.

Zaten ağrıyan başıma, bu garip denklemleri çözmeye çalıştıkça daha da çok ağrı giriyordu sanki.

"Bir saniye ya, sen beni buraya getiren kişiyi nereden tanıyorsun?" Tam ağzını açmış sorduğum soruya cevap verecekti ki, bu sırada çalan kapı ile beraber odadaki herkesin gözü kapıya doğru dönmüştü.

Geçen gün kafede gördüğüm diğer kız, elindeki bardakları bir kenara bırakmış ve, "Ben bakarım Jisoo." diyerek kapıya doğru ilerlemişti.

Adını sonunda öğrenebildiğim kız ise, sanki yapacağı açıklamaları kafasında toparlamaya çalışırcasına dalgın bir hale bürünmüştü. Bu sırada içeriye giren kişi ile ağzım hafifçe aralandı.

"Taehyung Bey?!"

Ben şaşkınca ona bakarken o ise yanıma gelmiş tedirgin bir şekilde, "Lisa, iyi misin? Çok korkuttun beni. Birden telefonda bayıldığını söylediler, ne yapacağımı da bilemedim." diyerek eliyle hafifçe ellerime dokunmuştu.

Pekala, sanırım ölmüştüm ve şu anda da cennetteydim çünkü bunun başka bir açıklaması yoktu.

"B-ben iyiyim. Yani iyi gibiyim."

Ne saçmaladığımı ben bile anlamazken, Jisoo'nun sesini duymamla beraber gözlerimi tekrardan ona doğru çevirdim. O ise, düşünceli bir biçimde konuşmaya başlamıştı.

"Seni öyle görünce ne yapmam gerektiğini bilemedim, o yüzden son aramalarına baktım. Orada da Taehyung'u görünce tek tanıdığım kişi o diye, buraya çağırdım işte. Ayrıca sana sormam gereken şeyler var Lisa."

Tanıdığım derken?

"Tanıdığım derken?"

Taehyung içimden geçeni tam olarak söylerken, Jisoo ise bıkkınca bir nefes vermiş ve karşımdaki koltuğa oturmuştu. Bu sırada gözlerimi odadakilere çevirdiğimde hepsinin şaşkın bakışlarla bize baktığını görmüştüm.

Endless LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin