Başını bir derde sokup atılsa okuldan keşke

713 49 16
                                    

Eda 'dan

Aslını söylemek gerekirse bu yaptığım şey, hiç aklımda yoktu bunu yapmak. Ama Kerem' in dünkü sözlerinden ve hareketlerinden sonra içimdeki Eda dediki

Bu Kerem çok fazla olmaya başladı, başını bir derde sokup atılsa okuldan keşke

Ben de içimdeki Eda 'yı dinleyip Kerem' in kafasına silgi attım. Olay biraz fazla büyüse de acayip derecede eğlendim. Bir sandalye de oturmuş bunları düşünürken hepimizi teker teker teker öğretmenler kurulunun karşısına çıkarıcakları geldi aklıma. Ve bununla birlikte kapı açıldı. Necdet hocalar huzurlarına çağırıyolarmış beni. Ayağa kalkıp öğretmenler odasına gittim. Ve odadaki sandalyeye oturdum.

"Hocam"

"Eda"

"Beni neden buraya çağırdığınızı öğrenebilir miyim?"

"Cevabını bildiğin sorular sormaya utanmıyor musun?"

"Yoo, bilmiyorum ki" salağa yatmak genelde işe yarar.

"Kızım, olayın şahitleri var. Sen başlamışsın kavgayı. Kerem 'in kafasına bir şey atmışsın"

"Kim söylemiş onu ya?"

"Kim söylediyse söyledi"

"Bi kere ben elimdeki silgiyi fırlatmak suretiyle atmış olabilirim ama ben onu Kerem' e atmadım ki o benim silgimin önüne çıktı"

"Evet, evet hatta silgiyi sen atmadın birden silgi havalandı ve Kerem 'in başına düştü değil mi Eda"

"Yaanii öyle bi şey diyelim" sonra da beni oradan çıkardılar ve geri döndüm.

Osman' dan

Kapı açıldı ve Eda içeri girdi tekrar oturdu cam kenarındaki sandalyeye. Ardından beni çağırdılar. Ben de ağzıma bir fındık atıp öğretmenler odasının yolunu tuttum. İçeri girdim ve kollarımı ortada duran sandalyenin üstüne koydum.

"Bak bok Nec- yani bakın hocam, benim hiç bir suçum yok"

"Belli Osman, belli. Seninki bir kaç gün önceki mevzuydu zaten ama tekrar gündeme geldi"

"Evet hocam ama bence -"

"Yeterli Osman! Şimdi çık dışarı" başımı onaylar manada salladım ve geri döndüm. Kapıyı açıp yerime geçerken

"Kerem, seni çağırıyolar"

Kerem' den

Osman beni çağıdıklarını söyleyince ayaklandım. Ve sınıftan çıktım. Öğretmenler odasına girdim ve sandalyeye oturdum.

"Seni dinliyoruz Kerem"

"Şimdi hocam olayın benimle uzaktan yakından hiç bir alakası yok. Her şeyin sorumlusu o Eda denen kız. Sonuçta o başlattı kavgayı. Manyak bi kız zaten, çözemedim kızı. Neyi neden yaptığı belli değil"

"Oğlum sende her an patlicak bir dinamit gibisin! Kafana silgi atmış kız hemen patlıyosun! Bir açıklaman yoksa çık dışarı!"

"Çıkıyım o zaman ben" dedim ve çıktım. Sınıfa geri döndüğümde ben bir şey demeden o ayyaş ayaklandı ve hiç bir şey demeden sınıftan çıktı.

Sinan 'dan

Kapının açıldığını görünce son olarak benim kaldığımı anlayıp ayağa kalktım. Sonrada çıktım sınıftan. Öğretmenler odasına giderken mataramı çıkarıp kapağını açtım ardından bir kaç yudum içtim. Sonra kapağını kapatıp geri yerine koydum. Öğretmenler odasının önüne geldiğimde bir an bile duraksamadan, kapıyı çalmadan içeri girdim ve ortada duran sandalyeye oturdum.

"Anlat bakalım Sinan efendi!"

"Tam olarak ne anlatmamı bekliyosun hoca?"

"Sen gayet iyi anladın benim ne demek istediğimi. Okulu yakmakta neymiş?!"

"Bir ben okulu yakmadım, yaksaydım şu an burda değil muhtemelen hastanede olurduk ve iki size hesap vermek zorunda olduğumu sanmıyorum. Son olarak üç beni yapmadığım bir şey için ne suçlayabilirsiniz ne de okuldan atabilirsiniz" birden bire sinirle ayağa kalkıp masaya vurdu.

"Ben seni öyle bir atıcam ki okuldan! Ayaklarıma kapanıcaksın atılmamak için! Şimdi def ol Sinan efendi!" dedi ve masaya bir kez daha vurdu. Ben de çıkıp o sınıfa geri döndüm.

"Ohaa! Oğlum ne söyledin adama ya?
Bağırışları, masaya vuruş sesleri falan taa buraya kadar geldi!" dedi Eda

"Gerçekleri" tekrar oturdum ve mataramı çıkarıp içmeye devam ettim.

Aşk 101 | Kusursuz KusurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin