" Bende bu kız ne olduda yanımda kalmak istedi diye düşündüm. Demek bunun içinmiş ceren." Ağır adımlarla üzerime doğru yürümeye başladı. Etrafıma bakındım kaçabileceğim bi delik aradım ama her şekilde yakalanırdım. Ardayla aramızda sadece birkaç nefeslik mesafe kalmıştı.
" Benimle oynamaya kalktın demek. Bunun bedeli ağır olacak güzelim." Beni yatağa doğru attı. Küçük bir çığlık attım. Hızla üzerime eğilip ağzımı kapattı.
" Şşş sessiz ol sevgilim. Merak etme çok acıtmam canını" Arda çok ciddiydi. Kaçmanın bir yolunu bulmam lazımdı. Malak gibi burda kaldığım için kendimi tekmelemek istiyordum. Çırpınmaya başladım.
" Bır..ak be..ni." Arda boynumu öpüyordu. Eli üstümün alt kısmından tenime değmeye başlamıştı. Gözüm masanın üzerindeki vazoya kaydı. Onu alabilirsem ardayı etkisiz hale getirebilirdim. Kolumu olabildiğince uzatmaya çalıştım. Başaramıyordum. Arda üstümden hızla kalkıp beni oturttu. Bense hala direniyordum. Ben daha müdahale edemeden üstümü çıkardı. Gözleri göğsüme kaydı.
" Tahminimden daha güzeller" dedi. Bir an tereddüt edip üzerimde sütyenim var mı diye baktım. O sırada arda üstünü çıkarmaya çalıştı. Elimi hemen masanın üzerindeki vazoya uzatıp aldım. Vakit kaybetmeden ardanın kafasına geçirdim. Arda öylece yatağın üzerinde can çekişirken üstümü kapıp salona koştum. Çanta mı aldım. Daha fazla vakit kaybetmeden evden çıktım. Koşarak evden uzaklaşmaya başladım. Arda kapıyı açıp arkamdan bağırdı .
" Eğer gidersen çok pişman olacaksın ceren çoook." Olduğum yerde durdum. Ya gidecektim ya da kalacaktım. En iyisi veyseli aramaktı. Başka çarem kalmamıştı. Çantamı açıp telefonumu aradım. Fakat telefonum çantamda yoktu. Kesin arda almıştı. Geri dönmekten başka çarem yoktu. Geriye dönüp yavaş yavaş evin önüne geldim. Arda kolumdan tutup
" Sen ne yaptığını zannediyorsun? Ben geberene kadar yanımda kalacaksın. Unut veyseli, kaçmayı falan anladın mı?" Kolumdan sıkıca tutup kapıdan içeri fırlattı. Ağlayarak
" Ne istiyorsun yaa nee? Bırak gideyim lütfen düş yakamdan arda ben seni sevmiyorum." Bunu söylemeyecektim. Arda elinin tersiyle bir tokat indirdi. Vurmasıyla yerle bir oldum.
" Seveceksin zorundasın ceren. Se-ve-cek-sinn". Kafamı kaldırıp mutfak kapısının aralığından bizi izleyen hizmetliye baktım. Oda ağzını kapatmış üzgün gözlerle bana bakıyordu. Onu gördüğümü anlayınca gözden kayboldu. Arda tekrar kolumu kaparak beni ayağa kaldırdı. Çekiştirmeye başlayarak yukarı doğru çıkardı. Beni tekrar yatak odasına getirdi. Beni ittirerek kapıyı sertce kapatıp kilitledi.
" Bir süre burada kalacaksın güzellik. Sonra bizi hiç kimsenin bulamayacağı bir yere götürecem" deyip kapının önünden uzaklaştı. Yatağa sırtımı yaslayarak bacaklarımı kendime doğru çektim. Ellerimden destek alarak tam kalkacaktım ki elim yatağın altında ki birseye çarptı. Eğilip baktım. Bu ardanın telefonuydu. Büyük ihtimalle az önce düşürmüştü. O fark etmeden ya furkani arayacaktım ya da videoları silecektim. Videoları sonraya bırakarak furkanın numarasını girdim. Herhangi bir ayak sesi var mı diye kapıyı dinliyordum. Furkan
" Alo." deyince derin bir nefes aldım. Yıpranmış sesimle
" Fur..kan benim ceren. Çok vaktim yok beni kurtar nolurr?"
" Neler oluyor ceren sesini tam alamıyorum."
Daha yüksek bir sesle az önceki kelimeleri tekrarladım.
" Ne oldu biri bişey mı yaptı sana"
" Furkan vaktimiz yok sana vereceğim adrese yanında bir kaç kişiyle gel. Ne olur cabuk ol." Furkana adresi hızlı bir şekilde verdim ve aramayı sonlandırdım. Allah bana yardım etmişti. Burdan kurtulmama az kalmıştı. Aklıma videolar gelince direk telefonu ortadan kaldırmam gerektiğini düşündüm. Sert bir şekilde telefonu duvara fırlattım. Yerden alıp bir kez daha hızla fırlattım. Üstünde zıpladım. Telefon iyice kullanılmaz hale gelmişti. Hafıza kartı oluo olmadığını kontrol ettim. Yoktu.. Tam oo sırada arda koşarak odaya girdi. Nefes nefese kalmıştı. Fakat çok geç kalmıştı. Sırıtarak
" Artık videolar yok arda. Ve beni burda tutan hiç birşey de kalmadı. Birazdan kurtulcam senden. Bitti anladın mı buraya kadar." Olduğu yerde beni izliyordu. Sinirden gözleri kıpkırmızı olmuştu.
" Sence ceren ben okadar önemli videoları bir tek telefonum da mı saklarım. Seni akıllı bir kız sanıyordum." Yüzündeki ciddiyeti koruyordu. Ardayı oyalamam gerekiyordu. Konuşmayı biraz daha uzatmaya karar verdim.
" Böyle olmak zorunda değildi arda. Daha farklı olabilirdi herşey. Ama sen ihanet etmeyi, yalan söyleyerek bir şeyler elde etmeyi seçtin. Sen kötülüğü seçtin arda ama böyle bişey elde edemezsin. Sana küçük bir tavsiye değişmezsen hep kaybedeceksin." Gözleri dolmuştu. Sinirden mi yoksa gerçekten üzgün müydü anlayamıyordum. Çaresiz bir şekilde kafasını sağa sola salladı.
" Herşeyi senin için yaptım ben ceren. Ama sen ne yaptın. Beni kâle bile almadın. Yanımda olman için buna mecburdum. Herşeyin suçlusu sensin. Gerçekten üzgünüm ya benimsin ya da.." sırtında duran silahı bana doğru uzattı. Kalbim çıkacak gibi oldu.
" Arda saçmalama. Şuan ... sinirlisin. Sak..in ol lütfen sakın yanlış bişey ya...pma."
" Yere çök sevgilim." Delirmiş gibi bakıyordu. Bende dediğini yapıp yere çöktüm.
" Arda lütfen yapmaa." Gözlerim kapalı vazgeçmesini ve bir an önce furkanın gelmesini diliyordum. Silahı kafama dayayarak
" Önce sen sonra ben.. Beni buna sen zorladın ceren." Dışarıdan araba sesleri duyuldu. Derin bir nefes alarak hızla ardanın elini başka tarafa ittim. Boğuşmaya başladık. Silah ikimizin arasında duruyordu. Ben onun elinden silahı almaya çalışıyordum. O ise elini çekmeye çalışıyordu. Sessiz bir şekilde
" Elveda ceren." dedi ve tetiği çekti. Tam göğsüme ateş etmişti. Tam o sırada furkan kapıyı tekmeleyerek açtı. Yana doğru bakarak yere yığıldım. Arda ayağa kalkıp beni izliyordu. Furkan ardanın üstüne atlayarak yumruklamaya başladı. Arda hareket edemeyecek kadar çok darbe almıştı. Furkan onu bırakıp yanıma çömeldi. Onunla beraber gelen 4 kişide kapıdan girdi. Furkan beni kucağına alarak hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladı.
" Bırakma beni ceren. Dayan kurtulacaksın dayan.."
****
Gözlerimi araladım. Nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Yoğun bakımdaydım. Vücudum uyuşmuştu. Tam karşımda duran cama baktım. Annem, babam, zehra, yağmur, Furkan hepsi oradaydı. Seslerini duymuyordum ama sevinç çığlıkları attıklarını anlayabiliyordum. Kapı açıldı ve doktor arkasında bir sarışın hemşireyle odaya girdi.
" Kendini nasıl hissediyorsun cerencim. Beni duyabiliyor musun?" Sesini pek net algılayamasam da duyabiliyordum. Başımı evet anlamında salladım. Gözlerime tuttuğu ışık canımı yakmıştı. Sonunda
" Ne..re..de.yim Ben. Ne o..ldu ban..a."
" Kendini çok yorma canım. Merak etme iyisin. Kısa sürede toparlayacaksın." dedi. Hemşireye bir şeyler fısıldayıp odadan çıktı. Annem belliki içeri girmek için doktora yalvarıyordu. En sonunda üzerine gerekli şeyleri giyip odaya girdi. Sarışın hemşire
" Lütfen çok sürmesin. 5 dakika sonra çıkın." deyip yapmacık bir gülümseme takındı. Ve odadan çıktı. Annem bana dolu gözleriyle baka baka yanımda ki boş bölüme oturdu. Elimi tutup sıkı sıkı öptü.
" Kızım iyi olacaksın tamam mı? Sakın korkma biz yanındayız." Gözyaşlarını benden gizlemeye çalışıyordu. Cevap verecek halim olmadığı için gülümseyip kafamı salladım. Eğilip alnıma küçük bir buse kondurdu. Gözümü camın oraya çevirince babamın tam arkasında veysel duruyordu. Ve bana üzgün gözlerle bakıyordu. Biraz korkmuştu.. üzülmüştü.. ve pişmandı. Kuzeninin gerçek yüzünü görmüştü artık. Bedeli ağır olmuştu ama veyselle mutlu olmak için her şeyi yapardım. Annem benim baktığım tarafa dönüp baktı.
" Her gün buradaydı. Senin uyanmanı bekledi. Benim yüzümden deyip duruyordu."
" Şe..ye Ne oldu. Ardaya."
Annem sinirli sinirli
" Allahın belası. Psikolojisi bozukmuş. Şans eseri içeriden kurtuldu. Hastaneye kapattılar." Sertce yutkunup olanları düşünmemek için kendimle savas veremeye başladım. Ardadan kurtulmuştum. Bunun için seviniyordum. Yine aynı hemşire içeri girip
" Hanımefendi hastamızın sağlığı için bu kadar yeter. Sizi dışarı almak zorundayım" dedi. Annemde tekrar alnıma bir öpücük kondurdu.
" Biz hep buradayız. Çabuk iyileş güzel kızım"
Ve odadan çıktı. Gözlerimi yumup bir an önce eski hayatıma dönmek istiyordum.
**1 hafta sonra**
Doktor kapıyı tıklatıp içeri girdi.
" Cerencim seni çok iyi görüyorum. Ayrıca tahlillerinde aynı şeyi söylüyor böyle devam edersen seni bu akşamüstü taburcu edebiliriz." dedi suratında kocaman bir gülümsemeyle. Annem
" Tamamen iyileşti değil mi? Hiç bir sorun yok."
" Hayır gayet iyi. Tahmin ettiğimden cabuk toparlandı kızımız."
" Duydun mu kızım. Çıkıyoruz buradan"
Annem yanıma oturup kolunu bana sardı. Doktor babama dönerek " Bir süre evde dinlenmesi lazım. Stresten uzak duracak. Ve kendini çok yormasın." Doktor lafını bitirdikten sonra odadan çıktı.
Akşam olmak üzereydi. Taburcu edilmistim. Sonunda evime kavuşmuştum. Yatağıma annemin yardımıyla uzandım.
" Çok özlemişim annecim. Evimi, yatağımı." Gözlerimden istemsizce yaşlar akmaya başladı.
" Yaa benim meleğim ağlama. Bak geçti herşey. Evindesin yanımızdasın. Bu duruma gelmende bizimde payımız büyük. Koruyamadık seni. Bir derdin var mı diye soramadık. Çaresiz olduğunu göremedik kızım. Özür dilerim." Sıkı sıkı sarıldı bana. Babam iki adım öteden bizi izliyordu. Babamın gözlerinde hiç pişmanmış ya da üzgünmüş gibi bir ifade yoktu. Bir adım daha yaklaşarak
" Belki böyle konularda bize danışmayı akıl etseydin küçük hanım başına böyle şeyler gelmezdi. Peki en önemli soruyu soruyorum sana ama bana insan gibi bir cevap vereceksin. O çocuk.. bişey yaptı mı sana." Babamın sorusuyla bende annemde şaşırmıştık. Ben bu durumdayken babamın düşündüğü şey gerçekten bu muydu? Benden önce annem konuşmaya başladı.
" Sen, kızımız bu durumdayken böyle şeyleri mı düşünüyorsun. Ceren kendini korumak için çabalamış. O pislikten kaçmaya çalışırken canından olacaktı. Ve sen bunları önemsemiyorsun. Ne yaptığını mı önemsiyorsun. Allahın belası adam. Sen iğrenç bir babasın, iğrenç bir eşsin. Defol git görmek istemiyorum seni defoll." Annem içimden ne geçiyorsa söylemişti. Babamın bu kadar geri kafalı olduğunu bilmiyordum. Ve bu kadar düşüncesiz...
![](https://img.wattpad.com/cover/136914804-288-k141971.jpg)