17 bölüm Ne diyorsun aptal

737 50 10
                                    

Hayat buçsuz bucaksız devam ediyor.
İnsan bazen umduğunu değil de bulduğunu yaparmış.

Karanlık sokakları aydınlatması gibidir aşk, bazen üzdürür, ama çoğu zaman da sevindirir.

Seven sevdiğinin her şekilde kabullenir, ister çirkin, ister fakir ister kirli, ister temiz, ama her koşulda aşk her şeye galip gelir.

Zümrüt ne kadar aşkından kaçmak istesede asla mümkün değildi.

Babası Berivan'ın taburcu olup eve gelince keseceği kurbanları fakir fukaraya dağıtmasından ziyade bu akşam üstü vereceği yemek ektraydı.

Zümrüt ortalıkta koşuştururken gözüne hiç beklemediği birinin gözleriyle keşişti ve o an Zümrüt yer yüzünde yürüyor gibiydi. Kalbi bir kelebeğin kalbi kadar kısaydı sanki.

O bal gibi gözlerin içinde kaybolurken annesinin sesiyle kendini toparlamış ama bir fırsatla kalbini deli eden adamla konuşmak istiyordu tabi Ozan ondan farksız değildi. Kaç gündür olanlardan dolayı Zümrüt okula bile gitmediği için Ozan onu deli gibi merak ediyordu. Bu yemek olayı onun için büyük bir fırsattı.

Zümrüt'ün telefonuna gelen bildirime baktığı zaman tanımadığı bir numaraydı ama mesajı okuduğu zaman kalbi gümbür gümbür atmaya başladı.

" Ahu gözlüm seni gördüm ama bu kadar kısa beklemiyordum. Ne olur bir fırsat kolla seni görmek istiyorum."

Zümrüt mesaja tebessüm etsede bu kalabalıkta onunla nasıl buluşabilirdi ki. Hem numaramı ona verdiğimi hatırlamıyorum. Zümrüt sahte bir kızgınlıkla.

" Benim numaramı nereden buldun? "

Ozan gelen bildirime seviçle açtı ama beklediği cevap olmadığından üzgün bir fotoğrafla.

" Bana vereceğin cevap bumu?"

Zümrüt mesaja tebessüm etti ama istediği cevabı almadan onunla buluşmayacaktı.

"Benim de aldığım cevap değil"

Bu sefer Ozan tebessümle mesaja

Küçük ASİ kızım deyip

" Bu gün arkadaşımın yanına gittiğimde amcası yani sizin kahya onlardaydı arkadaşıma gizliden telefonundan senin numaranı almasını istedim küçük Hanım ağa" diye kayıtlıydı.

Zümrüt mesajı kısık bir sesle kıkıdarken parmağını kemirerek nerede buluşa bilirdi. Sonra aklına gelen bodrum kartıyla elleri direk klavyeye gitti.

" Ben aşağıya geliyorum oradan bir yere gideceğim beni takip et "
Deyip bildirimi gönderdiği gibi mutfakta annesine bakıp.

"Anne bodrum katında fişneli reçel varmı"

Fatma kızının konuşmasına anlam veremediği için.

"Ne diyorsun kızım şimdi reçelin sırasımı"

"Şey anne ben şey yani "diye kıvırınca Havin olayı başka türlü anlamıştı. Yani Zümrüt'ün regk olduğunu sanarak olayı toparladı

" Hanım ağam belliki kızın canı çekmiş. "deyip bakışını Zümrüt'e çevirip.

" Var gülüm istersen ben alır gelirim sen şimdi bulamasın "

Zümrüt korkuyla.

" Yok Havin abla sen işlerini halet ben bulabilirim "deyip.

Hızla mutfağı terk etti.
Başı eğik bir şekilde bonrum katına girince. Sabırsızlıkla kapıdan gelen kişiyi beklerken birden elini hamle edip onu duvar arkasına koyan kişiye bağırmak istediği zaman koca bir el onun sesini çıkmaması için dudaklarını kapattığı an Zümrüt'ün gözleri kocaman açıldı.

Dağ Çiceği.ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin