Nehir uyandığında Urazi yanında uyurken buldu. Uzun uzun yüzünü seyretti. Özlemiş miydi? Sinirli miydi? Hiçbirine verecek bir cevabı yoktu. Öğrendiği onca şeyden sonra hissizleşmişti Uraza karşı. Oğlu? Oğlu nerelerdeydi? Nehir yavaşça doğruldu. Her yeri ağrıyordu. Şu an Emreyi görmekten başka istediği bir şey yoktu. Banyoya giderek yüzüne soğuk su çarptı. Aynadaki yansımasına baktı. Korkunç göründüğünun farkındaydı. Ama umrunda değildi. Tanıdık bir evde olmak ona güvende hissettirdiği için başka bir şey düşünmüyordu. Saçlarını tepede bağlayarak odadan çıkarken salondan sesler geldiğini duydu. Çıkaramadığı bir adam sesi ve Denizin sesi geliyordu. Nehir üzerine baktı. Üzeri içerisi için uygun muydu bilemiyordu ama şu an üstünü değiştirecek takati yoktu. Zaten temiz kıyafetlerim de yok diyerek odadan çıktı ve salona geçti. Deniz kardeşiyle sohbet ediyordu. Ali de geldiğinden beri Tuğçe tarafından sorguya çekilmişti. Deniz arkadaki hareketlilikle kafasını kaldırdı. Nehiri görünce gülümsedi. Yanına gitmek sarılmak istiyordu. Ayağa kalktı çekinmeden yanına kadar gitti. Ona koca bir sarılma bahşeden Nehire karşılık verdi.
-Evine hoşgeldin.
Nehir bir şey diyemedi. Sadece daha sıkı sarıldı ve ayrıldı. Nehirin gözleri Tuğceyle buluştu. Nehir konuşmadan Tuğçe onun ne istediğini anlayabiliyordu. Nehir yavaş yavaş kalabalığa doğru yürüdü. Yanlarında durdu. Tuğçe de daha fazla gecikmeden ona cevabını verdi.
- Yukarıda uyuyor. Amcası yemeğini yedirdi ve uyuttu.
Nehir Toprağın koluna dokunarak sıktı. Bu onların arasında bir teşekkür etme şekliydi. Toprak yerini yengesine verirken Nehir Aliye bakıyordu. Kendisini rahatsız hissettirmiyordu çünkü bu adamı gözü bir yerden ısırıyordu. Ali ayağa kalkarak elini uzattı. Kendini tanıttıktan sonra Nehir kim olduğunu hatırladı. Ali geri yerini geri aldı.
-Memnun oldum.
Tuğçe Alinin kendini eksik tanıtmasına izin vermeden araya girdi
-Ayrıca Denizin de erkek arkadaşı kendisi Nehircim.
Toprak karısını dürttü. Evet Ali kendilerine yardım ediyordu minnettardı ama Denizin daha hayatı düzende ve sakin adamlarla birlikte olmasını istiyordu. Mesela kendisi gibi bir doktor fena olmazdı. Deniz için bunu diliyordu çünkü karısı kendisine bu kadar bağlı ve istekliyken bile bu hayattan şikayet etmişti. Eğer olurda Denizin hevesi geçer de pişman olursa diye korkuyordu. Bu yüzden kenardan araya girdi
-Hayır şu an için öyle bir şey yok.
Ali Toprağa Deniz Aliye bakıyordu. Ikisi içinde bir şeyler olduğu çok belliydi. Ama Deniz yine de Aliden birşey görmedikçe kendi kendine gelin güvey olmak istemiyordu. Tuğçe
-Ama sen demiştin ki arabada bu adam Urazin Denizi ondan uzak tutmaya çalıştığı adam.
Deniz gözlerini belertmis bu sefer kardeşine bakarken Ali sadece gülüyordu. Deniz kaşlarını kaldırarak Toprağa
- Ben onun peşinden mi koşuyorum? Ne demek Denizi ondan uzak tutmaya çalışıyoruz?
-Hayır onu senden uzak tutmaya çalışıyoruz.
-Boşuna çabalama o zaman Toprak. Onu sevdiğimi biliyorsun. Ondan uzak durmayacağımı da öyle. Benimle uğraştığınız kadar kendinisi işinize verseydiniz harikalar yaratıyor olurdunuz.
-Biz zaten harikalar yaratıyoruz.
-Komik olma.
Aliyle Toprak atışırken Deniz Aliden gelen itirafa şaşırmıştı. Aşk itirafı mı dese ne dese bilemiyordu. Beyler atışırken Tuğçe Nehire döndü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR HANIM
Teen Fiction-Ya söz dinlersin ya da şimdi bir cv hazırlayıp hastanelere dağıtmaya başlarsınız doktor hanım! Beni tehtit mi ediyordu bu adam -Boş yere kendinizi yormayın Ali Bey benim bu tehditlere karnım tok -Öyle mi sanırım toplantımı iptal edip başhekimi ziy...