《Cehennem benim evim.》
"Kardeşinin canına karşılık seni , istediğim sensin."
Gözlerim birkaç kez kırpılıp açılmış , aralık kalan dudaklarım idrak yeteneğini kaybeden beynimden çıkacak birkaç cümleyi ses tellerimle bütünleştirmek için bekliyordu.
"Organ mafyası değilim demiştin."
Derin bir nefesle ciğerlerini doldururken sıkı gömleğinin altında duran geniş göğsü havalanmış , mala anlatır gibi sakince konuşmaya başladı.
"Organların sende kalacak , istediğim şey onlar değil."
Düşünmekten itinayla kaçındığım , ne kadar kaçarsam kaçayım yüzleşmekten kurtulamadığım o gerçek kafatasımın dışını saran kemik haznenin içinde yankılandı. Dumura uğrayan göz bebeklerim işittiği aşağılayıcı teklifin karşısında öfkeyle gök mavisi harelerin üzerine siyah bir buğu olarak dağılmıştı. Bedenim ? Gözlerimin akına hücum eden kırmızı dallar beraberinde gözyaşlarını getirirken ellerimi daha çok sıktım. Bu aşağılık herifin önünde ağlayacak kadar zavallı değilim !
Nasıl bir muameleye maruz kalmıştım ve bunun tek sebebi ahmak kardeşimden başka şey değildi. Masaya doğru bir adım daha yaklaşarak ellerini önünde birleştirmiş benden cevap bekleyen adama öfkeyle baktım. Dişlerimi sıkmaktan ağrıyan çene kaslarımı gevşeterek yavaşça ağzımı açtım.
"Bedenimi mi istiyorsun ?"
Kafasını aşağı yukarı doğru salladı.
"Bu ahlaksızlığının bedeli olmaz mı sanıyorsun ?" Kısa bir süre düşünür gibi yaparak başını bir defa aşağı yukarı salladı. Pişkin pişkin sırıtırken sinirim daha da artmış , kontrolümü bir anda kaybederek ne olduğunu fark etmediğim içinde gri simlerin bulunduğu demir ayaklı kum saatini kavramamla elimin üzerine kocaman eli kapanmıştı.
"Henüz şartları konuşmadık."
Bir de şartları vardı beyefendinin ! Avcunun içinden kum saatini çekiştirmeye çalışırken diğer elimle masadan destek alıyordum. Elimi mengene gibi sarmış, canımı acıtmaktan geri durmuyordu. Yüzümü buruşturarak kum saatini bırakmak zorunda kaldım. Doğrulup masadan bir adım uzaklaştım.
"Canın cehenneme !"
Sırtımı dönüp kapıya doğru yürürken sinir bozucu bir şekilde güldü. Bir an duraksasam da bir manyakla uğraşmaktan çok daha önemli problemlerim vardı. "Cehennem benim evim."
Kapının kulpunu tutup çevirdim , arkamdan tüm hırsımla çektiğim kapı gürültüyle çarptı. Sessiz koridorda yankısı duyulurken kapüşonumu başıma geçirdim. Çabuk adımlarla merdivenlerden inip büyük salona indiğimde üzerinde cüretkar kıyafetler bulunan 3 kadının gülüşerek barın önünde sohbet ettiğini gördüm. Biraz sonra defileye çıkacak kadar güzel görünen bu kadınların diğer ortak özelliği ise uzun boylarıydı. Öfkeyle parlayan mavilerimi onlardan alıp çıkışa ilerledim.
O , şerefsiz benden bedenimi kardeşimin oynadığı kumar borcuna karşılık istemişti. Onun için eskortluk yapmamı teklif etmişti ! Geri dönüp kafasını patlatmamak için zor tutuyordum kendimi. Kafayı yemek üzereydim , kardeşim yoktu , yarım milyon borcu olduğunu söyleyen gevşek ağızlı soysuz bir iblis vardı , bedenimi alenen isterken hiç utanması da yoktu üstelik.
Ah Nazım ! Elime geçtiğin an kanını içeceğim senin köpek herif !
Önüme dönüp çabuk adımlarla bu iğrenç yerden çıkmaya çalışırken barın sağ tarafına açılan koridordan çıkan sarışın kadınla göz göze geldim. Baş selamı verdiğinde soğuk bakışlarımla karşılık verdim. Uzun koridoru koşarak çıkıp kendimi dışarı attım. Evet buradan çıkmıştım ama şimdi nasıl gidecektim ? Şehrin dışında taksi durağı ne gezerdi ? Güvenliklerden birine yaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General Fiction~YOLUN SONUNU GÖRMEDEN AYAĞINA BATAN DİKENLERİ LANETLEME.~ Kardeşiniz için ne kadar ileri gidebilirsiniz ? #ŞeytanlaAnlaşma# 2 gündür haber alamadığı kardeşini bulabilmek için peşine düşen bir kadın. RANA. Kardeşinin en son Azazel isimli bir mekâ...