S-Twenty-Four

1.3K 106 96
                                    


----------------

28 yıl önce iki insan birbirini sevmiş, aşık olmuşlar. Erkek kızın saçlarında bulunan güllerden bile kıskanırken kız onun ellerinin değdiği her eli kıskanırmış. Kalplerinde yer alan bu sevgi... Yıllarca sürecek bu aşk onların en güçlü hazinesiydi.

Birkaç ay sonra da evlilik tanıtılmış meydana. İlanı verilen bu aşk için herkes eğlence düzenlemiş,
Herkes dualar etmiş, av festivalleri düzenlemişler. Aileleri kabul etmiş her gelen hediyeyi duayı.

Karşı ırklara bu güzel evliliğe huzur ve mutluluk getirmesi için hediyeler verilmiş. Hepsinden güzel dilekler istenmiş.

Toprak zeminin üzerinde süzülen kızlar gece boyu dans etmiş. İçkiler içilmiş, şarkılar söylenmiş. Herkes çok eğlenmiş çok mutluymuş.

Güzel ve huzurlu yıllardan sonra da mutluluklarına mutluluk eklenmiş. Bir erkek bebeği olmuş... Erkek bebeği...

---------

Kapattığı gözlerini aniden açıp etrafa baktı. Bulunduğu karanlık odaya sabah saatlerine yaklaştıkları için vuran ışık gözlerine gelince aşağıya doğru kaydı.

İçinde hissettiği acıyı tarif edemiyordu. Uyandığı şu dakikalarda kalbine binen yük nefes almasını zorlaştırıp midesini bulandırıyordu adeta.

Gördüğü rüyayı 3. Kişi ağzından resmen sesli hikaye gibi dinlemişti. Anlattıklarını romantik bir hikaye dinler gibi dinleyip sonra aklında canlandırmaya çalışmıştı.

Çok garipti çünkü hayatında ilk defa böyle bir rüya görmüştü. Çok iyi hatırlıyordu bu rüyayı hiç görmemişti. İlk defa bugün garip bir şekilde rüyada acı çekmişti. Gözleri yaşlar ile ıslandığı için bu olay ona daha da garip geliyordu.

Aşağı kayması ile birlikte yanında kıpırdanan bedene baktı. Hafifçe dönerek pozisyonunu ona doğru çevirince rüyayı unutup yüzündeki gülümsemeyle onu kollarının arasına aldı.

Onun üstte kalan kolunu kendi karnının üzerine koyarak boynunun arasından kendi kolunu geçirdi, böylece onun kafası kendi göğsünde olacaktı.

"Bakmaya bile doyamıyorum..." o uyuduktan sonra saat gece 1'e kadar Sehun ile oturup yanına gelmişti ve en az 2'ye kadar onu izledikten sonra uyumuştu. Her türlü mimiğini özlediği suratı uzun uzun seyretmişti.

Siyah küllü saçlarında parmaklarını gezdirdi onu uyandırmamak için. Burnunu ise okşadığı saçlara yaslayıp derin derin kokladı.

"Sen olmasan ne yaparım bilmiyorum... Gitme benden..." yüzünü saçlarına sürttü bir kedi gibi.

"Bana bütün hayatı unutturabilirsin Yixing..." Joonmyeon aşkla seyrettiği bedenin tekrardan kıpırdadığını farkedince ellerini ve yüzünü durdurup geri çekti. Onu uyandırdığını düşünüyordu ve kendisine lanet okudu.

"Joon..." uykulu sesi kulaklarına iliştiği zaman genişçe gülümsedi. "Hmm?" mırıldanarak onu cevapladığı zaman göğsünde yatan beden gözlerini ona çevirmişti. Aynı bir bebeğin yukarıya, size doğru bakması gibiydi. O kadar tatlı bir görüntüydü ki Joonmyeon kalp krizi geçirebilirdi.

"Sadece sarıldığım bir yastık mı yoksa gerçekten sen misin diye kontrol etmek istedim..." Yixing onun karnında olan elini iyice bel boşluğuna yerleştirerek daha fazla yaklaştı.

Joonmyeon kalbinin deli gibi attığını biliyordu hem hissediyor hem de atış seslerini duyuyordu.

Her zaman ciddi bir insan olmuştu yeri geldiğinde eğlenceli ve sevgi dolu olurdu ama Yüxing'in yanında her zaman kendisi oluyordu. Kalbi, duyguları hep daha fazla dolu dolu oluyordu.

Hᴇsᴘᴇʀᴏs § SᴜLᴀʏ ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin