S-Thirty-Seven

1.3K 97 156
                                    

Medyadaki şarkıyı dinlediğim an bölüm yazmaya başladım.

Ve medya...
———

Köydeki sevinç dışarıya yansırken insanların yüzünde gülücükler eksik olmuyor herkes işini severek yapıyordu. Kadınlar akşam için güzel yemekler yapmak için hazırlanırken adamlar herkesin  güzel et yemekleri yemesi için avlanmaya çıkmışlardı.

Köylerinde adalet ve mutluluk getiren onları her türlü beladan koruyan güçlü ve saygıdeğer alfalarının yıllardır kayıp olan oğlu sonunda bulunmuştu. Bununla birlikte omega eşi öldürüp bebeği kaçıran ve baş alfalarını 28 yıllık hüzne boğan baş düşmanları yakalanmıştı. 

Köy halkı Joonmyeon ve ailesinden, onların geldiği gün takındıkları tavır için özür dilemişti. Joonmyeon ise bunun bir sorun olmadığını sonuçta kötü zamanlar geçirdiklerini ve haklı bir tavır olarak gördüğünü söylemişti. Bunun üzerine köy halkı onun tavırlarının tam omega eşe benzediğini fısıldamıştı.

Omega eşin esintisi oğlunun peşinden ilerliyordu sanki ve her büyük onu bir anlığına gördüğünü söylüyordu. Kibarlığını, cesaretini, nazikliğini ve saygıdeğer duruşunu annesindeydi.Baş alfadan ise öz güvenini, liderlik özelliğini, inatçılığını almıştı. 

"Sabahtan beri sırıtıyorsun?" Joonmyeon kollarını bağlayarak yanına gelen Sehun'a bozmadığı sırıtışı ile baktı. Eve döndüğü zaman yaşadığı anlar hala aklına gelip mutlu ediyordu. "Hiç artık bir düzene girdiğim için mutluyum. Ailem yanımda, kafamda deli sorular yok ve kim olduğumu biliyorum. Mutluyum."

Sehun kafasını sallayarak onu onayladı. O kadar engebeli yollardan geçmişti ki bunu hak etmişti. "Sehun sen malikaneyi ne yapacaksın?" Ailesinden gelen büyük bir miras hala duruyordu. Aile dedikleri ise yurt dışına kaçmıştı. 

"Mirasa dokunmayacağım, oğlum için harcayacağım. Evi ise JongSoo'ya emanet ederim? Oradan gelen bir gelir hala olacak." Sehun haklıydı. Tarlada olan ürünler şehre satılıyordu. Kafasını salladı.

"Sehunnie, oğlum ile yürüyüş yapmak istiyorum benimle gelir misin?" Joonmyeon ve Sehun arkalarından gelen sese baktıkları zaman Luhan ve oğlunu görmüştü. Hyesung küçük kurt kulakları olan bir şapka takıyordu.

"Tanrım bu... oğlum sen çok tatlısın..." Sehun yalancı göz yaşını silince Luhan güldü. "Hadi gidin akşama dek gezin ben de uyuyacağım." Joonmyeon onları gönderip gülümseyerek içeriye girdi.

-----------

"Luhan, iyi olduğundan emin misin bebeğim?" grup ile melez köyüne saldırıp başları olan iki kişiyi yakaladıkları zaman Joon'dan onların Luhan'ın gerçek ailesi olduğunu öğrenmişti. Luhan'ın yaşayacağı şoku düşünerek onun görmesini hiç istememişti ama Joon onları meydana atınca yapacak bir şeyi kalmamıştı.

Luhan onları görünce büyük şok yüzünden kas katı kesilmişti ve saldıranların onlar olduğunu öğrenince Joon'un arkasına geçerek oğlunu iç güdüsel olarak  korumaya almıştı. Yaşadığı şok bile onu engelleyememişti.

"Evet iyiyim sevgilim." kucağındaki oğlunun başına öpücük kondurup gülümsedi. Luhan oğlu ile huzur buluyordu bunu herkes görebilirdi. "Görmek istemeyeceğim hatta yüzlerini bile unuttuğum iki kişiyi görmek beni üzemez. Benim için önemli olanlar sen, oğlumuz, abim, Yixing, Baekhyun ve Chanyeol. Bir de Baş alfa."

"Orada baş alfanın seni oğlu olarak kabul etmesi ve senin ona baba demen ikisine ders olmuştur." Sehun sırıtarak konuşunca Luhan kolu ile onun karnına vurdu. Sehun ise yalandan acımış numarası yapınca Hyesung babasının yaptığı şeyi gerçek sanıp ağlamıştı.

Hᴇsᴘᴇʀᴏs § SᴜLᴀʏ ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin