EXİT FROM DREAM

158 10 6
                                    

Gördüğümüz bir resim, kulağımıza gelen bir melodi, burnumuza gelen bir koku, geçmişe bizi getirecek herhangi bir unsur. Hayatımızı daima bu kadar kolay etkileyebilen unsurlar bulunmaktadır.

Bu unsurlar, bizim zaaflarımızdır.

Saatler süren sessizliğin arasından yükselen ses tonu kulağıma tanıdık gelmişti. Yabancı gelmeyen bu ses tonunun beni buraya neden kapattığı hakkında kafamda teoriler üretmeye çalışsam da, başarılı olduğumu söyleyemezdim.

Tanıdık gelen ses tonunun "Ellerin klavye başında olmayınca ne kadar güçsüz gözüküyorsun Albatros." sorduğu bu soruyu bir müddet cevapsız bıraktık dan sonra tekrar "Korktun mu?" diyerek yönelttiği soru karşısında epey bir sinirlenmiştim ama öfkeyle kalkanın daima zararla oturduğunu bildiğimden dolayı sakinliğimi koruyarak "Ellerimi bir demir parçasına kelepçeleyen ve üstüne üstelik karanlığa sığınan korkak dan mı korkacağım? " diyerek cevap verdim. Verdiğim cevap karşısında adımlarının daha da hızlandığını duyabiliyordum.

Duyduğum adım sesleri biran da kesili vermişti.

Beni tekrar yalnız mı bırakmıştı?

Böyle mi zafer kazanmaya çalışıyordu?

Bu neyin savaşıydı?

Duyduğum sesler kesilmiş olsa da ortamda belirgince hakim olan kokuları halen daha vardı. Öyle ki gitmiş olsalardı, odanın içine esen rüzgarın sayesinde kokularının da kısa süre gitmesi gerekiyordu.

Yukarıdan aşağıya sarkıtılan ışığın yanmasıyla beraber göz kapaklarım istemsizce kapanmıştı. Göz kapaklarımı tekrar açtığım da karşımda Sirac'ı gördüm. Olayın iyice sarpa sardığını düşünmeye başlayarak ''Beni buraya neden hapsettiniz?'' diyerek Sirac'ın gözlerini bakmaya çaba sarf ettim ama sarf ettiğim bu çaba Sirac tarafından umursanmayarak yanıtsız kalmıştı. Sorduğum soru karşısında cevap alamamak beni sinirlendirmiş olsa da sorumu tekrarlayarak ''Beni buraya neden hapsettin?'' diyerek bir cevap beklemeye devam ettim.

Beklediğim cevap Sirac'dan gelmemişti. Onun aksine odanın dört köşesine monte edilmiş hoparlörden gelen ''Beni tehlikeye atmanın bir cezası olması gerekiyor. Öyle değil mi?'' bu cevap beni kendime getirmişti. Hoparlörden duyduğum ses, ses değiştirici ile değiştirilmiş bir ses olmasına rağmen yakın zamandı birini kısmen de olsa tehlikeye attığımı düşünürsek bu Quetzal olmalıydı. Onun olduğunu ön görerek ''Sana anlattığım gibi ben seni tehlikeye atmadım'' diyerek cevap verdik den sonra gözlerimi karşımda duran Sirac'a çevirmiştim.

Sirac'ın burada ne işi vardı?

Ragdoll ve İspinoz neredeydi?

Onları da farklı odalarda mı tutuyorlardı?

Kafamın içerisinde beliren onca soruya cevap ararken asıl cevap bulmam gereken sorudan uzaklaşıyordum. Sirac neden buradaydı?

Hayatımın bir çok zaman diliminde yanımda olan arkadaşım, hesap sorarcasına karşımda dikiliyordu. Onun bu olaylarla ilişkisi olmadığını düşünüyordum. İlgisi olmasa neden burada karşımda dikilsin ki? Kafamın içinde kendi kendime tartışmak beni tüketmeye başlıyordu. Bu tartışmalara bir son vermem gerektiğini düşündüm. Bu yüzden kendi kendime soru sorup cevap almak yerine bu soruları Sirac'a sormak için gözlerimi ona doğru tekrar çevirdim.

''Seni gördüğüme şaşırdım, seni burada beklemiyordum.'' diyerek konuşmaya başlamıştım ki cümlemi keserek ''Kimi beklerdin ki?'' diyerek karşı bir soru yöneltti. Sirac'dan böyle bir karşılık beklemediğim için biraz afallamış olsam da ''Seni değil, sen hariç herkesi'' diyerek karşılık vermiştim. Verdiğim cevap karşısında bir şeyler gevelemeye çalıştı ama mantıklı şeyler bulamadığı için susmayı tercih etti. Verdiğim cevap karşısında cevap veremediği için yüzü hafiften kızaran Sirac'a biraz daha bakmaya devam ettikten sonra ''Beni buraya neden kapattığını biliyor musun'' diyerek bir soru yönelttim. Yönelttiğim bu soru karşısında yere bakan gözlerini ani bir şekilde kaldırarak gözlerime baktı. Gözlerinde hiçbir şey den haberi olmadığı açıkça belliydi ama o aksine az önce duyduğu bir iki kelimeden yararlanarak ''Sen bizleri tehlikeye attın. Bunun bir bedeli olmalı arkadaşım'' diyerek cevap verdiğinde kendimi gülmemek için zor tutmuştum. Gözlerinden akan belirsizlikle beraber yalan söyleyememesi onun, benim neden burada olduğuma dair bir fikri olmadığını açıkça ortaya koyuyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ADIM ADIM 48 SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin