8

194 12 25
                                    

*Cuma günü*

Bilgisayar ekranından hastanın filmini incelerken bir yandan da onu dinliyordum. Gerekli ilaçları yazıp gönderdikten sonra oturduğum yerde gerindim ve bi tur sandalyede döndüm.

Bugün Toprak ve Ali'nin ameliyatı vardı. Nasıl yapacaklarını deli gibi merak ederken bir yandan da yarın gideceğimiz boksda ne yapacağımı düşünüyordum. Hem boks ne ya? Ameliyat öğle arası başlayacağı için onlarla görüşebilirdim.

Öğleye kadar hastalar ile ilgilendikten sonra aşağı ameliyathanelerin olduğu kata indim. Bonesini takıp ellerini yıkayan Toprak'ı görünce yanına gittim.

"Her şey yolunda mı?"

Kafasını bana çevirip gülümsedi ve ellerini yıkamaya devam etti.

"Bu soru için henüz erken değil mi?"

"Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun!"

"Anladım. Anladım. Seninle de konuşulmuyor hiç. Bedeni çok küçük olduğu için yavaş ama bi o kadar da hızlı olmamız gerek. Beş saat kadar sürebilir."

Kafamı sallayıp camdan içeri baktım. Küçük bedeni ile kocaman sedyede öylece uzanıyordu ve hemşireyle gülüşüyordu.

"Biliyor musun? Ailenin çocuğu olmuyordu. Defalarca tüp bebek denediler. Ve en sonunda Can dünyaya geldi. Annesini doğum sırasında kaybetti."

Koltuğun bi köşesine sinmiş öylece etrada bakan adamı işaret etti. Etrafa göz gezirirken bir anda göz göze geldik. Kafasıyla selam verip hafifçe gülümsedi. Benden içten bi şekilde gülümseyip selam verdim.

"Sık sık görüşürüz. Abim gibidir kendisi."

"Üzüldüm gerçekten."

Kafamı eğip topuklu ayakkabımın sivri ucunu bi kaç kere yere vurdum.

"Bana eskileri hatırlatıp üzmeye mi yoksa morel vermeye mi geldin sen?"

Hayretle kafamı kaldırıp suratına baktım.

"Hayır. Neden üzmek isteyeyim? Manyak mısın sen be!?"

Kahkaha atıp gözlerini kapattı.

"Tamam tamam. Ee yarın için hazır mısın bakalım?"

"Ne için?"

Gözlerini devirdi.

"Boks öğretecektim ya sana"

"Of Toprak! Nerden çıktı bu? Bak valla bir taraflarını patlatırım. Elimin ayağımın ayarı yok benim. Bilmem ben kurallarını falan."

"Amaç öğretmek zaten. Bir yerlerim de patlarsa artık yapacak bir şey yok. Doktor değil misin? Tedavi edersin beni."

"Yoo."

Göz devirip ameliyat kapısının önüne geçti. Ve el salladı.

"Başarılar. Kolay gelsin."

İçten bi şekilde gülümseyip bende el salladım. Can'ın babasının yanına geçip öğle aram bitene kadar sohbet ettim.



Ağlayan bebeği annesi ile sakinleştirmeye çalışırken hemşire de iğne yapmaya çalışıyordu. En sonunda dayanamayıp annesine döndüm.

"Kucağıma alabilir miyim?"

Titreyen gözleri ile bana dönüp hızla kafa salladı.

Kalp AtışımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin