-"Şükürler olsun. Allahım hayatımda en yavaş geçen üç saati yaşadım. Ama geçti ve bitti. Yarım saatcik sonra biniyoruz." Diye ellerini havaya kaldırıp bağıran Mavim yüzünden başımı yere eğip öyle kaldım. İnsanlar
'Tımarhane kaçkınları burada' der gibi bakınca pek yüzünü göstermek istemiyordu insan doğal olarak. Saçlarımı önüme alıp-"Kapa çeneni süslü rezil olmaya doymadın sanırım" dediğimde yüzünü asmıştı. Kızın bam teline bastım sanırım.
-"Yaaa hayır anlamıyorum benim gibi bir kız önlerine düşüyor tamam hadi tutamadınız yerden kaldırın bari tepemden öcü görmüş gibi bakmayın. Bak yine aklıma geldi sinirlerim boşaldı. Dur ben bulayım şunları da bir döveyim adam akıllı" diye bir anda yerinden fırlayan Mavimin arkasından son anda yetişip kolunu tuttum.
-"Süslü sen iyi değilsin kuzum gel otur bak sana söz bir fransız bulacağım sana böyle yakışıklı mı yakışıklı boylu poslu. Ha ama şimdi Allahını seversen otur bi" diye resmen bıkkın bir ses tonu ile konuştuğumda ilk başta kem küm etsede kabul etmişti. Koltuklara tekrar oturduğumuzda ona bakarak
-"Kuzum benim aklıma şey geldi. Biz kalacağımız oteli ayarladık mı?" Dediğimde kafasını sallayıp
-"Evet ama sadece bir gün kalacağız otelde yarışmanın kazananına özel ufak bir ev ayırmışlar orada kalacağız ertesi gün" dediğinde içimden vay be diye geçirdim.
-"Sence başlarılı olabilir miyim?"
-"Aslına bakarsan pek anlamam böyle şeylerden ama normal bir insanın yapabileceği şeyin en üst seviyesinde çizim yapıyorsun artı olarak şu anda kendin çizdiğin orijinal elbise ayakkabı tasarımların var. Hemde çok başarılı şeyler bence başarırsın böyle bir yarışmayı kazandın sen dünyaca ünlü stıfın-" derken gözlerimi devirip
-"Steven" demiştim
-"Her ne ise o adamdan özel ders almaya hak kazandın. Bu bence senin başarının ne düzeyde olduğunu gösteriyor. "
Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya attım. Ben kendime niye güvenmiyordum? Belki gerçekten yapabilirdim. Yani başkaları gibi 'yoğğğğk yiaa pek güzel değillerr' demeyeceğim çünkü çizimimin gerçekten güzel olduğunu biliyordum. Sadece kendime biraz güvemem gerekiyordu.
-"İstanbul-Fransa uçağı için son anons-" diye başlayan anonsun sonunu dinlemeden hızla ayağa fırlayıp.
-"Mavim kalk bizim uçak kalk" diye arkadaşıma bakacaktım ki zaten ayağam kalkmış olduğunu gördüm. Ellerimi kalbimin üzerine koyup derin nefesler almaya başlamıştım.
-"Sakin sakin heyecan yok heyecan yok heyecan... Var lan var nasıl yok ayy öleceğim ben gece kuşum" diye heyecanıma heyecan katan Mavime döndüm.
-"Şimdi ilk olarak ikimizde derin nefesler alıyoruz."
Dediğimi yaptıktan sonra-"Şimdi ise normal bişey yapıyor gibi uçağa yürümeye başlıyoruz"
Yavaş yavaş yürümeye başlamıştık. Pasaportlarımızı göstermek için sıraya girip beklemeye başladık.
-"Uçaktan indiğimizde ne yapacağız?" Diye sormuştum merak ile
-"İlk önce otele gidip yerleşiriz gece kuşum stıfın-" derken lafa girip
-"Nedir bu adamın senden çektiği Mavim steven. Steven park. Onum adı stıfın falan değil"
Omuz silkip
-"Her ne ise gece kuşum onunla görüşmemiz yarın o yüzden otelden sonra bence alışverişe gidelim." Dediğinde somurtup durdum
-"Bişey diyeceğim Fransa'da zaten Paris'e gidiyoruz bence bir Eyfel kulesine gidelim" dediğimde kafasını iki yana sallayıp
-"Olmaz ilk günden doya doya gezemem ben oraları. Hem kıyafet daha da önemli benim için şu anda yarın ne giyeceğiz?" Dediğinde itiraz edecektim ki görevlinin sesi geldi(!)
-"Hanımefendi pasaportunuzu alabilir miyim?"
Elimde olan pasaportumu adama verip beklemeye başladım. Birkaç bişeye baktıktan sonra bana geri vermişti pasaportu. Gösterdiği yerden ilerlerken uçağın kapısına gelmiştik ikimizde.
-"Geri mi dönsek?"
-"Saçmalama gece kuşum geldik iki adım sonra uçağa bineceğiz yürü" diyerek beni hafif ittiren Mavim ile ilerlemeye devam ettim.
Uçağın merdivenlerinden çıkmaya başlamıştık. En sonda biz vardık. Kuyruk bittiğinde bende içeri girdim ama mavim yoktu peşimde. Arkamı dönüp baktığımda uçağın kapısında olan görevli ile bişey konuşuyordu. Daha sonra ben tarafa gelirken durdu kapının hemen yan tarafı olan uçağın dış kısmına iki kere vurup bağırdı.
-"DEVAM ET KAPTAN"
⚓️⚓️⚓️⚓️⚓️
-"Bana bakar mısın yakışıklı görevli ne yani ben açlıktan öleyim mi bu ne be ben bu parayla bir aylık erzak alırım be evime tabi senin paran bol baba parası yiyorsundur ama ben...." diyince susan mavime soran gözler ile baktım. Birazdan anlımın teri ile kazandım inşaatlarda süründüm falan diyecek diye bekliyordum.
-"Tamam camım bende baba parası yiyorum ama ben tutumlu bir evladım" diye konuştuğunda ağzımdan ister istemez
-"Geçen gün bir çantaya 3000 lira veren ben miydim?"
Bir anda ayakta bize bezgince bakan görevliden bakışlarını alıp bana çevirmişti.
-"Gece kuşum tabi senin tuzun kuru koca miras bir senin ama bende iki tane kardeş iki tane ebeveyn var onlar da düşünmem lazım" diye konuşan mavime bu sefer ben bezgince bakıp daha fazla konuşması diye aldıklarını ben ödedim. Sanki bunu bekliyor gibi hiç bişey de dememişti. Beleşçi!
Telefonumu uçak moduna alıp şarkı dinlemeye başladım. İşk açtığım şarkıda yüzümde bir gülümseme olmuştu.
-7.Ev /dolunay-Yüzümde gülümsemem ile uzun bir süre onu dinledim. Fazlasıyla sevdiğim bir şarkıydı. Kafamı cam kenarına koyup gözlerimi kapattım. Kısa sürede de uykuya dalmışım.
⚓️⚓️⚓️⚓️⚓️
-"Gece kuşum"
-"Bitanem"
-"Gece"
-"Mira"
-"Pasaklı"
-"LAN KALK BE...GECEEEE"Bir anda gözlerimi hızla açıp başımda tabiri caizse camış gibi bağıran mavime gözlerimi çevirdim. Nerdeyiz biz?
-"Ne oluyor be neresi burası" diye esneyerek konuştuğumda gözlerini devirip
-"Nereye benziyor aptal ineceğiz birazdan uyan uçağa bindiğimizden beri uyuyorsun hayır gece beşik mi sallattılar sana dicem de sallayacak biri de yok"
Aklım başıma geldiğinde kafamı salladım ona . İneceğimiz için kemerleri bağlayıp oturduk. Tam mavime bişey diyeceğim sırada yan taraftaki bir genç ile bişey konuştuğunu gördüm. Bana döndüğünde yüzünde yüzündeki ifadeden bişey anlamadığım için sordum
-"Ne iş?"
-"Sen uyurken biraz konuştuk Türk oda adı Can ama normal bir arkadaşlık sohbeti falan iyi telefon numarasını verdi. Bu kadar" dediğinde bişey demeyip 'tamam' anlamında kafamı salladım.
Uçaktan şu anda iniyorduk. Mavime baktım. Yüzünde mutlu olduğunu belirten bir ifade vardı.
-"Sonunda geldik be sana Paris"
-"Ben çok yorgunum süslü ya bence direkt otele geçelim. " dediğimde gülümseyerek ilerlemeye başladık
-"Bence de şu anlık otele gitmekte bir sakınca yok nasılsa macera yeni başlıyor öyle değil mi?"
⚓️⚓️⚓️⚓️⚓️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Moda Aşk
Teen FictionTesadüfle başlayan bir aşktı bizimkisi ilk başta birbirimizden hiç haz etmedik. Her fırsatta kavga ettik. Birbirimizi deli ettik. Hayatımı, Hayatımızı değiştiren bir yarışma. Yanlışlıkla kazananları karıştırılan bir yarışma. Bizi birbirimize aşık e...