-Kazası olmaz-

16 2 0
                                    




Arabanın durması ile elime geri aldığım telefonumu arka cebime atıp ayaklandım. Sinirlerim bozulmuş biraz da kırılmıştım. Tanımadığım birisine kırılmam biraz mantıksız olabilirdi belki ama yine de kırılmıştım.

Halimi sadece arabanın içinde bana üzgün bakışlar Berk'e ise öldürücü bakışlar atan mavim anlamıştı.

Tabi yağıza da attığı hülyalı bakışları atlamayalım.

Arabadan inip geldiğimiz evin önüne baktım.

Ufak şirin bir evdi. Bunun kaç odası vardı acaba? İki kişi için hazırlanmış olmalıydılar ama biz 4 kişiydik.

Bavulları bagajdan indiren şoförün yanına gidip kendi valizlerimi aldım. Bagajda gözüme çarpan ilk şey bir tane gitar kutusu vardı. İçi boş değildir herhalde?

Ona bakarken alınması ile elin sahine baktım. Berk almıştı. Sanırım onundu. Çalmayı severdim. Ama buraya getirecek kadar da çılgın değildim. Olmadı buradan alırdım.

Herkes kendi valizlerini almış kapının önünde duruyorduk. Şoför elindeki anahtarı bize doğru uzatması ile herkesten önce kaptım.

Şoför onlara bişey söylüyordu ama ben dinlemeden kapıyı açıp içeri girmiştim. İçerisi çoğunlukla beyaz renkliydi ve bu evi çok daha ferah bir hale getirmişti. Hemen kapının yan tarafında olan salona girdim. İçerisi baya bi büyüktü ama mutfak da buradaydı. Salon ve mutfak beraberdi yani.

Karşılıklı iki kırmızı çift kişilik koltuğun yanında iki tane de beyaz puf vardı. Ve orta boylarda bir televizyon. Fazla eşya yoktu ama güzeldi yinede.

-"Gece kuşum biz buraya nasıl sığacağız" dediğinde

-"Sığacağımızı sanmıyorum süslü bence yol yakınken biz otele gidelim Steven'cığım baskın düzenlemeyecek ya eve nereden bilecek burada olmadığımızı" dediğimde mavim hemen dönüş yapıp.

-"Yok yok yada sığarız iyi burası" dediğimde ona dönüp gözlerimi devirdim.  Onun yanlarında olan berk ve yağız ise bizi dinliyordu.

-"Süslü farkında mısın burasının geldiğimiz yerle hiç bir alakası yok sıkılırsın sen burada üç gün sonra kendin diyeceksin burası küçük diye gel oteli de geçtim buraya uzak olmayan başka bir eve geçelim söz ayırmayacağım seni yağ- yani bu evden"

Bahanelere sığınıyordum aslında burası oldukça güzel bir evdi hatta kendi evimden bile daha güzel biryer diyebilirim  ama ben bu ikisi ile kalmak istemiyordum sadece.

-"Sen ne bu tavırlar kraliyet ailesinden falan mı geliyorsun o yüzden mi bu şımarık hallerin" diyen Berk'e şok ile baktım. Neresi şımarıklıktı bu yaptığımın eminim o benden de fazla para harcıyordur.

Koltuğa oturup bana baktı. Aynı şekilde ona bakarak.

-"Bu yaptığımın bir yerinde şımarıklık göremiyorum ben. Sadece sizinle aynı evde kalmak istemiyorum anlıyor musun daha sadece adını bildiğin birisini iki lafı ile yargılamaya çalışma" diyerek sinirle solmuştum.

Bakışları hala aynıydı. Hala küçümseyici bakışlar atıyordu bana.

-"Kime ne anlatıyorsam asıl bu tavırlar ile şımarık olan sensin ben senin küçümseyebileceğin birisi asla değilim  sen kimsin bir kere yerini ve haddini bil " diyip yanımda olan iki valizimi çekerek salondan çıktım.

Gel de 6 ay boyunca bu itfaiyeci merdiveni ile uğraş.....

Söylemeden geçemeyeceğim Allah akıldan alıp boya vermiş...

⚓️⚓️⚓️⚓️

Akşam olmuş kıyafetlerimi yerleştirmiş yatakta sırt üstü yatıyordum. Mavim ise salonda onlar ileydi sanırım.

Şımarıklık değildi bu hallerim sadece onlarla bir kalmak istemiyordum çünkü birisine çok çabuk bağlanan bi yapıya sahiptim. Onlar ile iyi anlaşırsam ayrılması benim için zor olurdu ki zaten iyi anlaşamacağım belliydi.

Sinirle soluyup yataktan kalktım. Sıkılmıştım mavim de satmıştı iki yakışı- iki erkeğe beni.

Odadan çıkıp salona girdim. Girmen ile herkes bana dönmüştü. Üzerimde şortlu pijamalarım vardı ama umursamadım aile yapısından açık giyinen biriydim ama o kadar fazla da değildi tabiki.

Kendimi boş yer olan mavimin yanına attım. Kafamı geri yaslayıp gözlerimi kapattım.

-"Gece kuşum"

-"Hıı" diyerek gözlerimi açmamıştım.

-"Napıyorsun" dediğinde gözlerim kapalı olsada gözlerimi devirdim.

-"Sessiz olursan şurada iki dakika oturacağım süslü sen git beni sattığın kişiler ile konuş ben demiştim dimi sana beni satarsan ilk uçakla geri dönerim diye. Olmadı dur yasemini çağıracağım ben" diyerek gözlerimi açtım.

Mavim birden bağırarak

-"Boğarım kızım seni vallahi boğarım kimmiş o kız şimdi Türkiyeye dönüp yoldurtma saçını başını onun bana" dediğinde gözlerimi devirdim. Tam konuşacakken gelen telefonumun melodisi ile kafamı kaldırıp etrafa baktım.

Berk'in yanında olduğunu gördüğümde kalkıp hızla aldım. İnsan uzatır verir ama yok. Öküz bu!!!

Telefonun ekranında yazan dedem yazısını görünce gözlerimi kocaman açtım burada olduğumu bilmiyordu.

-"Kim o?" Diyen mavime

-"Dedem arıyor ya ne diyeceğim burada  olduğumu bilmiyor" demiştim.

Yanına gidip oturup telefonu açtım.

-"Hoparlöre al" diyen Mavim ile dediğine uyup hoparlöre alıp koltuğun üzerine bıraktım.

-"Dedeciğim nasılsın"

-"Hayırsız neredesin sen aramaz sormaz oldun dedeni hiç" dediğimde gülmüştüm. Ailemden benimle konuşan tek insandı.

-"Özür dilerim dede. Aslına bakarsan bu sıralar pek keyfim yok. Mavim var yanımda onunla oturuyorum sadece" dediğimde dedem derin bir nefes alıp

-"Kendini suçladığın için böyle yaptığını biliyorum ama onları sen öldürmedin kızım kendini suçlama" diyen dedem ile hızla bakışlarımı telefondan kaldırıp bana şaşkınca bakan yağız ve Berk'e çevirdim.

Kahretsin be!!!

Hızla telefonu hoparlörden kapatıp kulağıma koyup onlara arkamı döndüm. Yüzlerine bakamazdım. Şu anda ikisi de beni resmen katil olarak görüyorlardı. Ve haklılarda..

-"Bu konu konu hakkında konuşmak istemiyorum dedem lütfen." Dediğimde yine aynı sesli ile

-"Seni üzmek istemedim kızım ama kendini suçladıkça daha kötü oluyorsun. Orada olan şey kaza ara olan bişeydi unutma" dediğinde derin bir nefes aldım.

-"Uykum geldi dedecim kapatabilirim miyim?"

-"İyi uykular benim minik torunum"

-"Sana da"

Telefonu kapatmıştım. Ama arkamı dönemiyordum. Gözlerime yaşlar dolmuştu. Arkamı dönsem o bakışlara katlanamazdım.

-"Gece" diyen Mavim bile işin ciddiyetini anlayıp ciddi bir ses tonu ile konuşmuştu.

-"Gece bak.... Emin ol olayı tamamen bilen birisi için sen suçlu olmazsın. Bu yüzden bize bak utanılacak bişey değil bu. Bu gerizekalıları da umursama şu anda bi B*k bilmiyorlar" dediğinde koltukta ona döndüm.

Dolan gözlerime baktı. Onun da gözleri dolmuştu.

-"Kazaydı kuşum sadece kaza" dediğinde ağzımı açacaktım ki duyduğum şey ile gözlerimi sımsıkı yumdum.

-"Anladığım kadarı ile o... o birisini öldürmüş ve siz buna sadece kaza mı diyorsunuz? Birisini öldürmenin kazası yada pişmanlığı olmaz.

⚓️⚓️⚓️⚓️⚓️

Yeni Moda Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin