"Beyaz atlı prensime tekrar kavuştum. Ben artık yalnız bir prenses değilim. Çünkü o var..."
"Tamam şimdi bu tişörtün altına ne gider?" diye sordu Çınar. Çekmecesine baktım. "Şortun var mı?" diye sordum. Bir kaç tane çıkardı. Bunlar benim için şort değil kapriydi resmen. Ama yapacak birşeyim yoktu. Bir tanesini seçtim. "Şimdi boş bir oda bulmam lazım." dedim. "Neden? Burada giyinebilirsin." dedi tatlı yüzüyle. "Ee... Sen varsın." dedim şaşırarak. Güldü. "Benden çıkmamı isteyebilirdin." dedi. Ne kadar da salaktım. Evet isteyebilirdim. "Çıkar mısın?" diye sordum. Güldü. "Çıkarım ama bir şartım var. Bana 'tatlım' diyeceksin." dedi. Şaşırmıştım. Bir kaç saniye durdum. "Yoksa güzel vücudunu görmek zorunda kalırım. Benim için sıkıntı değil gerçi ama..." dedi. Sözünü yarıda kesmiştim. "Öf... Tamam tatlım." dedim. Gülümsedim. Gülümsedi. "Tamam tatlım çıkıyorum." dedi şımarık gülümsemesiyle. Ve odadan çıktı. Ama kapı önünde beklediğinden emindim.
Giyinip saçlarımı yukarıdan topuz yaptım. Odadan çıktığımda Çınar'ın tepkisi şöyleydi. "Of... Hayatımda böyle tatlı birşey görmedim." dedi gülümseyerek. Kollarımdan tuttu ve beni kendine doğru çekti. Alnımdan öptü. "Birazdan gelirler. Salonu hazırlayalım." dedim. Sanki burası bizim evimizmişte Nisalar bize misafirliğe geliyormuş gibi söylemiştim. O da bunu fark etmişti. Gülümsedi ve "peki karıcığım." dedi. Yüzüne kızgın bir bakış attım ve koluna vurdum. Canı acımış gibi davranıyordu ama hak etmişti. Zaten sırıtmaya devam ediyordu. Salona geçip mısırları kaselere koydum.Çınar kendi kıyafetlerini giymeye gitmişti. Salona geldiğinde giydiği kıyafetlerin benimkilerle aynı olduğunu fark ettim. "Aynı kıyafetlerden iki tane mi aldın?" dedim gülerek. " Kız arkadaşım eğer birgün benim evimde kalırsa diye almıştım." dedi sırıtarak. "Kız arkadaşın?" dedim ve ekledim "Kim o?" dedim. Evet saf ayağına yatıyordum. Çünkü cevaplarını merak ediyordum. "Elif ciddi misin? Öpüştük, sarıldık, sana seninle ilgili olan hayallerimi bile paylaştım. Ve sen kız arkadaşım olmadığını mı söylüyorsun?" dedi isyan ederek. Kıkırdadım. "Çıkma teklifi ettiğini hatırlamıyorum."dedim. Alnına vurdu. "Ben bu kadar önemli birşeyi yapmayı nasıl unuturum?" dedi. Yanıma oturdu ve elimi tuttu. "Elif, hayatımı değiştiren kız. Seninle birlikte bembeyaz bir sayfa açmak ve bu sayfaları ikimizin anılarıyla doldurmak istiyorum. Benimle çıkar mısın?" diye sordu. Lafları çok hoşuma gitmişti. Ama "düşünmem lazım." dedim. Gözlerini devirdi. Kollarını bağladı ve arkasına yaslandı. Küsmüş çocuk gibiydi. Çenesini tuttum ve gözlerime bakmasını sağladım. Sonra çenesindeki elimi ensesine koydum ve onu öptüm. Aynı gün içinde iki kez öpüşmüştük. Kendimi geriye doğru çekmeye çalışırken o, beni kendine doğru çekiyordu. Bitmesini istemediğinden emindim. Ama bu ateşli öpüşmemiz zilin çalmasıyla son bulmuştu.
Nisa ile Demir gelmişti. Çınar Demir'i mutfağa çağırdı. Demir'e isyan ediyordu. Net bir şekilde duyduğum tek cümle vardı. O cümlede "Biraz daha geç gelemez miydiniz?" di. Kıkırdadım. Nisa meraklı gözlerle neler olduğunu sordu. Bende anlattım. Neredeyse çığlık atıyordu. Elimle ağzını kapattım. "Bi yatağa atmadığı kalmış." dedi sessizce ve kıkırdayarak. Nisa'ya kızgın bir şekilde baktım. "Ee... Siz ne yaptınız?" diye sordum. Yukarı baktı ve yüzünde şımarık bir gülümseme oluştu. "orası da bize kalsın." dedi gülerek. Çınar elinde bardaklarla geliyordu. "Bunu sonra konuşacağız." dedim ve koltuğa oturdum.
"Şimdi korku filmi mi izliyoruz?" diye sordu Demir. "Ay... Korku filmlerinden nefret ederim." dedi Nisa. "Romantik filme ne dersiniz?" dedim gülümseyerek. Çınar, Demir ve kendisini göstererek "romantik film sevmiyoruz." dedi. Sinirlenmeye başlıyordum. "Komedi izleyelim o zaman." dedim. Son kozumuda kullanmıştım. Herkes onayladı ve izlemeye başladık. Aslında komedileri sevmezdim. Espriler çok saçma geliyordu. Zaten film izlerken bir yerden sonra uyuya kalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌺YAĞMUR🌺 (TAMAMLANDI)
Romance"Acılar ağlayarak geçer sanarız. Ama aslında öyle değildir. Ağlamak aslında hiçbir işe yaramaz çünkü o acı bir daha oradan çıkmamak üzere kalbe gömülmüştür. Ama ben bunu unutmuş ve o gün ağlamaktan başka birşey yapmamıştım. Zaten o günden sonra ağla...