three

893 76 30
                                    

jaehyun,

Kapının çalmasıyla oturduğum yerden kalkarak kapıya koştum. Taeyong'un kızarmış uykulu gözleriyle karşılaştığımda gülümsememeye çalışarak onu içeri aldım.

'Pijamalarınla mı geldin? Cidden mi?'

Onun için bu kadar endişelenmesine sinirlenirken kendimi tutmaya çalışarak:

'Salonda.' dedim. 'Çok merak etmiş gibisin.'

'Siz olmasaydınız ne hâlde olurdu bilemiyorum. Pek içemiyor.'

Senin gibi.

Taeyong telaşla içeri gittiğinde peşinden girdim.

'Seni orospu çocuğu!'

Chittaphon bağırdığında Taeyong irkildi.

'Güzel Taeyong'um sen de mi buradaydın.'

Johnny ve Taeyong gülüşünü bastırırken dişimi sıkarak Johnny'nin yanına oturdum. Chittaphon, Taeyong'a sarılırken bana dil çıkardı.

'Senden nefret ediyor sanırım.'

Johnny gülerken koluna vurdum.

'Güzelim, ben sana kahve yapacağım şimdi. Ayılacaksın. Neden bu kadar içtin anlamıyorum ki? Kavga ettiğimiz için mi?'

Taeyong kalkıp yerini adı gibi bildiği mutfağa giderken Johnny'nin arkasından sinirle baktığını fark etmemle yutkundum.

'Sevgilim biz odamıza gidelim mi artık?'

Johnny başını Chittaphon'dan çevirdiğinde sorumu:

'Ha? Olur.' diyerek cevapladı.

Odaya girip yatağa oturduğumda Johhny beni itip üstüme çıktı. Bunu yapmak istemiyordum. Çıktığımızdan beri bir şekilde kaçmayı başarmıştım.

'İyi misin sevgilim?'

'Gayet iyiyim.' dedi saçlarımı okşarken.

'Johnny gerçekten bunu yapmak için doğru zaman mı sence?'

'Kafamı dağıtmam lazım sadece.'

Dudakları dudaklarımı bulduğunda kapının aniden açılmasıyla Johnny sakin bir şekilde üzerimden kalktı:

'Ne var Taeyong?'

Taeyong gözlerini koca koca açmış bize bakarken yanağının içini ısırdığını anlayabiliyordum.

Ağlamak üzeresin ve bunu biliyorum çünkü kimse seni benden daha iyi tanıyamaz Taeyong Lee.

'Ben... Fazladan çarşafınız var mı diye sormaya gelmiştim aslında ama şimdi gidiyorum. Özür dilerim.'

Taeyong kapıyı yavaşça kapatıp giderken ayağa kalkıp dolaptan yedek yorgan ve yastıkları çıkardım.

'Sana zamanı değil demiştim.'

'Başka bir şey hissetmeye ihtiyacım vardı.'

Kafam karışmış bir şekilde ona bakarak odadan çıktım ve Taeyong'a yorganla yastıkları verdim.

'Burada rahat edebilecek misin?' diye sordum ona bakarken.

'Evde yatabileceğim başka bir yer yok.' dedi yatağı yere sererken. Ağladığını gizlemeye çalışıyordu ama ben anlardım.

'İyi misin?' diye sordum. 'Bak Johnny ve ben...'

'Sorun değil Jaehyun. Başka insanları öpüyoruz, başka insanlara dokunuyoruz. Bunu anlayacak kadar yetişkinim, benim için sorun değil.'

Benim için sorun, Taeyong.

'İyi geceler o zaman.'

Odadan çıkıp kapıyı kapatırken Taeyong'un Chittaphon'un kıyafetlerini çıkardığını gördüm. Odama gittiğimde Johnny çoktan uyumuştu, ya da uyuyormuş gibi davranıyordu.

Bir süre sonra sakin nefes alış verişleri odayı doldururken onun bu kadar çabuk uyuyabilmesini kıskandım. Ben rahat uyuyabilmek için tek bir bedene muhtaçtım ve o beden şu an yanımda olması gerekirken yan odada bir başkasıyla uyuyordu.

Sabaha doğru gözüme tek gram uyku girmediğinden kalkıp su içtim. Evdeki herkes uyuyordu. En ufak bir ses bile yoktu.

Yavaşça salonun kapısını açıp Taeyong ve Chittaphon'a baktığımda uyuduklarını gördüm. Chittaphon yerdeki yatağın ortalarında bir yerdeydi. Taeyong ise yatağın köşesinde masum uykusunu uyuyordu.

Yanına gidip terden alnına yapışmış saçlarını çektim ve yanağını okşadım.

'Jaehyun?' diye mırıldandığında yanağını okşayan elim duraksarken parmakları parmaklarıma dolandı ve elimi sıkıca kavradı.

Uyanmaması için yavaşça ellerimizi ayırırken bunu yapmak zorunda olmamayı diledim. Ama artık ikimizin de farklı hayatları vardı ve Lee Taeyong istediğim zaman dokunabileceğim biri değildi.

kissing other people| jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin