[⑅ 2 ⑅]

2.1K 196 79
                                    

"Bir yerin mi acıyor?"

Minik Izuku, onu merak eden yaşıtına çevirdi kafasını. Karşısındaki oğlanın yüzündeki endişe, bir metre öteden görülebilirdi. Izuku, gözlerinden akan boncuk boncuk yaşları, koluyla sildi. Oturduğu yerden kalktı.

"Ha-hayır, acımıyor."

"Peki."

Izuku, karşısındaki oğlanı süzdü. Sol bacağında bandajla sarılmış yerleri olduğunu fark etti. Dirseğinde ve yanağında kızarıklıklar vardı. Neden vücudunda bunların olduğunu merak etmişti. Fakat sormaya utanıyordu. Kötü bir izlenim vermek istemiyordu oğlana. "Belki de beni terleyecek. Ama merak ediyorum. Hayır sorma-" Izuku bu düşüncelerle kafasını doldururken, karşısındaki minik oğlan konuşmaya başladı.

"Bana bir şey mi söyleyeceksin?"

Izuku'nun yanakları pembeleşti. Elini, kıvırcık saçlarına daldırdı ve karıştırdı. Söylemek zorundaydı. Yoksa içini yiyecekti bu düşünceler.

"O yaralar nasıl oldu?"

Minik oğlan, kafasını sağa döndürdü. Bu konularla ilgili konuşmayı sevmezdi. Bu yaraların sebebinin babasının olduğunu söyleyemezdi. Zaten evden kaçmıştı. Karşısındaki yeşil gözlü oğlanın sorusunu da cevapsız bırakmak istemiyordu. Akciğerlerinin yettiği kadar derin bir nefes almaya çalıştı.

"Bu-bunlar...benim özgürlüğüm yüzünden oldu."

"Ah, özür dilerim. İ-istersen bu konuyla ilgili konuşmayabiliriz. Seni, yapmanı istemediğim bir şey için zorlamak istemiyorum."

"Önemli değil."

Birbirlerine bakmaya başladılar. Izuku'nun çevresindeki her insan, ona özgürlüklerini anlatır ve övünürdü. Fakat o, diğerleri gibi değildi. Nazikti, hassas ve biraz utangaçtı. Onunla konuşmak istiyordu. Sessiz durmayı sevmezdi minik Izuku.

"Umm...Evin buralarda mı? Dönüş yolunu biliyorsun, değil mi?"

Minik oğlanım yüzü asıldı. Başını, yerdeki karo taşlarına doğru çevirdi. Yeşil gözlü oğlanın, onu önemsemesi, onun için yeni ve farklı bir histi. Üstündeki gömleğin alt kısmındaki dikişleri eliyle kavradı ve sıktı.

"Ben, bir daha asla eve dönmeyeceğim."

"A-asla mı!?"

"Eve dönek eğelenceli değil. Be-ben, özgürlüğümü geliştirmek için çalışmak zorundayım. Ve bu beni zorluyor. Evden dışarı adım atmam yasak. Oyun oynamam da öyle. Annem bu yüzden benim için üzülüyor. Bu...beni de üzüyor."

Yanakları kızarmıştı minik Izuku'nun. Karşısındaki yaşıtına ile neredeyse aynı yaşantıya sahipti. O da annesi üzüldüğünde, üzülüyordu. Onu üzmeyi sevmezdi. Annesi, onun için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı. "Acaba..." diye düşündü minik Izuku.

"Pe-peki oyun oynar mıyız?"

Yaşıtının gözleri patlamıştı bir anda. İlk defa onun ile oyın oynamak isteyen, konuşan biri vardı karşısında. Onu anlayan. Bu onu mutlu etmişti. Yüzüne büyük bir tebessüm koydu. Yeşil gözlü çocuk ise kolları ile yüzünü gizliyordu. Yanaklarının hafif pembeleştiğini fark edip kıkırdadı. Utandığını anlamıştı.

"...Yani, benimle oynamak mı istiyorsun?"

Çok şirinler değil mi? Birbirlerini ne de şirin tamamlıyorlar. Ve bu arada bu "flashback" biraz daha uzun sürecek gibi duruyor. Aklımda çok güzel fikirler var. Bu nedenle büyük bir ihtimalle 3. veya 4. bölümden sonra şimdiki zamana dönecek. Bu nedenle bu flashback bölümlerini iyi okuyun. Hikayeyi anlamakta sıkıntı çekmenizi istemiyorum çünkü.

Diğer bölümde görüşürüz!!!
。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆。・:*:・゚★,。・:*:・゚

442 kelime..

Izumi_Chiya bu bölüm senin içindi!!!

✔ [⑅ Childhood Friends ⑅] / TododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin