Bölüm 5: Personel

690 63 50
                                    

21.05.2020

Hadi iyisiniz uyanınca iki bölüm göreceksiniz.

Medya: Asena

Aleyna'dan:

"Asena, anlatacak mısın artık ne olduğunu?" Bir şey demeden tuvaline çizim yapıyordu. Suratı kızarmıştı. Sinirlendiğinde kızarırdı. "Niye sinirlendin?"

"Aslı Korkmaz geliyor." Evet annesine böyle derdi. Bir dakika ne?

"Ne?" Bana ufak bir bakış atıp çizmeye devam etti. "Nasıl lan?"

"Teyzemin çabaları sonunda." Kaşlarımı kaldırdım.

"Ne hissediyorsun?"

"Bir şey hissetmiyorum."

"Aslı!" Dediğimde fırçayı tuvale sürmeyi bıraktı. Boyaları ve fırçayı bırakıp kalktı. Arkasından baktım. Anlatmıyordu. Ya da anlatamıyordu. Çizimine döndüğümde beyaz bir güvercin gördüm. Barışın sembolü... Kan ağlıyordu... Bakışlarımı tuvalden çektim. Nasıl hissettiğini biliyordum.

"Kırık."

***

Yemek yerken Sıla yine  gelirken gördüğü 'taş'tan bahsediyordu. Bense Fatma'yla yeni barışmanın sevinciyle gülümsüyordum. Asena mı? Köşede kitap okuyordu.

"Ne okuyorsun?"

"Ütopya." Dediğinde yüzümü buruşturdum. 

"Senin bu yaşta ergen ergen aşk kitabı oluman gerekmiyor mu? Hani wattpad kitapları falan?"

"Senin de geleceğin için hayatına bir şeyler katan kitaplar okuman gerekmiyor mu?" Dediğinde göz devirdim.

"Aman bir kere de altta kal."

"Aktifim biliyorsun." Dediğinde kahkaha attım o da gülüyordu.

"Piç." Dedim gülüşlerimin arasından. Pislik yaptığımızda gülerken birbirimize söverdik. Ve kanka olmamız sağ olsun alınmazdık. "E bu akşam kalıyorsun değil mi?" Dediğimde kafa salladı.

"Başka şansım var mı?"

"Hıh götüm. İstemiyorsan kalma." Hafifçe omzuma gülüp konuştu.

"Kalmam mı lan tosuncuk?" Gülümsedim.

"Adam ol."

"Ya Aleynağğğğ." Ah bu ses.

"Ne var Sıla?"

"Ben acıktım yemek yapsana."

"Lan senin yüzünden evde ekmek kalmadı. Her ekmek arasında bir ekmeği bitiriyorsun."

"Amaa."

"Ay yeter. Ben ekmek almaya giderim. Yeter ki bu bebek taklidi yapmasın." Diyerek kalktı Asena.

"Para vereyim mi?" Dediğimde orta parmak çıkarıp gitti. Gülümsedim. Şerefsiz falan ama hiç de kıyamaz.

***

Asena'dan:

Evden çıktığımda arka sokaktaki bakkala yürüdüm. Ekmek aldıktan sonra direk eve gitmek yerine buraya yakın olan kafeme yöneldim. İçeri girdiğimde duvarlarda asılı çizimlerime baktım. Gülümsedim.

"Asmışsınız." Dedim Sinan'a bakıp.

"Asmaz olur muyuz? O kadar güzel çizmişsin ki." Burdakilerle patron çalışan ilişkim yoktu. İnsanlara yukardan bakmayı sevmezdim. Arada garsonların mesailerinde onlara yardım ederdim. Böylesi beni daha çok mutlu ediyordu.

"E var mı bi haber?"

"Var. Bu resimleri gören bir kadın. Adını bir yere yazmıştım. Ona özel çizim yapıp yapamayacağını sordu."

"Kadın?"

"Ya on dokuz yaşlarında genç."

"Başka bir şey?"

"He bir de bir kız geldi. Çalışmak istiyormuş. Personele ihtiyacımız olmadığını söyledim. Fakat numarasını bıraktı. Lazım olursa diye." Kafa salladım.

"Sen numarayı ver." Önlüğünün cebinden numarayı çıkardı. "Kadına da haber verirsin. Yarın 4.30 gibi gelsin ben burda olurum." Kafa salladığında bir şey demeden çıktım.

Umay'dan:

Okuldan sonra eve geldiğimde annem sigara içerek beni bekliyordu.

"Nerdeydin?"

"Gökhanla yürüdük biraz." Dediğimde yüzüme baktı.

"Ben o okula seni orospuluk yap diye göndermiyorum. O paraları kazanmak için boşuna çırpınmıyorum... Artık yok. Kendi başının çaresine bakacaksın. O pezevenk babandan bırakıp gitti. Her şey bana kaldı. Git ne yap et iş bul." Odama gidip kapıyı kapattım. Üzerimi değiştirdim. Nefret ediyordum ondan. Babamın gitmesi benim suçummuş gibi davranıyor. Sürekli içip içip geliyordu. Eve erkek atıp duruyordu. Bu durum midemi bulandırsada ses edemiyordum.

Evden çıktığımda buraya en yakın işletmeye girdim. Gökkuşağı Kafeye. İçeri girdiğimde kasada duran sarışın çocuğun yanına yöneldim.

"Buyrun ne istemiştiniz?"

"Şey... Ben iş arıyordum da..." dediğimde beni süzdü.

"Personel ihtiyacımız yok ama numaranızı bırakırsanız daha sonra size ulaşabiliriz." Kafa salladım. Verdiği kağıda numaramı yazıp çıktım. Ne güzel? Bu dönemde bul bakalım iş bulabilirsen.

>>>>>>>>

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin