Bölüm 26: Alternatif hikaye

629 59 66
                                    


Umay'dan:

"Kırılma noktası... Annemin aşkını itiraf ettiği andı."

"Neden?"

"Bir düşün. Eğer aşkını itiraf etmeseydi... Bunlar olmayacaktı. Hiçbiri..."

"Peki ne olacaktı?" Rüzgar at kuyruğu yaptığı saçını savururken uzaklara dalıp gitti.

Eğer hikayeyi Asena yazsaydı...

Deniz'den:

Altığım kahveleri alıp odasına ilerledim.

Kapıyı çalmadan önce içerden gelen sesleri dinledim.

"Ulan ne demek yanlışlıkla oldu. Salak herifler!" Kapıyı tıklattığımda Aslı'nın tok sesiyle içeri girdim.

Öfkeli bakışları beni bulduğunda yumuşamıştı.

"Gel Deniz gel."

"Komserim ne yapalım bunları?"

"Soruyor musun Kemal? Kodese tık işte." Kafa sallayıp adamları çıkardıklarında Aslı'ya kahveleri gösterdim.

"Meşgul olduğunu bilseydim sonra gelirdim."

"Önemli bir şey değildi. Yine birbirlerine giren birkaç kişiydi." Kafa sallayıp ona doğru yürüdüm. Yerine geçip masanın önündeki koltukları gösterdi. "Otursana."

Kahveleri masaya koyduğumda bir tanesini aldı. Bir yudum aldıktan sonra gözlerini kapattı.

"Sonunda."

"Şu sıralar çok meşgulsun." Kafa salladı.

"Yaz gelince millet daha fazla kuduruyor." Gülümsedim.

"Davetiyeyi elimle vermesem düğünüme de gelmeyeceksin." Bakışları durgunlaştı. "Ne sakın gelmiyorum deme."

"Bak. Gelmiyorum demiyorum ama sen de biliyorsun bu sıralar daha doluyum."

"Bu bir bahane mi? Melis bile o kadar davasının arasında davetiye seçmeye geldi. Bir de gelinlik bakmaya gelecek. Sen düğüne bile gelemiyorsun."

Derin nefes verip kahveyi masaya koydu. Hiçbir şey söylemedi. Tam da tahmin ettiğim gibi.

"Sus tabi."

"Deniz. Sana her anlatmaya çalıştığımda beni susturdun. Niye aynı şeyleri tekrar yaşayayım ki?"

"Ahmet'ten hoşlanmayabilirsin ama suçlu olduğunu düşünmek...Mantıklı değil."

"Sen psikologsun değil mi? Hastayı gözünden tanırsın. Bense komserim, suçluyu gözünden tanırım."

"Kanıtın var mı?" Susup sadece baktığında göz devirdim. "Yok."

"Henüz yok. Bulduğumda benden nefret edersen o iti öldürürüm."

"Öldürünce senden nefret etmeyeceğim tabi." Dişlerini sıktı. "Neden normal bir arkadaş gibi arkamda durmuyorsun?"

"Çünkü ben sıradan arkadaşların gibi değilim. Niye güvenilmez biriyle evlenmeni destekliyim Deniz? Sen hasta biriyle evlenmemi destekler miydin?"

"Seviyorsan evet." Dalgayla güldü. Daha sonra bana döndü.

"Seviyorsan değil mi? Sırf seviyorsun diye yarın öbür gün sana zarar verebilecek birini göz ardı edemem."

"Paranoyaksın."

"Safsın." Kahvemi bitirip ayağa kalktım.

"Destekle ya da destekleme... O düğün olacak. Ve eğer geleceksen diye...Şahidim sensin haberin olsun." Kahveyi masaya koyup kalktım. Yandan bir bakış atıp odadan çıktım. 

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin