Bölüm 33: İt Herif

588 57 30
                                    

Medya: Bölümdeki şarkı

Kapıyı açtığımda gözleri kırmızı olan Umay ellerini belime sararak sarıldı.

‘’Umay?’’ Sesim tereddütlü ve endişeli çıkmıştı.

‘’Aldattı beni it herif.’’ Kaşlarımı kaldırdım. Benden ayrılıp kolunun tersiyle gözyaşlarını sildi. ‘’Yalnız konuşalım mı?’’ Kafamı olumlu manada salladım.

Umay’dan:

Kendimi bok gibi hissediyordum. Gökhan’ı kafede bir kızla dudak dudağa yakalayınca nereye gideceğimi bilemeden koştuğumda ayaklarım beni buraya getirmişti. Asena elinde nutella ve battaniyeyle yanıma  gelip çimenlerin üzerine koyduğu mindere oturdu. Nutellayı uzatıp battaniyeyi sırtıma örttü.

"Biraz daha iyi misin?" Nutellayı kaşıklarken kafa salladım. "Yani biz kankalarımla beraber full sap takıldığımız için sevgilisinden ayrılan biri nasıl teselli edilir pek bilmiyorum."

"Yio bonco goyotto boloyorson." Yüzünü buruşturdu. İfadesi iğrendiği için değil anlamadığı için değişmişti. "Yo bence gayette biliyorsun. Battaniye, nutella falan."

"Yani onları teselli için getirmedim. Bataniyeyi soğuk diye nutellayı da şekerin düşmüştür diye getirdim ama neyse." Şapşallığına gülümserken aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım.

"İt herif. Aldata aldata bizim evin yakınlarındaki kafede aldatıyor bi de." Dediğim şeye gülen Asena'ya döndü. "Gülüyor musun gerçekten? Aldatıldım diyorum oldum geyik gibi." Gözlerimden yaşlar süzülürken Asena dudaklarını ısırıyordu. "Bak hala."

"Ama dediklerin sinirimi bozuyor." Hüngür hüngür ağladığımda üzgünce baktı. "Özür dilerim. Üzmek istememiştim." Burnumu çekerken bana açıklama yapan Asena'yı dinliyordum. Küçük bir çocuğu küstürmüş de tekrar kalbini kazanmaya çalışırmış gibi nazikçe konuşuyor ve bakıyordu. Onu hiç böyle görmemiştim. Gerçi okulda sürekli surat asan kimseyle konuşmayan biri gibi takıldığı için belki de görmemiştim.

"Tamam sorun değil." Dedim onun çabalarının boşa gitmediğini göstermek için.

"Ne yapmamı istersin? Yani üzgün olduğunda seni ne mutlu eder?"

"Ben genelde üzgünümdür. O yüzden kimse özellikle mutlu olmam için pek çaba sarf etmez."

"Ben çaba sarf etmek istiyorum." Dedi masmavi gözlerini gözlerime dikerken. Gözbebekleri büyümüştü.

"Genelde müzik dinlerim. Ama o da beni daha çok üzer." Biraz düşünüp ona döndüm. "Bana şarkı söyler misin?"

"Ne?"

"Şarkı söyler misin? Dün çok güzel söyledin. Hem çok hoş sesin beni üzmez ruhumu dinlendirir." Derin bir nefes aldı.

"Gitarımı da getireyim o zaman." Koşarak gitarını aldı ve geldi. "Ne çalmamı istersin?"

"Sen rastgele çal. Ben dinlerim." Biraz düşündükten sonra gitarı çalma posizyonunda tuttu.

"We're talking away
Sürekli konuşuyoruz

I don't know what
Ne konuşuyoruz bilmiyorum

I'm to say I'll say it anyway
Söylemem gerek bir şekilde söyleyeceğim

Today's another day to find you
Bugün,çekindiğini anlamak için

Shying away
Başka bir gün

I'll be coming for your love, OK?
Senin aşkın için geleceğim tamam mı ?

Take on me, take me on
Karşıma çık,karşıma çık

I'll be gone
Bir iki gün içinde

In a day or two
Gitmiş olacağım

So needless to say
Söylemek çok gereksiz

I'm odds and ends
Ben ufak tefek bir şeyim

But I'll be stumbling away
Ama bir yana sendeleyeceğim

Slowly learning that life is OK.
Yavaş yavaş hayatın iyi olduğunu öğrenerek

Say after me
Benden sonra söyle

It's no better to be safe than sorry
Güvende olmak üzgün olmaktan daha iyi değil

Take on me, take me on
Karşıma çık,karşıma çık

I'll be gone
Bir veya iki gün içinde

In a day or two
Gitmiş olacağım

Oh the things that you say
Oh söylediğin şeyler

Is it life or
Hayat mı yoksa

Just to play my worries away
Sadece üzüntülerimi kovmak mı

You're all the things I've got to
Sen sahip olduğum her şeysin

Remember
Hatırla

You're shying away
Sen çekiniyorsun

I'll be coming for you anyway
Bir şekilde senin için geleceğim

Take on me, take me on
Karşıma çık,karşıma çık

I'll be gone
Bir veya iki gün içinde

In a day or two
Gitmiş olacağım

Take on me, take me on
Karşıma çık,karşıma çık

I'll be gone
Bir veya iki gün içinde

In a day or two
Gitmiş olacağım."

"Take on me ha." Dedim az önceki şarkıdan memnun olduğumu belli ederek. "Nerden geldi aklına?"

"Geçenlerde bir oyun bitirdim. The last of us part 2 diye. Oradaki karakter söylüyordu." Gözümi silip konuştum.

"Güzel oyun mu?" Bakışları bir an duraksadı.

"Biraz üzücü... Yalan söyledim. Çok üzücü." Ona merakla baktığımı görünce devam etti. "Kendini daha iyi hissettiğin bir zaman oynarız. Ağlamak için."

"O kadar mı ya?"

"O kadar. Ben oyunu bitirdikten sonra bir hafta depresyona girdim."

"Sen?"

"Evet."

●●○●○●○●

The last of us'u bilenler neyden bahsettiklerini anladı.

Sakın spoi vermeyin silerim yorumları.

Gece gece ilham gelince yazayım dedim. Zaten internet sıkıntısı olmasına rağmen çabalıyorum.

He ayrıca Zambak diye yeni bir kitap yazmaya başladım. Bir bakın :)

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin