8. BÖLÜM

10 2 0
                                    

*Kendime yalan söyledim...*

'Kendime yalan söyledim,

Yalnızım bunu ben istedim,

 Paramparça tüm aynalar,

İçimde kan, revan birisi var...'

Yolu daha yarılamadan bile eğleniyorlardı. Bu kadar kısa sürede nasıl olur güvenmişlerdi birbirine? Yıllardır görmemişlerdi. Ama hemen kabullenmişlerdi birbirlerini. Ateş'in dediği bağdan dolayı mıydı bu, yoksa sadece susup kalmalarından  mı? Anlamıştı tüm yollar onların geldiğini... Arabaları azaltmıştı, aydınlatmak için ışıkların hepsini sonda açmıştı, susturmuştu tüm sesleri. Onların sanki daha çok şey paylaşmalarını istemişti. 

Deniz ve Ateş bir yandan kekleri yiyor, bir yandan CD çalarda ki Son Feci Bisiklet şarkılarına eşlik ediyorlardı. Her şarkının sonunda o şarkıyla bir anısı varsa anlatıyorlardı. Sıra Utanıyorum Halimden parçasına geldiğinde Ateş o geceyi düşündü. Deniz'in kulaklık takmayı unutması ve o yüzünü buruşturmasını... Kıkırdadı bir anda. Sessizce dinledi şarkıyı ve ona eşlik eden Deniz'i. Onun sesi Ateş için ninni gibiydi. Onu sakinleştiriyordu. 

Ve şarkı bitti...

''Aslında benim bununla ilgili çok güzel bir anım var-'' derken Ateş Deniz'in lafını böldü.

''Sadece susup dinle. Lütfen...''

''Korkutuyorsun beni Ateş...'' dedi Deniz sahte bir korkuyla. Ve sonra teslim olurmuş gibi ellerini havaya kaldırıp güldü.

''Kork benden Deniz Tekşen!'' dedi ve güldü.

''Anlat bakalım.''

''O akşam sen balkonda otururken, ki evet seni takip ediyordum. Ve hayır sapık değilim. Lütfen bana öyle bakma. Yalvarırım canımı bağışla.'' Dedi Ateş ve yine Deniz'i güldürdü. Deniz sanki neler olacağını anlamış gibi.

''Hayır Ateş lütfen gördüğünü söyleme!'' Ateş alaycı bir bakış atıp,

''Her şey için çok geç kızım... Her şeyi gördüm!'' Ateş öpücük fırlattı Deniz'e. Deniz öpücüğü havada yakaladı ancak beklenmedik bir şey yaptı. Camı açıp öpücüğü camdan fırlattı. Düğmeye bastı ve camı kapattı.

''Bunu yaptığına pişman olacaksın Deniz. Senin her şeyini gördüm seni takip ederken. Başını direğe çarpmanı ve sonra sanki direğin suçuymuş gibi ona vurmanı, denizdeyken bir balıkla kavga edişini, gece balkonda oturup sanki biri varmış gibi onunla konuşup hatta onunla da kavga etmeni ve en önemlisi gece kulaklık takılı sandığın telefondan son ses Yedinci Ev'in şarkısının bağırmasından sonra ki yüzünü... Her şeyini biliyorum. Aslında arada bir korkuyorum benimle de her an kavga ederek öldüreceğinden. Yanında kesici, vurucu herhangi bir şey taşıyor musun? Taşıyorsan vallahi seni kapıyı açıp aşağı atarım he!''

Deniz utancından kıpkırmızıyken bir yandan Ateş'i dinliyor bir yandan kahkahalarına engel olamıyordu. 

''Saçmalama Ateş! Hahahaha, tabii ki öyle bir şey taşımıyorum yanımda. Hem... Sen bana kıyamazsın ki.''

''İşte o noktada haklısınız hanımefendi. Ama daha neler yapacağımı tahmin edemezsin..'' dedi Ateş. Deniz Ateş'e dönüp baktı. Her karışını inceledi, sanki kendi suratını inceliyormuş gibi hissetti. 'Bu zamana kadar nerelerdeydin sen böyle, hiç karşılaşmadık. Ne gizliyorsun o kahkahalarında Ateş? Sen bensiz neler gördün, geçirdin hayatında?' diye geçirdi içinden.

''Ne oldu, baka kaldın?''

''Ne gizliyorsun Ateş?'' dediği an Ateş dönüp Deniz'e baktı birkaç saniyeliğine. Yutkunamadı yola bakarken. Anlatmak istemiyordu geçmişini kimseye. Anlatmak zor geldi ona kaçmak istedi terleten sorudan.

Ateş Denizinde SönermişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin