*İsmi gibi Deniz kokuyordu.*
' O gün dilemişti. Deniz dilek hakkını Ateş'e verdiğinde. Sarılacağım demişti. Ateş sözünü tutmaya çalışırken, Deniz kendi çabalarında boğuluyordu. Çok istedi kokusunu içine çekmeyi. Çok istediler bir kez olsun sarılmayı. Buluştunuz mu? Söyleyin yüksek sesle biz birbirimizi tamamlamaya adadık deyin. Buluşamadıysanız üzülmeyin. Elbet Ateş Denizinde Sönecek..'
2 gün sonra...
(Deniz)
Bir günü daha atlatmıştım. Berat ve Onur şokuyla. Ondan sonra kendime sordum. Benimle buluşmak istemiyor muydu yoksa. İnanmıyor muydu bana? Ya da hiçbir şeyden haberi yoktu. Belki tanışmak istedi.Gökyüzüne doğru konuşurken Ateş'e seslendim. 'Sana söz verdim diğer yarım. Seni gördüğümde boynuna atlayacağıma dair. Söz verdim yıldızlara. Söz verdim dolunaya. Bizi bekliyorlar Ateş. Çık karşıma sözümün özü olayım.'
Yine balkonda tek başıma gecenin üçünde şarkı dinleyip hayal kuruyordum. Ateş'in bana doğru koştuğunu bana sarıldığını... Yemin ederim inanıyorum. Gökyüzüne baktım ve bir kere daha tekrar ettim. ' sana sarılmak için bekliyorum.' art arda, defalarca kez tekrar ettim, inandım. Ben inanıyorum. Artık buluşturmalı bizi bu garip astronomi.
Tekrar baktım gökyüzüne. Yarın doğum günümde başka hiçbir şey istemiyorum. Sadece onu istiyorum. Çünkü ben çok yoruldum.
Hiçbir zaman beni anlayan birinin olacağına inanmadım. Annem, babam, arkadaşlarım... Daha bir sürü kişi bile nasıl olduğumu sormadı. Annem ve babam hayatın paradan ibaret olduğunu düşünüp paralarını hep çarçur ederlerdi. Ben onların sevgisiyle değil parayla büyümüştüm. Arkadaşlarım? Onlar da paramın köpeği olan, duygularıma gram değer vermeyen iki yüzlü insanlardı.
2 gündür sürekli ailemi düşündüm. Yarın 18 yaşıma giricem. Ve hala bana ikizim olduğunu söylemediler. Kaç defa ima ettim aslında. Ama hiçbiri söylememeye ant içmiş gibi sessiz kalıyorlardı. Bu en çok bana koyuyordu. Neden vermişlerdi? Neden götürmüşlerdi ellerinin arasından? Kimse hayır dememiş miydi? Düşüncelerim içinde tekrar yüzmeye başladım ve yavaş yavaş daldım.
(Ateş)
İki gündür evden çıkmıyordum. Odama kapanmış oyun oynuyor ve kendi kendime Deniz ile sarılmamın hayalini kuruyordum. Annemle ve babamla yaklaşık 5 gündür konuşmuyordum. Nasıl saklarlardı benden kardeşimi. Kanımı... Nasıl yaparlardı? İki gündür bunu düşünerek uyuyup, uyanıyorum.O beni canlı olarak bir kere bile görmedi. Ama benim onu saatlerce izleme imkanım oldu. Kendimi kötü hissediyordum. Bu iki gün içinde her şeyi çok düşündüm. Merve'yle bile konuşmadım. Ne Onur, ne de Berat. Hiçbiri kapımı çalmadı. Çünkü biliyorlar. Üzüldüğümde insanların hep kafasını ütülerim, onları üzerim. Yarın doğum günümüzdü. İkimizin belkide ilk defa birlikte olacağımız bir doğum günü.
Tüm işlerimi bırakıp -ki tek işim yatmaktı- planlar kurmaya başladım.
Ama ilk önce Ceren'e ulaşmam gerekiyordu. Hemen sosyal medyaya girdim ve arattım,
@cerensalkmm...
Buldum!
Gerçekten o an kalbim duracaktı bir anda. Yazmaya başladım.
"Selam ben Ateş" hayır bu olmadı sil. Kız ismini biliyor zaten.
"Ee konuşabilir miyiz?" Tenefüste platoniğini mi çağrıyorsun? En iyisi özetlemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Denizinde Sönermiş
Genç Kurgu" Tam karşımdasın Deniz. Senin gözlerine baktıkça kendimi görüyorum. Kendi gözlerimi. Tam karşımdasın ama sana dokunamıyorum. Ne kadar saçma değil mi? Adında boğulmak istiyorum Deniz. Denizlerinde boğulmak. Çünkü bilirsin Ateş Denizinde Sönermiş..."...