Nalan

○III●

Nalan Umay Aksoy'dan

Oğuzgille yürüyerek okul ordaki kafeye gelmiştik. Bu kafeyi biliyordum bir kaç defa ders çalışmak için gelmiştim ve gerçekten hakkını veriyordu baya müşterisi vardı. Adı bile değişik ve güzeldi.

(Yeis Kafe)

Boş bir masaya geçtikten sonra siparişlerimiz vermiştik.

Can: Nalan ilk başta teşekkür ederiz bize yardım ettigin için. Şarkı konusuna gelirsek ben kısaca özetleyim.
Grubumuzu  adı Ritimsiz Kalpler.
Ben klasik gitar  Oğuz bateri ve Uğurda bas gitarda. Ozan solistimiz büyük ihtimalle Hande hoca bahsetmiştir dedesi vefat etti, katılamayacak.
- Anladım peki konserde ne tür söyleyeceğiz?
Uğur: Biz şey düşündük ilk başta biraz yavaş hüzünlü parçalar sonra haraketleniriz. Senin içinde uygunsa?
- Güzel bi problem yok.
Oğuz: Nalancığım yalnış anlamazsan bir şey soracağım
- Sorun yok sorabilirsin?
Oğuz: Biz bir müzik grubuyuz ve sadece okulda değil bazı kafelerde ve barlarda sahne alıyoruz. Ozan solistliği bırakacak ve bizde yeni solist arıyoruz.
- Ve aradığınız solist benim?
Oğuz: Aynen öyle bacımsu hemen cevap vermek zorunda değilsin.

Aslında güzel bir teklifti kendimi geliştirmem ve sesimi duyurmak için iyi bir fırsattı. Hem bir uğraşım olurdu elimde.
- Tamam kabul ediyorum
Oğuz: Bak hemen reddetme bi düşün kız

Yav kabul etmiştim işte çocuk artık ne kadar umutsuzsa kabul etmeyeceğimden hâlâ devam ediyordu.
En sonunda galiba Can dayanamayıp ensesine vurmuştu.
Can: Lan kız kabul etti işte daha ne saçmalıyorsun!
Oğuz: Oha hadi be kız Nalan kankim bundan sonra favorim sensin en bestim  de sensin bundan sonra bacım Nalan gerisi yalan.

Oğuzun bu dediğine hepimiz tebessüm etmiştik. İçimden bir ses bu çocukların bana iyi geleceğini söylüyordu.

○●○●○●○●○●○●○●

Oğuzlardan  ayrılıp eve gelmiştim. Yemek saatine yetişmiştim. Aksoy ailesin geleneksel kuralıydı. Önemli bir şey olmadığı sürece herkes o yemek masasında olmak zorundaydı.
Odamda bi yarım  saat daha oyalanıp aşağı yemek odasına geçmiştim. Benim ardımdan babamda geldiğinde yemek servisi başlamış oldu. Her zaman sessiz geçerdi yemek genellikle annemle babam iş hakkında konuşur arada Doğu  da onlara katılırdı. Bende bana şahsi bir sorulmadığı üzere konuşmazdım.
Babam: Nalan dönüşte abinle dönmemişsin?
- Evet dönmedim.
Babam: Sebebini öğrenebilir miyim?
Hemen ordan Doğu atlayar cevap vermişti:
- İşi varmış sevgili kardeşimin
- Sanırım soru bana sorulmuştu abiciğim. Napıyoruz üstümüze vazife olmayan işlere kalkışmıyoruz.
Doğu: Abinim senin benimle saygılı konuş Nalan Umay Aksoy.
- Sende  olmayan abilik havalarına girme Doğu Aksoy. Bunca yıldır sana hesap vermedim şimdide vermeyeceğim.
En sonunda annem dayanamamış olacak ki sesini yükseltmişti;
- Yeter yemekte olduğunuz unutmayın ve saygılı olun Doğu soru kardeşine soruldu o cevap verecek ve sende Nalan abinle düzgün konuş!.
Babam: Evet Nalan seni dinliyorum?
- Okul müzik grubu konser verecek soliste ihtiyaçları varmış benden yardım istediler bende kabul ettim
Doğu:Güzel bir seferlik için harika bir deneyim.
- Bir seferlik olduğunu sana düşündüren ne bundan sonra grubun solisti benim.
Doğu: Kabul etmiyorum olamazsın.
- Sana sorduğumu hatırlamıyorum ve kendi kararlarımı alabilecek yaştayım.
Doğu: Katılamazsın Nalan izin vermiyorum.
- Doğu sana sormadım hatırlarsam kararlarıma karışamazsın sorgulayamazsın bana abilik taslayamazsın bundan önce nasıl beni umursamıyorsan tıpkı benim seni umursamadığım gibi şimdi de öyle yap.
Babam: Nalan sesini yükseltme sofrada baban olduğunu unutma ve sen Doğu kardeşinin kararlarına saygı duy kendi kararlarını alabilecek yaşta.
Doğu: Olmaz diyorum ya o grup barlarda da şarkı söylüyor Kendini nasıl koruyacaksın .
- Biliyorum ve bu yaşıma kadar nasıl koruduysam şimdi de öyle korurum Doğu merak etme. Müsadenizle odama çıkmak istiyorum, size afiyet olsun.

Sofradan kalktığım gibi odama çıkmaya başladım. Anlamıyordum Doğu' yu bir kaç gündür saçma tavırlara giriyordu. Tabiki de grubun barlarda şarkı söylediğini biliyordum. Fakat Doğu'nun
bilmediği şey benim dövüşüyor olduğumdu.  Ara sıra maçlara bile çıkıyordum ve onların ruhu bile duymuyordu. Kafamdaki düşüncelere sonra verip balkona yönelmiştim. Masadan sigaramı alıp yakmıştım. Ne kadar zararlı olduğu bilmemde vazgeçemiyordum şu illetten günde en fazla 2 bilemedin 3 dal içiyordum. Saçma derecede rahatlatıyordu ve bağımlılık yapıyordu. Ne zaman bittiğini anlamadığım sigaramdan son fırtıda çekip kültablasına bastırdım. Ve yatağının içine girdim. Zaten sonrası karanlık....

○●○●○●○●○●○●○●

Can Bölükbaşı

Uğur Tan