Uyandığımda Can hala uyuyordu. Üzerimi değiştirip aşağıya indim. Herkes uyuyordu. Koltuktaki Ufuğa bakınca gülümsedim. Ablam ile çok yakışıyorlar. Ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım.
Poğaça ve simit tarzı şeyler alıp eve dömdüm. Kapıyı açmam ile şaşırdım. Karşımda endişeli bir Can bulmayı beklemiyordum tabi.
Ben: Can?
Beni görünce koşup sarıldı.
Ben: Ne oluyor?
Can: Bir bok yedim sandım. Yine zarar göreceksin diye korktum.
Ben: Can sakin fırına kadar gittim. Kahvaltı hazırlayacağım.
Canın bu haline gülümsedim ve mutfağa gittim. Cana baktığımda Ufuğu tekmeloyordu. Telefonumu açtım ve hoperlöre bağladım. Son ses aşk-ı masal açıp kahvaltı hazırlamaya başladım.
Ben: Gitme bu gece benimle kal Yanıma sokul bal gibi düşlere dal Tebessümün tutunduğum kırık bi dal Bana fazla bu sevginin üstünü al Bekle bu gece benimle kal Yalan olsa da biraz umudum var Sona geldiysek al başa sar Iki kalp bir mezar bu aşk-ı masal.
Belime sarılan iki kol ile irkilmiştim. Bana sarıldı ve boynumu öptü.
Ben: Ya Can bırksan, biraz ayrı dur benden bak yemek yapıyorum.
Can: Dolapta Chivas var mı?
Bu dediğina kahkaha atmıştım. Kapıdan gelen kahkahaları duyunca kafamı oraya çevirdim ablam bizim fotoğraflarımızı çekiyordu.
Ceyda: Çok tatlısınız.
Ben: İlk olarak Can evet tabiki de Chivas var ama kahvaltıdan önce olmaz. İki ablacığım sağol ve o foroğrafları bana yolla.
Ceyda: Tamam. Ördek kalktı mı?
Ufuk: Niye özledin mi beni.
Ceyda: Seni ne özleyeceğim ben be işkence yapacaktım sana.
Ben: Hadi hadi gidin diğerlerini uyandırın.
Ablamlar yukarı çıkınca Can yanımdaki sandalyeye oturdu. Herşey hazır olunca masayı kurdum.
--------
Kahvaltımız bitmişti ve bizde oturma odasında oturuyorduk. Yase telefon ile konuşuyordu. Dicle ve Fatih Sarıyı (realde Ceydanın kedisi) seviyordu. Ben ve Can Chivas içip telefon ile ilgileniyorduk. Ablamın bu sabah çektiği fotoğrafı paylaşmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
