Yağmur yavaş yavaş çiselemeye başlamıştı bile.
Daha fazla hızlanmadan eve gitmem gerekiyordu ama hiç gitmek istemiyordum o ayrı mesele. Zaten içimde de kötü bi his vardı sanki yine kötü birşey olacak, yine üzülecekmişim gibi hissediyordum.
Oysaki bugün hep gülecektim üzülmek,ağlamak yoktu ve birazdan eve gidecektim herşey güzel olacaktı annem yine güzel güzel yemekler yapmış babam ise sofraya oturmuş yemeklerin hazırlanmasını bekliyor olacaktı. Gerçekten bu hayalin gerçek olmasına okadar çok ihtiyacım vardı ki. Eskisi gibi olmayı, annem ve babamla gülmeyi çok özlemiştim. Bir yol bulmalıydım herşeyi düzeltmem gerekiyordu yoksa böyle yaşayarak nereye kadar gidecektik hiçbir fikrim yoktu. İnanıyorum bir gün herşey düzelecekti. Tamam belki babamdan artık nefret ediyordum ama babamdı sonuçta birkaç güzel şey söylese gönlümü alabilirdi yada alamazdı babamı affedemezdim bu kadar kolay olamazdı. Bu çok zor birşeydi. Annem için olsa bile yapabilirmiydim bilmiyordum.
Birden neden bu kadar yumuşadığımıda bilmiyordum, bugün kesin bana birşeyler olmuştu. "Sidelya bu değildi." Yumuşamamalıydım babamı affedemezdim o bizim için hiç savaşmamıştı oysa o güçlü biriydi küçükken benim tek kahramanım oydu. Şimdi ise değil. Kahramanım diyebilceğim biri yok artık. Buğlemin ilk kahramanı babasıydı ama Efe içinde o benim kahramanım o benim herşeyim deyip duruyordu. Acaba birgün benimde karşıma böyle kahramanım,herşeyim diyebileceğim biri çıkacakmıydı. Bigün bende birini sevecekmiydim çok merak ediyorum. Ama olacaksa lütfen düzgün biri olsun bi darbeyi de sevdiğim erkekten alırsam herşey daha da kötü olurdu.Bu arada yağmur iyice hızlanmıştı adımlarımı hızlı hızlı atarken aklıma Buğlem geldi acaba şuan ne yapıyordu eminimki mutluluktan bağıra bağıra şarkı söylüyordur.
Eve çok az kalmıştı ama kapıyı çalıp içeri girecek cesareti kendimde bulamıyordum yine aynı manzarayla karşılaşmak istemiyordum dışarıda soğuktan donup ölmeyi tercih ederdim. Evin kapısına geldiğimde sadece yatak odasının ışığı yanıyordu yine babam koltukta sızıp kalmıştı annem ise odasında oturmuş ağlıyordu. İstemiyordum annemi ağlarken görmekten nefret ediyordum. Ona ne kadar kızsamda onu herşeyden çok seviyorum. Annem benim o,en değerli varlığım. Hiç düşünmeden bana canını verebilecek tek kişi annemdi. Onun yanında olmalıydım tek başına bırakıp gitmemeliydim. Belki birlikte olunca herşeyi düzeltebilirdik. Korka korka kapıyı çaldım biraz bekledim ama kapıyı kimse açmadı. Neden annem kapıya bakmıyordu yoksa başına birşey mi gelmişti. "Hemen kötü şeyler düşünme Sidelya." Bir daha zile bastım duysunlar diye uzun basmıştım bi kaç dakika sonra da kapı açıldı. Kapıyı açan babamdı şaşkın gözlerle babama bakarken babam bana bakıp gülümsüyordu. İlk başta hayal falan gördüğümü sandım tabi babam kolumdan tutup içeri girsene diyesiye kadar, babam konuşuyordu karşımda dimdik duruyordu. İlk defa içmemişti,yüzü gayet iyi görünüyordu, gözlerinin altı mor değildi, leş gibi içki kokmuyordu. Herşey eskisi gibiydi sanki bunları hiç yaşamamışız gibi. İçeri girdiğimde annem yoktu yukarıda olmalıydı zaten babamda kapıyı kapattıktan sonra yukarı çıkmıştı bi an durup boş boş etrafıma baktıktan sonra yukarıya çıktım. Annem yatağına oturmuş kitap okuyordu beni görünce "Sidelya, kızım hoşgeldin" diye beni yanına çağırdı. İçeri girdiğimde babam yatağın yanındaki koltukta oturmuş elindeki dosyaları inceliyordu. Rüya da falan olmalıydım bunun başka bir açıklaması olamazdı.
Annem birden konuşmaya başlayınca irkildim.
-Buğlemden haberleri aldım bugün çok güzel vakit geçirmişsiniz.
-Evet öyle.
-Ne güzel Sidelyacım. Gel kızım uzan şöyle yanıma.
Şaşkın adımlarla ilerlerken babamın bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Gece Masalı(DÜZENLENİYOR)
Teen FictionÜniversite sınavına hazırlandığım için yazamıyorum sınavdan sonra yeni bölümlerle sizlerleyim.. Biraz acı, biraz nefret en çokta aşk. Güçlü ama güçsüz bir kızın savaşı. Hayat bazen süprizlerden ibarettir.