Gözlerimi açtığımda kendimi yerde yatarken buldum, Eymen ise sanki yanıma bilerek kıvrılmıştı, hemen yanımda yatıyordu bir yandan da birşeyler mırıldanıyordu, ne dediğini anlamak istesemde yaptığımız kazanın şokuyla uğultudan başka hiçbirşey duyamıyordum.
Doğrulmaya çalıştım ama vücudumu öyle korkunç bi acı sarmıştı ki yerimden hiçbir şekilde kıpırdayamadım.
Eymen kötü görünüyordu, alnı yarılmıştı onu öyle görünce bir şeylerin farkına daha iyi varmıştım galiba o, benim için çok önemliydi, ona zarar geldiğini görmek ise acımı ikiye katladı.
Kendimi kalkmak için bir kere daha zorladım, biraz olsun doğrulabilmiştim sonunda.
Eymen hala birşeyler mırıldanıp duruyordu dediklerinden tek anladığım şey ismim oldu.
Sidelya.....Sidelya deyip birşeyler söylüyordu, Eymenin bana ihtiyacı vardı ve benimde ona.
Kalkmak zorundaydım başka çarem yoktu, canımın acısına göz yumup bir kere daha yerimden doğrulmayı denedim ve bu sefer biraz olsa da başarılı olmuştum.
Galiba bi ormanın içine dalmıştık, karşımda duran ağaca çarpıp durabildiğimiz çok iyi anlaşılıyordu.
Hava da kararmak üzereydi, Eymenin bi şekilde ayağa kalkması gerekiyordu.
Tek başıma yardım isteyemezdim zaten hava kararınca da hiçbirşey yapamazdım umarım motosikletin arkasında yardım çantası vardır, Eymenin yarasına pansuman yapmam gerekiyordu tabi öncelikle temiz suyla yıkasam iyi olacaktı.
Hemen yere serilmiş olan çantamın içinden mavi cam şişeyi çıkarttım, Eymenin yanına gidip cebimde bulduğum peçeteye su döküp yarayı yıkayıp, temizledim.
Tam kalkıp motosikletin yanına gidecektim ki Eymen birden elimi tuttu.
Elleri buz kesmişti, derin kahverengi gözlerinden korkuyu okuyabiliyordum.
Endişeleniyordu, bu gözlerinden çok belliydi.
Korkmaması gerekiyordu, kalkıp birşeyler yapmamız gerekiyordu.
Bende elini sıktım belki bu biraz olsa da onu iyi hissettirmiştir, ben iyiydim yani iyi olduğuma inanmak istiyordum ve Eymende iyi olacaktı.
Birazdan Eymen kalkacak ve birlikte yardım isteyecektik hava kararmadan buradan kurtulacaktık.
Motosikletin arkasından yardım çantasını alıp içinden gazlı bezi ve tentürdiyotu çıkarttım, gazlı bezin üstüne biraz tentürdiyot döktükten sonra Eymenin yanına gittim.
"Eymen, şimdi yarana pansuman yapacağım, yanarsa söyle."
Eymenin onaylar anlamında kafasını sallamasıyla canını acıtmamaya özen göstererek yaraya pansuman yapmaya başladım, Eymen arada yüzünü buruştursa da onun iyiliği için yapmak zorundaydım.
Yaranın tamamına güzelce pansuman yaptıktan sonra ilk yardım çantasından bulduğum bantla temiz gazlı bezi yaraya mikrop kapmaması için yapıştırdım.
"Sen küçük hanım benim hayatımı kurtardın."
Eymen şakacı ses tonuyla benim moralimi yerine getirmeyi başarmıştı zaten attığı o içten kahkahasını hiç söylemiyorum bile.
"Ah biliyorum beyefendi, söylemenize hiç gerek yoktu."
Diyerek bende patlattım bi kahkaha, ikimizin de keyfi yerine gelmişti.
"Yardım ederseniz küçük hanım ayağa kalkmak istiyorum eğer etmem derseniz yanıma uzanıp sabaha kadar sizinle hayal kurabiliriz hem güneşin doğuşunu da izlemiş oluruz."
Bu çocuğa kesin birşeyler olmuş kafasını baya sert çarptı herhalde dedikleri hiç normal değil gerçi gizli gizli fotoğraflarımı çekip hediye eden birinden böyle romantik fikirler çıkabilir de yani ama yinede birşeyler var Eymende.
"Eymen sen iyi misin ya böyle güzel fikirler gerçekten senden mi çıktı?""Evet benden çıktı, ne o çok mu şaşırdınız küçük hanım?"
"Valla doğruyu söylemek gerekirse şaşırdım ama şimdi romantizm zamanı değil beyefendi hadi kalkta yardım bulalım biyerlerden."
"Buluruz küçük hanım yeterki sen iste."
Eymene bu kaza hiç yaramamıştı gerçekten, birden odunluktan romantikliğe geçiş yapmıştı aslında şuana kadar Eymenin hiçbir odunluğunu görmemiştim ama nedense içimden ona odun demek geliyordu, ister odun olsun ister romantik ben Eymeni her haliyle seviyordum galiba.
Ona dokunmak,onunla konuşmak,onunla göz göze gelmek bana bambaşka duyguları yaşatıyordu.
Ona aşık olmaya, onunla birlikte kaybolmaya başlıyordum.
Bu o kadar heyecan verici bir duygu ki hiç geçmesin hiç bitmesin istiyorum.
Eymen doğrulmaya çalıştı ama başarılı olamamıştı bende daha fazla zorlanmasını istemediğim için yanına uzandım, hava da kararabilirdi nasıl olsa yanımda Eymen vardı korkmuyordum o beni herşeyden korurdu bunu biliyordum.
Yanına uzandığımda hemen bana doğru yan döndü ve o tatlı gülümsemesiyle kocaman gülümsedi.
Tabi ki ben bu romantik anı bozmassam olmaz.
"Daha demin kıpırdayamıyodunuz bile şimdi hemen nasılda dönüverdiniz bakıyorum da Eymen Bey.""Senin gibi bir güzellik yanıma yatmış nasıl dönmeyeyim küçük hanım."
"Sen bugün fazla güzel şeyler söylüyorsun Eymencim."
Bu çocuk bi işler çeviriyor ama hadi hayırlısı yoksa neden birden böyle güzel şeyler söylesin ki.
Yada bilmiyorum, Eymenin içinde kötü bi niyet olacağını hiç sanmıyorum."Ne var yani şurda baş başa kalmışız, ortamda güzel tabiki romantik olacağım."
"Yani normalde romantik olmayacaksın, peki tamam anladım ben Eymen."
Birazcık trip atmaktan zarar gelmezdi sanırım, Sidelya kızım süründür süründürebildiğin kadar bu çocuğu, kendi kendime akıl vermem de yok mu bi harikayım ya.
İçimden bunları düşünüp kıs kıs gülerken Eymen bana biraz daha yaklaşmıştı, nefesinin sıcaklığını yüzümde hissedebiliyordum.
Daha da yaklaşınca bi an irkilsemde ona belli etmedim gözlerini hiç kırpmadan öylece bana bakıyordu bende ona inatla karşılık vererek gözlerinin içine içine bakmaya başladım, bi an cesaret gelmişti yoksa hayatta uzun süre birinin gözlerinin içine bakamazdım ki bu kişi Eymendi.
Sessiz sessiz bakışıyorduk ki Eymenin gözleri birden dudaklarıma kaydı, anında kıpkırmızı olduğuma yemin ederim kesin en hormonlusundan olan kıpkırmızı domateslere dönmüştü suratım.
Eymen beni öpecekmiydi ben böyle birşey istemiyordum ki yani en azından daha zamanı değildi tam olarak sevgili bile değildik ki hatta arkadaş gibiydik yani, tamam ikimizde birbirimize karşı birşeyler hissediyor olabiliriz ama daha bu konulara hiç girmemiştik ikimiz içinde zamanı vardı biraz daha birlikte vakit geçirmemiz gerekiyordu.
Eymenin sesiyle dikkatimi tekrar ona verdim.
"Yine dalıp gittin küçük hanım.""Yo hayır aklıma birşey geldi de ona takıldım."
Eymen gülümseyerek biraz daha yaklaştı bana, artık burun burunaydık erkeksi, güven verici o kokusu rüzgar estikçe burnuma doluyordu bu kokuyu unutmam mümkün değildi.
Yüzümü avuçlarının içine alarak başımı eğdi alnıma bi öpücük kondurduktan sonra kulağıma eğildi;"Seni seviyorum Sidelya, seni çok seviyorum."
Lütfen votelerinizi eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Gece Masalı(DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilÜniversite sınavına hazırlandığım için yazamıyorum sınavdan sonra yeni bölümlerle sizlerleyim.. Biraz acı, biraz nefret en çokta aşk. Güçlü ama güçsüz bir kızın savaşı. Hayat bazen süprizlerden ibarettir.