Mevsimlerden sonbahar;
Yine sıradan bir akşam yüzüme buz gibi esen rüzgarın sesi kulaklarımı kemiriyor.
Tek başıma ıssız ve soğuk bir geceye hazır mıyım bilmiyorum. Aklımdaki düşünceler ne kadar beni yiyip bitirsede o eve asla dönmeyeceğim.
Ben gurursuz bir kız değilim sonuçta bunu etrafımdaki insanların çoğundan duyuyorum ''Sen gururlu bir kızsın Sidelya, kendini kimseye ezdirmessin''.
Aslında kulağa hoş geliyor ama hiçte öyle değil. Güçlü gözükmek tamamen benim kararım.
Hiçbir zaman kendimi ezdirmedim doğru ama her zaman yalnızdım.Yalnız ve korkak. Dışarıdan güçlü gözüksemde "Ben korkağın tekiyim." Hiçbirzaman sorunlarımla,yaşadıklarımla başa çıkamadım hep korktum. "Korkak Sidelya"
Aklımdaki düşünceleri susturamıyorum.
Her geçen dakika kendime daha çok kızıyorum."Neden böyleyim?" kendime bu soruyu sormaktan başka bi halta yaramıyorum zaten.
Yine yalnızım,yine annemle kavga ettim ve o lanet olası ayyaş babamın hiçbirşey umrunda değil.
Bütün arkadaşlarımın sıradan bir hayatları varken neden benim bu kadar kötü. "Hayat hiç adil değil."
Ah! Annem oysaki ne kadarda çok severim o benim canım,canımdan bir parça.
Ama babam "Pisliğin Teki!" içip içip bize bağırmaktan başka yaptığı birşey yok.
Hiçbir zaman sevemedim galiba babamı en son 14 yaşıma girerken doğum günümde sıkı sıkı sarmıştı beni kolları, tabi ozaman herşey çok güzeldi.
O zamanlar durumumuz da çok iyiydi babam Denizlinin ünlü iş adamlarından biriydi. Herşey çok güzel gidiyordu herşeyden önce mutluyduk, birlikteydik. Babam benimle ilgilenirdi,severdi,gülerdi bana, ta ki herşeyin mahvolduğu iflas ettiğimiz o güne kadar herşey bi anda olmuştu o gün sanki babam artık yaşamıyordu. Daha önce hiç babamı ağlarken görmemiştim hep gülerdi ama o gün ağlıyordu "hıçkıra hıçkıra" ağlıyordu.
Aslında ne vardıki hayat devam ediyordu sonuçta, bir şekilde herşeyi birlikte düzeltebilirdik ama babam kolay yolu seçti hiç savaşmadı kendini içkiye verdi her gün içip içip sarhoş oluyordu eve geldiğinde oturduğu yerde sızıp kalıyordu.
Bigün yine çok içmişti eve geldiğinde hiç iyi gözükmüyordu, aslında korkmuştum babama birşey olursa hayat nasıl olurdu bilmiyordum, o sonuçta benim babamdı herşeye rağmen canımdan bir parçaydı.
Annem babamı görünce hemen yanına koştu "Ne oldu iyi misin canım?" diye sordu ama keşke sormasaydı babam bi anda bağırmaya başladı öyle şeyler söyledi ki hiç unutmuyorum. "Anneme bağırmıştı, anneme kötü şeyler söylemişti." Benim babam bu değildi hayır benim babam bu adam olamazdı!"
Hemen odama çıkıp bütün gece ağlamıştım. O günden sonra babamdan hep nefret ettim. Ve bugün, bu akşam buradayım işte tek başıma bi parkta oturup yaşadıklarımla başa çıkmaya çalışan ama beceremeyen bir kız olarak bu bankta oturuyorum.
17 yaşındaki bir kız bütün bu yaşadıklarını kaldırabilirmi?
Ben bunları yaşamayı hak etmedim.
Güzel bir okulum vardı pek arkadaşımın olduğu söylenemez tabi Buğlemden başka.
Derslerime gelince gayet iyi, sınavlarımda hep yüksekti ve seneye üniversite sınavına gireceğim şuan evde sınava hazırlanmam gerekirdi ama benim yaşadığım şeylere bak.
Bunlarla uğraşmak zorundamıyım,her gün annemle kavga etmek zorundamıyım neden mutlu olamıyorum? Neden?
Düşüncelerimle başa çıkmaya çalışırken bomboş parkta telefonumun sesi duyulmaya başladı. Ah Buğlem arıyordu kesin yine annem Buğlemi arayıp herşeyi anlatmıştı. Açmak zorundaydım eğer açmassam ısrarla tekrar tekrar arayacaktı biliyordum.
"Alo?"
"Efendim Buğlem?"
"Nerdesin Sidelya yine ne oldu iyimisin? Çabuk bize gel bekliyorum."
"İyiyim ben. Hiçbir sorun yok.
"Nasıl hiçbir sorun yok senin saatten haberin varmı ? Bu saatte dışarıda tek başınasın hiç olacak şey mi bu? Başına birşey gelmeden hemen bize geliyorsun Sidelya.""Of Buğlem of! Tamam geliyorum."
Buğleme yine karşı çıkamadım her zamanki gibi, onu çok seviyordum çünkü her zaman yanımda olmuştu.
Allahtan Buğlemler parkın yakınlarında oturuyorlardı gitmem zor olmadı.
Kapıyı çaldığımda kapıyı hemen Buğlem açtı ve Sidelya! diye bağırarak boynuma atladı ah bu deli kız beni öldürüyor. Yine o iğneleyici ses tonuyla "ne oldu söyle bakalım Sidelya hanım" diye atıldı hemen, meraklı arkadaşım benim onu aldırmayarak;
"Beni içeri almıcakmısın Buğlem?"
Diyerek gülmeye çalıştım bir kahkaha patlatarak;
"Tabiki de geç hemen içeri buyur hoşgeldin."İçeri girdiğimde ev çok sıcaktı ne kadar çok üşüdüğümü yeni fark ediyordum galiba. Aynaya baktığımda gerçekten ne kadar çok üşüdüğüm yüzümden belli oluyordu soğuktan kıpkırmızı olmuştum burnumu hissetmiyordum galiba, gözlerime baktığımda güçlü bi kız görüyordum karşımda ama içimden her gün birşeyler kopuyordu. Bunu biliyordum.
"Sidelya! Sidelya!"
Buğlemin sesi beni kendime getirdi yine dalıp gitmiştim.
"Efendim.""Yine dalıp gittin. Oturup neler olduğunu anlatır mısın artık meraktan çatlıcam şimdi."
"Yine her zamanki şeyler Buğlem. Yine annem bana babamı savundu hayır neden hala bana o adamı savunuyor anlamıyorum!"
"Sidelya o senin baban."
"Evet. Hiçbir işe yaramayan bir baba."
"Öyle deme."
"Yaptıklarını biliyorsun Buğlem."
"Biliyorum."
"Ozaman birşey söyleme sadece uyumak istiyorum lütfen yarın okul var."
"Peki nasıl istersen sen iyi olda iyi geceler."
"İyi geceler Buğlem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Gece Masalı(DÜZENLENİYOR)
Teen FictionÜniversite sınavına hazırlandığım için yazamıyorum sınavdan sonra yeni bölümlerle sizlerleyim.. Biraz acı, biraz nefret en çokta aşk. Güçlü ama güçsüz bir kızın savaşı. Hayat bazen süprizlerden ibarettir.