20. Bölüm - Şiddetli Bir Rüzgar Esiyor!

672 52 21
                                    

Sabahın erken saatlerinde Gu Hai sınıfa doğru giderken, öfkeyle dolu olduğu her halinden anlaşılan bir erkek öğrenci, kapı ağzında dikilmiş, aşağılayıcı bakışlarla Gu Hai'ı baştan aşağı süzüyordu. Onun yanından geçerken, çocuk Gu Hai'ı sertçe kolundan tutup çekti.

"Sana soracağım bir şey var."

Gu Hai ona bakınca tek gördüğü ifadesiz bir surat oldu.

"Ne?"

"Şuraya gidip konuşalım. Herkesin duyması gereken bir şey değil."

Gu Hai, sinirlerine hakim olmaya çalışarak çocuğu takip etti.

"Sana şunu soracaktım..." Öğrencinin fısıldayan boğuk sesi, Gu Hai'ın kulağının yanından geliyordu. "Askerden atılan eski bir asker misin? Bilerek kimliğini değiştirip normal hayatı tatmak için mi bizim okula geldin?"

"Ahh!!!"

Kulakları sağır eden yüksek sesli bir haykırış uzun süre boyunca koridorda yankılandı.

~

Gu Hai sınıfa girdiğinde piyangoyu vurmuş gibi hissetti. Bugün, Bai Luo Yin gecikmemişti. Hatta, Gu Hai'ın önündeki sırasına gayet rahatça oturmuş gözlerini sınıfta gezdirirken kitaplarını tutuyordu.

"N'aber? Bugün arabayla mı geldin buraya?" Gu Hai neşeyle kendi sırasına oturdu.

"Sabah 03.00'te kalktım."

Gu Hai'ın kaşları şaşkınlıkla havalandı, Bai Luo Yin'in sözlerini ciddiye almadı.

"Ne zaman uyudun peki?" Gu Hai merakla sordu.

"Gece 02.50'de."

"Ah, tüm gece ayakta mıydın?"

Bai Luo Yin'in vücudu öne doğru yığıldı. İki kolu sarkarken yüzünün yarısı da sıraya yapışmıştı. Karşıdaki duvarda gevşekçe asılı duran çiviye sanki ruhu çalınmış gibi gözlerini dikmiş bakıyordu.

Eşyalarını kaldırıyor gibi görünse de aslında Gu Hai tüm bu zaman boyunca gözünün ucuyla Bai Luo Yin'i inceliyordu.

Kan çanağı gözlerinin altında koyu halkalar vardı, bu da dün gece gerçekten uyumadığını gösteriyordu.

Bai Luo Yin sırada biraz daha ileri kaydı, uyku onu çabucak kollarına almıştı. Duruşunu düzeltti ve uykuya daldı.

Ciiiiikk-

Bir gıcırtı sesi birden Bai Luo Yin'i uyandırdı, eş zamanlı olarak sırtına sertçe çarpan arkasındaki sıra içine derin, soğuk bir nefes çekmesine neden olmuştu.

"Eşyalarımı alıyorum." dedi Gu Hai.

Gu Hai önceden bilerek cetvelini yere atmıştı, onu aldı ve sırasını geri çekti.

Bai Luo Yin'in sırtı zonkluyordu ama dayandı. Gu Hai'ın bunu bilerek yaptığını biliyordu ama Bai Luo Yin meseleyi uzatmak istemedi. Kafasını sıraya koyduğu gibi derin bir uykuya daldı.

"Hey, Xiao Bai."

Gu Hai, Bai Luo Yin'in saçını çekti ve hareketi, çocuğun kafasını yerinden oynattı.

"Söyle, dün gece hiç uyumadın çünkü çok eğleniyordun, değil mi?"

Bai Luo Yin dönüp Gu Hai'a baktı ve çok alçak bir sesle konuştu, "Bak ne diyeceğim, bugün hiç havamda değilim. O yüzden beni kızdırmasan iyi olur."

Gu Hai anlamışa benzemiyordu, "Havanda değil misin? Öyle çok eğlendin ki üzüldün mü?"

Bai Luo Yin dişlerini gacırdattı, Gu Hai'ı yakasından tuttu ve ona öfkeyle bakarak söyledi, "İnsan dilinden anlamıyorsun, değil mi?"

Addicted | Birinci Kitap - Gençlik Kaygısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin