26. Bölüm - İlacım Sensin

746 46 33
                                    

"İki tane uyku hapı mı içti?"

Gu Hai, ifadesi birden değişen You Qi'ye baktı, "Sırasında bir ilaç kutusu gördüm ama ne ilacı olduğuna pek dikkat etmedim. Bu sabah okula geldiğinde üşütmüştü, o yüzden sadece soğuk algınlığı ilacı olduğunu düşündüm."

Okul doktoru, söylenenleri sessiz bir konsantrasyon içinde dinliyordu ancak gözleri You Qi'nin yüzüne odaklanmıştı.

"Sen o ilaç kutusunu buraya getirebilir misin? Bir bakayım."

You Qi, ondan istenildiği üzere odadan çıkınca, Gu Hai hasta yatağına yaklaştı ve dikkatle yatağın kenarına oturup sessizce Bai Luo Yin'in uyurkenki hâlini seyretti. Daha önce Bai Luo Yin'i hiç böyle uysal bir ifadeyle görmemişti. Yüzündeki çizgilerin hepsi ortadan kaybolmuştu. Şimdi Gu Hai ona laf atacak olsa bile muhtemelen onun bu huzurlu vaziyetini bozamazdı.

"Merak etme, bir şeyi yok. Hayati organları dâhilî bir sıkıntı göstermiyor. Zannediyorum iki tür ilacı aynı anda alması küçük çaplı bir aşırı doz diazepam alımına [1] neden olmuş. Uyandığında bir şeyi kalmaz. Yalnız bir dahakine bu kadar yüksek dozda uyku ilacı almamayı aklınızda bulundurun. Bir tablet yeterli."

Gu Hai, yüzü ciddi, tüm bu zaman boyunca sessizliğini korudu.

Birkaç dakika sonra, You Qi ilaç kutusuyla odaya döndü ve kutuyu okul doktoruna verdi.

"Gördünüz mü? Aynı soğuk algınlığında kullanılan ilaca benziyor."

Okul doktoru başıyla onayladı, yanına gidip Bai Luo Yin'in alnına dokundu ve yumuşak bir sesle açıkladı, "Serum takılması gerekiyor gibi. Biraz ateşi var ki bu da doz aşımıyla birleşince bitkinlik ve aşırı uykululuğa yol açmış."

Bai Luo Yin'in kontrolünü tamamlayınca doktor başka bir odaya geçti ve oğlanları yalnız bıraktı. Sonra You Qi, Bai Luo Yin'in yanına gitti ve Gu Hai'a hitaben, "Ben onunla ilgilenirim, sen dönebilirsin. Tek kişi yeter."

"Sen geri dön." dedi Gu Hai ikna edici bir sesle.

Bu üç kelime sükunetle söylenmişti fakat her bir hecedeki o ezici güç, yarattığı büyük baskıyla herkesi dize getirirdi. Gu Hai maksadını açıkça belirttikten sonra odağını tekrar Bai Luo Yin'e çevirdi ve okul doktorunun verdiği battaniyeyle çocuğun üstünü örttü.

Gu Hai'ın davranışlarını incelerken You Qi'nin kafası karışmıştı. Dışarıdan bakılınca, Gu Hai ve Bai Luo Yin tamamen farklıydı, hem de ateş ve su kadar. Ama You Qi, Gu Hai'ın Bai Luo Yin'i gerçekten sevdiğini net bir şekilde görebiliyordu. Normalde Gu Hai, karşıdaki ona yaklaşmadığı müddetçe kimseye selam vermezdi ama eline fırsat geçtiği an Bai Luo Yin'le uğraşmak için her zahmete katlanırdı. Başkalarıyla ilgilenmek huyu değildi ama söz konusu Bai Luo Yin olduğunda takdire şayan bir heves gösterirdi. Her zaman Bai Luo Yin'e eziyet etmenin türlü yollarını arıyor gibi görünse de ona bir şey olduğu an en çok korkuyla telaşlanan Gu Hai'dı. Diğerleri, muhtemelen esasında olan biteni fark edemiyordu ve Bai Luo Yin de anlayamıyordu ama You Qi her şeyi çözmüştü.

Tıpkı bir çocuğun ilk defa aşkı deneyimlemesi gibiydi. Çocuk, hoşlandığı kızla karşılaştığında duygularını nasıl ifade edeceğini hiç bilmiyordu. Sonuç olarak da usanmadan kızla uğraşıyordu; saçlarını çekiyor, kitaplarını çalıyor ve kızın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olana kadar onu rahatsız etmeye devam ediyordu. Bai Luo Yin'in de Gu Hai'ın da erkek olmasına rağmen ilişkileri henüz o seviyeye ulaşmamıştı. Yine de amaç tamamıyla aynıydı: karşıdakinin ilgisini çekmek.

You Qi'nin gördüğü kadarıyla, Gu Hai'ın okulda iletişime geçmeyi dilediği tek kişi Bai Luo Yin'di. Erkeklerin arkadaşlığındaki kurala göre ancak birisi, başkasını daha güçlü bulup da hayranlık duyarsa o zaman bahsi geçen kişiye dalaşmak için ilk adımı atardı. Bu yüzden You Qi hep Gu Hai'ın Bai Luo Yin'e hayran olduğunu düşünmüştü. Dürüst olmak gerekirse, Bai Luo Yin'e hayranlık besleyen tek kişi Gu Hai değildi, You Qi de hayrandı.

Addicted | Birinci Kitap - Gençlik Kaygısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin