Evet, onlardı. Ve sanki bize gelin diye işaret yapıyorlardı. Şule " Yaa onlar Boragil değil miiğğğ? Hadi yanlarına gidelimm." dedi. Eh, Şule'yi kararından döndürmek pek bi zordur. Gittik yanlarına. Furkan'ı nasıl özlemişim anlatamam. Biz yanlarına gidince Berra hariç hepsi kalkıp sarıldılar. Berra ise merhaba bile dememişti. Bora " Ooo kızlar bakıyorum da bugün pek bi güzelsiniz." dedi. Ve ardından Şule'yi bir süzdü anlatamam. Şule de anlamış olacak yanakları kızardı hafif. Furkan yanağımdan öperken elini belime koyunca çok kasılmıştım ve Berra çok kıskanmış gibi bakıyordu. Haklıydı. Ben olsam bende sevgilimi kıskanırdım. Bir süre sonra Bora ile Şule bira almaya gittiler. Biraz kafayı bulduktan sonra Bora gitarını çalmaya başladı, ben de gaza gelip şarkı söylemeye başladım. Kafam güzel olmasa eminim yapamazdım. O arada Şule ve Derin de bana katıldı. Sonra Bora ve en sonda Furkan... Ne kadar doğaldı... Sevgilisi yanında diye bakamıyordumda. Lanet olsun ya off... Daha sonra Bora " Arsu başkan sesin güzelmiş heee" dedi. Utancımdan kıpkırmızı olmuşumdur kesin. Furkan da " Evet ya bence de çok güzel Arsu, geliştirmeyi düşünüyor musun?" " Aslında ben sesimi çok kötü bulurdum hep ondan bir şey düşünmedim." diyince Furkan bana " Aaaa olur mu öyle şey " diye hafifçe kızdı. Utandım tabii.Saat epey geç olunca kalktık. Bize yazlığımızın nerede olduğunu sordu. Yerini tarif edince " Bizim eve yakınmış biz bırakalım tek gitmeyin şimdi bu saatte bi şey olur. Beraber gidelim. " dedi Furkan. Kıskanmışmıydı ne? O Berra 'nın bakışları neydi ya öyle. Furkan bizim yazlık burası diyince birden döndüm ve... Burası şu benim küçükken hayran olduğum çocuğun eviydi. Neyse şimdi ona bunu sormayacaktım. Furkan'ın " Arsu, iyi misin daldın gittin?" demesiyle kendime geldim. "İyiyim iyiyim uykum geldi de biraz." diyince rahatladı. O arada benim ordaki arkadaşlarım Mert ve Asrın ile karşılaştık. İkiside aynı anda " Arsucum çok güzel ve nefes kesici olmuşsun." dediler. Furkan da atıldı hemen " Tanışıyor musunuz?" dedi " Evet..." dedim. " Hmmm tamam o zaman." dedi ve onlara sarılıp öptükten sonra gittiler.O arada babaannem bahçeye çıktı. Babaannemi görünce Furkan'ın gözünde umut dolu bi ışık parladı sanki. Ve babaannemin yanına gitti. Peşinden ben, benim peşimden de Şule...
Babaannem " Furkan, oğlum sen mi geldin?" diyince şaşakaldım. Babaannem nerden tanıyordu ki? Sonra Furkan babaannemin elini öptü ve " Nasılsın Zeliş teyze?" dedi. Olm nerden tanışıyolardı? Yok yok o küçükkenki çocuk Furkan olamaz dimi? Yok ya nasıl olsunki? diye düşünürken babaannem Furkan ile bana " Yıllar sonra birbirinizle görüşmeniz ne kadar güzel..." dedi hafif gülümseyerek. Yıllar sonra? Yoksa o, o çocuk Furkan mıydı? Aynı anda birbirimize anlamamış gözlerle baktık. İkimizde aynı anda "Sen... o musun?" dedik çok sakince. Babaannem
" Hatırlamıyor musunuz birbirinizi yoksa?" dedi. Sonra devam etti " Arsu, kızım sen küçükken hayrandın Furkan'a " diyince benim jeton düştü.Daha sonra bir utandım anlatamam.
Furkan " Bende diyorum bu kızın yüzü bana nerden tanıdık geliyor" dedi.
İçeri geçtik Şule ve ben direk odaya geçtik.
Şule " O çocuk Furkan mı şimdi? " dedi çok masum bir şekilde.
" Evet...o" dedim.
Çok uykum vardı Şule'nin de vardı gözlerinden belliydi.
Tam o arada Şule
" Ben yatayım çok uykum geldi." dedi. Birbirimize sarılıp öptük ve iyi geceler diledik.
Yastığa başımı koyduğum gibi uyumuşum. Bu sabahlar uyurken çok çabuk oluyor da sabahlamaya çalışırken neden bir türlü olmuyordu ki hiç anlam veremiyorum. Neden bilmiyorum ama modum çok düşmüştü. Canım sadece evde oturup boş boş tavanı izlemek geliyordu.
--Derin'den--
Ben Bora'ya sahip olmak istiyordum ama onun Şule'ye bakışlarını da görebiliyorum. Hiçbir şey yapmayacağım. Ben Derin İzler... İlk defa bir erkeğe sahip olabilmek için hiçbir şey yapmayacaktım. Sonuçta insan sevdiğinin mutluluğunu ister değil mi? O mutlu olsun bana yeterdi.
--Furkan'dan--
Berra'dan çoktur haller vardı bu aralarda. Çok dalıp gidiyordu. Bu tatile geldiğimize hiç sevinmemiş gibiydi. Halbuki ilk söylediğimde en çok mutlu olan da o'ydu. Berra daha uyuyordu. Berra ' nın telefonuna bu arada bir bildirim geldi.Mesajı gönderen: Savaş
Berra güzelim nerelerdesin? Kendini fazla özlettin ama. Şu tatil bitmedi mi daha? Daha fazla özletme kendini. Çok sabırsızlanıyorum ama.Bu neydi şimdi? Berra beni aldatıyor muydu? Yok artık bunu bana yapmaz herhalde diye düşünürken Berra Hanım uyku keyfinden terfi edebilirler.
Mesajı ona gösterip "Bu ne?" dedim.
" Aşkım açıklayabilirim ne olur beni dinle."
" Bana aşkım deme Berra. Bitti anlıyor musun BİTTİ. Artık ikimizden olmaz sen de o Savaş denen ite git."
dememle birlikte ağlamaya başladı ve o arada Bora ve Derin geldiler.Ben nasıl bu kadar aptal olabiliyorum ya. Kız resmen beni parmağında oynatmış da benim haberim yokmuş. Bende hâlâ onu tatile çıkarım mutlu olalım aman o mutlu olsun aman o üzülmesin derdindeyim. Çok kızgınım kendime çoook. Ben nasıl bu kadar kör olabildim acaba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Biraz Sen
ChickLitBana bakan buz gibi bir çift kahverengi göz... Tüm mutluluğum orda mı gizliydi? Onun o gözlerinde miydi? Ben ona aşıktım... O başkasına... o kızı hiç sevmemiştim zaten ona zarar verecek diye korkuyorum...