Sadece Biraz Sen

3

Sabah uyandığımda sessize aldığım telefonuma baktığımda 3 cevapsız arama olduğunu gördüm. Arayan Furkan dı. Ne diyeceğini çok merak ediyordum. Geri aradım. İlk aramada açtı. Ve beni sevgilisi Berra ile tanıştırmak istediğini söyledi.
Bugün akşam 6da geçen hafta buluştuğumuz kafede buluşacaktık.

--18.00--

Siyah kazak, siyah pantolon, siyah mont ve siyah botumu giyip çıktım içten içe hâlâ Furkan'ı severek...

Sonunda Berra ile tanışmıştım. Kızı neden bilmem hiç sevmemiştim. Arada Furkan olmasa o kıza asla dayanamazdım.

Yani ne bileyim içimde o kızın Furkan'ı üzeresin dair bir his vardı diye düşünürken paranoyaklaşma Arsu diye kızdım kendime.

--22.45--
Tvnin karşısında Nutella'mı kaşıklarken Şule aradı. Şule benim bebeklik arkadaşımdı. Ve annemle babam öldükten sonra bana hep o destek olmuştu.
" Arsu evde misin?" dedi cıvıl cıvıl bir sesle.
" Evet Şule. Gecenin bir saatinde nereye gidebilirim? Ayrıca neden sordun ki?"
" Ben aşşağıdayım. Kapıyı aç öyle konuşalım." dediğinde şok olmuştum. Onu İzmir'den İstanbul'a getiren sebep neydi ki? diye düşünürken kapıyı açtım. Elinde valiziyle çıkarken çok tatlı görünüyordu. Yardım ettim ve en sonunda çekirdek ve kolalarımızı hazırlayıp, pijamalarımızı da giydik veee dedikoduya hazırız!!!
Ona geçen haftalarda olan her şeyi anlattığımda " Neden bana şimdi haber veriyorsun?" diye kızmıştı haklı olarak.

--Furkan'dan--
Bugün Bora(kuzenim)geldi. Beraber bara gittik. Onunla beraberken içmemek elde değildi. Normalde içmeyi pek sevmem ama çok nadir zamanlarda - Bora ile birlikteyken- içerdim. Bugün de fazla içmişim galiba. Her yer bulanıktı.
Uyandığımda evdeydim ve güneş gözümünçok fena alıyordu.
Bora " Sen beni Arsu diye bir arkadaşınla tanıştıracaktın?"
" Tanıştırırım. Görsen çok seversin çok tatlı ve iyi bir kız."
   " Oğlum sen en son Berra ile kavga etmiştin ne oldu o iş?" dedi sırıta sırıta
    " Arsu ' dan fikir aldım barıştık olum."
     " İyi iyi hadi neyse " dedi ağzı dolu bir şekilde

---18.00 civarı---
    
     Telefonumun şarjı bitti lanet olsun diye söylene söylene şarja taktım. O sırada Furkan'ın aradığını farkettim. Geri döndüğümde meşguldü. Ah tabi ya Berra ile konuşuyordur kesin başka ne olabilirdi ki?
      10 dakika sonra Furkan bana döndü ve beni kuzeni Bora ile tanıştırmak istediğini söyledi. Bende ona onu kuzenim Şule ile tanıştırmak istediğimi dördümüzün iyi anlatabileceğin söyledim ve saat 19.30 da her zaman buluştuğumuz kafede buluşmaya karar verdik.
    " Şuleeeeeeeeeeeeeğğğğ " diye anırmıştım tiz bir sesle Şule koşarak korkmuş bir şekilde yanıma geldi.
     " Noldu kızım bir şey mi oldu? " dedi.
     " 1 saat sonra Furkan ile buluşuyoruz. O beni kuzeni Bora ile, ben seni onunla tanıştıracağım." diyince
     " Kızım ben şimdi seni dövmeyim de ne yapayım?  Bu çığlık bunun için miydi aptal aşık " dedi hem üstüme yürüyerek hem de beni gıdıklayarak.
     ---19.30---
   Sonunda gelebilmiştik. Ama Furkan yoktu. Biz masaya oturduk ve beklemeye başladık. 5 dakika sonra Furkangilde içeri girdi. Kuzeni yakışıklıydı aslında ama Furkan... O başkaydı... Ben bu düşüncelerimle boğuşurken Furkan 'ın "Arsu iyi misin?" demesiyle kendime geldim. "Hee.. İyiyim" dedim yüzüm kızararak.
    İlerleyen saatlerde Furkan'ı sevgilisi Berra geldi.
Bu kızdan gerçekten nedenini hiç bilmediğim halde nefret ediyorum. Orda Furkan Berra'nın belini kavrayıp "Hoşgeldin aşkım" dediğinde 38 kere ölmüşümdür herhalde. O arada Bora ' da ayağa kalkıp "Hoşgeldin yenge"  dedi.  Ooooffff nasıl kıskanıyorum ama. Ama benim için önemli olan Furkan'ı mutluluğuydu. Şule 'de benim içten içe kıskançlık krizlerine fark etmiş olsa gerek "Neyse biz kalkalım tekrar memnun oldum"  diyerek Furkan Bora ve yelloz Berra'nın elini sıktı. Bende en son Berra'nın elini sıkarken yapmacık bi gülücük attım ama o an o paçozun öyle bir bakışı vardı ki sanki yedik sevgilisini. Neyse ya çok da takmamak gerek.

    Eve geldik ve Şule ile akşamın raporunu çıkardıktan sonra bi an durdu durdu ve "Ay kızım o Berra ne salak şey öyle bak gör iki gün sonra bu Berra ve Furkan kavga eder." Şule'nin tahmin yeteneği genel olarak iyidir aslında. Dediklerinin birçoğu çıktı bugüne kadar. Neyse yaşayıp görecez artık.

     "Saatte epey geç olmuş haydi uyu sabah erken kalkmanın gerek biliyorsun." oflaya poflaya kalktı yakıştığı koltuktan.
  
    --04.26--
Bu akşam kıskançlıktan resmen deliye dönmüştüm. O Berra'da bir şey vardı. Neyse ya. Artık uyusam iyi olucak.