Sabah telefonumun çalma sesine söverek uyandığımda ekranda gördüğüm isimle yüzümde istemsiz bir gülümseme olmuştu. Arayan Furkan dı. Açtım ve benimle bugün öğleden sonra bir gibi buluşmak istediğini söyledi. Bana söylediği kafe eve biraz uzaktı ama onun için değerdi. Hemen hazırlanıp(aradan baya zaman geçmişti) çıktım.
20 dk sonra
Saat 1.15
"Aradan 15 dakika geçti ama hâlâ gelmedi." derken onu girişte gördüm. Ful siyah giymişti ve çok çok çok yakışmıştı.İkimiz de siyah giymiştik. Bir insana siyah bu kadar mı yakışır? Bayılmamak için kendimi gerçekten çok zor tuttum. Yanıma geldiğinde ayağa kalktım ve birbirimizin yanağından öptük. Öperken elini belime koymuştu ve eli sımsıcaktı. Ve ben çok kasılmıştım nedense. İkimiz de aynı anda ben " Çok yakışıklı olmuşsun " O "Çok güzel olmuşsun" demiştik. Ve sonra ikimizde hafif tebessüm ettik. Acaba bana ne söyleyecekti? İçim içimi yemişti zaten bu saate kadar.Furkan' dan
Sabah aradığımda uykulu sesi çok güzel ve insana huzur veriyordu. Bir de uykulu halini görebilsem... Kafeye gittiğimde oturmuş beni bekliyordu. Bir süre onu izledim aradan ne kadar geçmişti bilmiyorum. O da ful siyah giymişti ve çok çok çok yakışmıştı. Hemen bu düşüncelerimi başımdan savdım. Çünkü benim bir sevgilim vardı. Yanına gidip yanağından öperken elimi beline koyunca elim çok terledi. Neden bilmiyordum. Arsu'da çok kasılmıştı.Dalmıştı çok uzaklara o güzel gözleri.
"İyi misin?" dememle kendine geldi. "Aslında... İyi değilim Arsu. Ben sana bir şey danışmak istiyorum." dedi.
Ne olduğunu çok merak ediyordum. Ve hemen " Tabi ki" dedim.
" Benim bi sevgilim var. Adı Berra. Biz bir süredir sürekli kavga ediyoruz ve dün ayrıldık. Ondan nasıl bir özür dileyeceğim hakkında senden fikir almaya geldim. Lütfen yardım et Arsu ben onu çok seviyorum." dediğinde dolan gözlerimi kapatsam göz yaşlarım sel gibi akacaktı...
"Arsu iyi misin? Kıpkırmızı oldun bi lavaboya git istersen"
dediğinde koşarak lavaboya gittim ve hıçkırıklarımı boşalttım. "Kendine gel kızım, böyle yakışıklı adamın sevgilisi olmayacakta senin mi sevgilin olacak" dedim kendime. Ve ardından yüzümü buz gibi suyla yıkadım.Güçlü olmam gerekiyordu. Sonunda kendime gelmiştim. Dışarı çıktığımda Furkan telaşlı gözlerle lavabonun o taraflara bakıyordu. Beni görünce rahatlamıştı.
Yanına gittiğimde " Arsu, eğer ters bir şey söylediysem özür dilerim. " dediğinde "Özür dilemeni gerektiren bir durum yok ki sen yanlış bir şey yapmadın." dedim.
Ve tekrar eski yerimize oturduk. Ve birkaç saat konuştuk.Söylediğim şeyleri bu akşam yapacaktı.
-21.32-
Dalıp gittiğim televizyondan telefonun sesiyle kopmuştum. Depresyona girmiştim. Hiç konuşacak halim yokken son dakika kararı ile telefonu açmaya karar verdim. Arayan Furkan' dı.
" Arsu rahatsız ettim mi güzelim? " dedi naif sesiyle. Sesi iyi geliyordu. Anlaşılan işe yaramıştı.
" Yok yok rahatsız etmedin. " dedim depresyonlu halime inat cıvıl cıvıl bir sesle.
" Sana ne kadar teşekkür etsem az Arsu. Gerçekten çok teşekkür ederim. Berra ile barıştık. "
" Çok sevindim senin adına. Umarım her şey istediğin gibi olur."
" Umarım. Ee sen ne yaptın bu akşam sevgilinle falan konuştun mu hiç?"
" Ben bir şey yapmadım. Ve sevgilim de yok benim." dediğim an telefonun arkasından şaşırmasın hissedebiliyordum.
" Ah! Özür dilerim. Gerçekten. Senin gibi güzel birkızın sevgilisi olur sanmıştım" Bu son cümlesiyle çok kızarmıştım.
" Benden özür dilemene gerek yok. Gerçekten. Ayrıca iltifatın için de teşekkür ederim."
Bir süre daha konuştuktan sonra kapattık ve uyudum. Yarının çok güzel olması umuduyla...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Biraz Sen
ChickLitBana bakan buz gibi bir çift kahverengi göz... Tüm mutluluğum orda mı gizliydi? Onun o gözlerinde miydi? Ben ona aşıktım... O başkasına... o kızı hiç sevmemiştim zaten ona zarar verecek diye korkuyorum...