~Merkez~.
Jennifer heyecanla deseni yere çiziyor, elindeki sihirli malzemelerle o büyülü sembolleri oluşturuyordu. Jason ve Jullian, her bir çizgiyi dikkatlice tamamlarken, aralarındaki bağın güçlendiğini hissediyorlardı. Desenin tamamlanmasıyla birlikte ortamda bir gizem dolaşıyordu.
Jennifer, bu anın hem heyecan verici hem de endişe verici olduğunu hissediyordu. Jason ve Jullian ile arasındaki ilişki hızla derinleşiyordu, ancak bu bağın getireceği sonuçları önceden kestiremiyordu. Cadının gösterdiği desen, birçok sırrı ve tehlikeyi içinde barındırıyordu.
O an, sihirli bir atmosfer içinde geçiyordu ve Jennifer'ın duyguları çelişkili bir dansa benziyordu.
Jennifer, düşüncelere dalmışken Jason'ın önünde elini salladığını fark etti. Jason'un sihirli bir jestle desenin üzerindeki izleri belirginleştirdiğini görmek, Jennifer'ı bir an için büyülenmiş gibi bıraktı. O an, sihirin dokunuşuyla gerçek dünya ile büyülü dünya arasında ince bir çizgide duruyor gibiydiler.
Jason'un elindeki sihirli enerji, desenin üzerinde dans ederken, etraflarındaki hava biraz daha yoğunlaşıyor gibiydi. Jennifer, bu sihirli anın, onların kaderlerini daha da karmaşık hale getireceğini düşünerek içsel bir çalkantı yaşadı. Bu sihirli desen, başlarına gelecekleri şekillendirecek bir anahtar gibiydi, ama bu anahtarın kapı açtığı yer belirsizdi.
Jason'un sihirli el hareketi, desendeki izleri belirginleştirirken, Jennifer kendini düşüncelerine kaptırmıştı.
"Jennifer, hey sana diyorum." Jason, kız kardeşini daldığı düşüncelerden çıkardı.
"Haa.. Tamam buradayım. Ne oldu? Bitirdiniz mi?" Jennifer'ın sesi, hâlâ içsel bir çalkantı taşıyordu. Jason'un sihirli yetenekleriyle şekillenen desen, ikisinin kaderini etkileyecek belirsiz bir geleceğe işaret ediyordu.
Jennifer, Jullian'ın gülümsediğini fark ettiğinde utancı daha da arttı. Ancak bu, Jullian'ın ilk kez gülümsediğini görmesine rağmen hoş bir sürprizdi. Ve güldüğü zaman gerçekten de etkileyiciydi. Jennifer, bazen Jullian'ın Eric'in oğlu olma gerçeğine inanmakta zorlanıyordu.
Jason, Jennifer'ı düşüncelerinden çıkararak konuştu, "Eğer istiyorsan, ilk sen başla?"
"Evet istiyorum. Ne yapmam gerekiyor?" Jennifer, cadının ayin için çizilmiş desenin merkezini gösterdiği yere doğru adım attı.
"Burada dur ve söylediklerimi tekrarla." Cadı, ritüeli başlatmak için talimatlar veriyordu. Jennifer, desenin ortasında durarak cadının sözlerini tekrarlamaya başladı. Sihirli kelimeler, etraflarında gizemli bir enerji oluşturuyordu.
Jennifer, ayini başlatırken heyecanlıydı. Jason ve Jullian sadece izleyici konumundaydılar. Bu süreci izlerken Jennifer'ın heyecanını hissetmek, onları da bir şekilde etkiliyordu. Jennifer'ın heyecanı, abisi Jason ve Jullian'ın yanında olmanın rahatlatıcı etkisiyle birleşiyordu.
Ortalıkta dolaşan gizemli enerji, ayinin atmosferini sarhoş edici bir hale getiriyordu. Jason, kız kardeşiyle birlikte bu esrarengiz olayı izlemekten hoşlanıyordu. Jullian ise bu cadı ayinini daha önce hiç deneyimlemediği için merak içindeydi.
Geniş ve etkileyici bir atmosferde, ayin ritüeli sürerken, her biri kendi düşüncelerine dalıp gidiyordu.
Cadı, gizemli kelimelerle ayini yönlendirirken, Jennifer büyüleri tekrar ederek ritüeli sürdürdü. Desenin üzerinde beliren elementler, zamanla bir araya gelerek göz alıcı bir ışık hüzmesine dönüştü. Jennifer, bu ışıltının içinde sanki başka bir boyuta geçiyormuş gibi bir duyguyla doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꧁Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde꧂
FantasySevgili okuyucu, Bu sayfalarda sizi, beklenmedik bir gerçeklikle tanıştırmaya hazırlanıyorum. "Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde" adlı romanımı okurken, hayal dünyanızı gerilimle ve aksiyonla dolu bir yolculuğa çıkaracak ve sizi meleklerle insanla...