~Merkez~Jason, Jullian'ı dönüşünden bu yana hiç görmemişti. Sarah'dan öğrendiklerine göre getirdikleri element cadısı başka bir boyutta bir avcıydı. Bu garip kişi, buraya gelmiş olmasına rağmen yardım etmek konusunda hâlâ gönüllü değildi.
Jullian, heyecanla Jason'a doğru gelerek, "Hey, buradasın demek. Nihayet buldum seni," dedi.
Jason, Jullian'ın enerjisine karşılık vererek, "Ben de seni arıyordum. Sarah döndükten hemen sonra ayrıldığını söyledi. Nereye kaybolmuştun?"
"Kütüphanedeydim. Emin olmam gereken birkaç şey vardı."
"Element cadılarıyla mı ilgili?"
Jullian, anlatmaya başlarken gözleri heyecanla parlıyordu, her kelimesiyle büyülenmiş gibiydi."Evet. Jace, getirdiğimiz toprak elementi cadısı. Onun da büyüsü bizimkine benziyor. Kendi rengine sahip. Biliyorsun, siyah ve beyaz cadıların büyülerinin bir rengi yok. Üstelik sadece büyülü sözlerle büyü yapıyorlar. Ama biz element cadılarında farklı."
"Yani demek istediğin sadece bizim gibi büyüye sahip olanlar bir element cadısı olabilir."
Jullian'ın sözleriyle Jason'ın gözleri bir an için parladı. "Evet, muhtemelen öyledir. Hatta belki," Jullian düşündüğü şeyi söylemek konusunda tereddüt etti.
"Belki ne?" Jason ısrarla sorunca, Jullian söylemeye karar verdi. "Michelle, o da bizim gibi büyüye sahip."
"Element cadısı olabilir yani?"
"Emin değilim. Belki de onunla yeniden konuşmalıyım."
Jason, bu habere oldukça şaşırmış görünüyordu. Michelle'ın büyü yeteneklerinin farkındaydı ama onun element cadısı olma ihtimali hoşuna gitmemişti. "Hayır, olmaz Jullian."
"Neden? Belki konuşursam onu ikna ederim."
"Bunu yapamayacağını ikimiz de biliyoruz. Hangi tarafı seçtiğini sana önceden kendisi de söylemiş zaten."
Jason'ın endişeli bakışları, Michelle'ın seçimiyle ilgili belirsizlikle karışmıştı.
Jullian, kararlı bir ifadeyle devam etti, "Söyledi ama Carol onu kandırıyor. Eğer anlattıklarının hepsinin yalan olduğuna dair Michelle'i ikna edersem bir şansımız olur," dedi. Jason, onun umut dolu sözleri karşısında düşündü. Michelle'ın tarafını değiştirmek zor olabilirdi, ancak Jullian'ın kararlılığı bir umut ışığı gibi beliriyordu. "Sen bize gerçekten tamamen inanıyor musun peki?"
Jullian, kararlılıkla devam etti, "Belki tamamen değil. Emin olmadığım şeyler hâlâ var. Ama yine de artık Carol'un anlattıklarının bir çoğunun yalan olduğunu biliyorum. Ve en önemlisi sana güveniyorum. Abimi de ikna edebilirim." Jason, kardeşinin sözleri karşısında biraz daha rahatladı, ancak hâlâ Michelle'ın taraf değiştirmesinin kolay olmayacağını biliyordu.
Jason, Michelle'in kurt özelliğinden habersiz olan Jullian'a ne söyleyeceğini düşünüyordu. Michelle'in muhtemelen en başından beri Carol'un yalan söylediğini bildiğini ve buna rağmen yardım etmeye devam ettiğini biliyordu. Jullian'ı korumak için gerçeği saklamak zorunda hissettiği bu durum, onu zor bir kararın eşiğine getiriyordu.
"Bu gelen Taylor değil mi?" Jullian, Taylor'u yanlarına çağırarak el salladı. "Merhaba Jullian."
"Merhaba. Burada ne yapıyorsun? Bir sorun yok değil mi?"
Taylor tereddüt etti, ardından, "Hayır, yok. Sadece kurt lideri ailemle görüşmek için çağırdı. Sanırım kalacağımız yerle ilgili."
Ormanın içindeki sessizlik, Taylor'ın getirdiği bu haberin atmosferini daha da gizemli kılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꧁Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde꧂
FantasySevgili okuyucu, Bu sayfalarda sizi, beklenmedik bir gerçeklikle tanıştırmaya hazırlanıyorum. "Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde" adlı romanımı okurken, hayal dünyanızı gerilimle ve aksiyonla dolu bir yolculuğa çıkaracak ve sizi meleklerle insanla...