~Yeraltı dünyası ¤ Cadılar şehri~
Yeraltı dünyası, siyah cadıların şehri, ışığı hiç görmeyen bir labirent gibi karmaşık sokakları ve dar geçitleriyle çevriliydi. Girişe yaklaşırken karanlık bir atmosfer hüküm sürüyordu; yüksek duvarlar, üzerine örülmüş sihirli desenlerle süslüydü ve bu desenler sinsi bir ışıltıya sahipti.
Sokaklarda dolaşanlar, siyah pelerinleri ve gizemli maskeleriyle çevriliydi. Cadıların gizemli tınıları, sessizliği bozarken, duvarlarda sihirli semboller ışıldıyordu. Siyah taşlı binalar, karanlığı yutan birer gölge gibiydi ve bu şehirde gücün, entrikanın ve yasak bilgilerin saklı kapıları aralanıyordu.
Pazar yerinde, tüyler ürpertici iksirler ve yasaklanmış büyüler satılıyordu. Kara büyücüler, esrarengiz şehirlerinin derinliklerinde toplanmış, karanlık anlaşmaların ve tehlikeli ritüellerin izini sürüyordu. Siyah cadıların şehri, adeta gölgelerin içinde kaybolmuş, sırların ve karanlığın hüküm sürdüğü bir labirent gibi yüzyıllardır varlığını sürdürüyordu.
Yeraltı dünyasının bu siyah cadı şehri, derin sırların ve mistik güçlerin birleşim noktası olarak, adeta karanlığın kalbinde yer alıyordu. Burada, siyah cadılar güçlerini kullanarak kendi düzenlerini kuruyor, karanlık büyüleriyle etraflarındaki dünyayı etkisi altına almaya çalışıyorlardı.
Nicholas, ay ışığının zayıfça sızdığı girişin ötesine adım attığında, etrafındaki manzara değişmeye başladı. Karanlık ormanın ardından çıktıkları yer, sanki başka bir boyuta geçmiş gibiydi. Yeraltı dünyasının gizemli koridorlarına adım atıyorlardı, bu ise siyah cadıların şehrine doğru bir yolculuğun başlangıcıydı.
Kuytu geçitler, görünmez tehlikeler ve mistik atmosfer, Nicholas'ı sarhoş ediyordu. Siyah cadıların esrarengiz enerjisi, bu yerin her köşesine sinmiş gibi hissettiriyordu. Ağaç kökleri, yeraltındaki geçitlere gizemli bir desen kazandırarak, adeta cadıların izini sürmek için bekleyen bir labirent oluşturmuştu.
Geldikleri yer, yarımadanın derinliklerindeki bir şehri barındırıyordu. Siyah cadıların gizli topluluğu, Nicholas'ın daha önce tanık olmadığı büyülü yapıları ve karanlık sokakları içeriyordu. Cadılar, geceye bürünmüş şehirlerinde, güçlerini kullanarak her türlü karanlık işe imza atıyorlardı.
Karanlık koridorlar boyunca adım atan Jennifer, etrafına dikkatlice bakarak Nicholas'a endişeli bir ifadeyle sordu, "Burası neresi?"
Nicholas, bu yerin girişinde durarak Jennifer'a cevap verdi, "Yeraltı dünyası, Jennifer. Siyah cadıların karanlık suları altındaki şehri."
Jennifer'ın yüzü bir karıştı, "Peki, bu demek oluyor ki doğa elementi bir siyah cadıya ait olabilir mi?"
Nicholas'ın kaşları çatılırken düşündüğüne dair bir iz bıraktı. "Belki de geri dönmeliyiz. Babamdan duyduğuma göre, siyah cadılar Jullian'ın ikizinin tarafında savaşacaklarmış."
Jennifer kararlı bir ifadeyle kardeşine bakarak konuştu, "Ama element cadısını bulmadan geri dönemeyiz."
Nicholas, gözlerini kapatıp düşündü. "Yukarıya, kendi dünyamıza çıkan yolu biliyorum. Oraya geri dönebiliriz."
Jennifer kararlılıkla cevap verdi, "Öylece pes etmek istemiyorum abi. Lütfen, en azından şansımızı deneyelim."
Nicholas, kardeşinin kararına saygı göstererek fazla bir şey söylemedi. Sessizce başlarını öne eğip, kararlarını uygulamaya koyuldular. Jennifer'ın endişeli bakışları, bu yeraltı dünyasının derinliklerine doğru yol aldıkları bu anı anlamalarına engel olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꧁Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde꧂
FantasySevgili okuyucu, Bu sayfalarda sizi, beklenmedik bir gerçeklikle tanıştırmaya hazırlanıyorum. "Zamanın Kapıları: Kehanetin Peşinde" adlı romanımı okurken, hayal dünyanızı gerilimle ve aksiyonla dolu bir yolculuğa çıkaracak ve sizi meleklerle insanla...