Wuxian'ın eğitimi sonraki sabah başlamıştı. En iyi hocalardan ders alıyordu . Büyü dersleri kılıç/ dövüş yetenekleri. Ama eğitim oldukça ağırdı. Yine de hepsine dayanmaya çalıştı.
Bir kaç gün böyle yoğun eğitimler ile geçmişti. Gerçektende Wangji'yi bir daha görmedi. Tören yaklaştıkça geriliyordu. Kılıç eğitimi yüzünden elleri şişmişti. Ayrıca omzuna bir darbe aldığı için ağrısıda vardı. İçinden
"Wangji'de tüm bu eğitimlerden geçmiş demek ki. Gerçekten güçlü" diye düşündü. Omzunu ovalayarak evine giderken bir Lan klanı savaşçısı gördü yanına gidip gencin omzuna dokundu ve
"Merhaba. Ben Wangji'nin savaşçısıyım. Onu görmek istiyorum. Beni ona götürür müsün?" Dedi . Genç savaşçı "bende sizi görmeye gelecektim ismim Lan Jingyi. Varis wangji sizin için beni görevlendirdi eğer bir isteğiniz olursa bana söylemeniz yeterli. Ayrıca Varisimiz şu an meditasyonda sizinle konuşur mu bilmiyorum ama götüreyim " dedi
Wuxian gence gülümsedi ve teşekkür edip onu takip etmeye başladı
" demek benim için bir savaşçı bile gönderdi. Gerçekten bu kadar değerli miyim? " diye düşündü. Biraz yürüdükten sonra yeşilliklerin içinde gizlenmiş gibi duran bir şelale ve nehir gördüler. Savaşçı Wuxian'a selam verip yanından ayrıldı. Wangji'yi görebiliyordu üstü tamamen çıplaktı sadece beyaz pantolonu vardı. Nehir kenarında oturmuştu. Yavaş adımlarla yanına gitti. Savaşçıdan onun saatlerdir meditasyon yaptığını duymuştu. Bağdaş kurmuş oturan adama yaklaştıkça " ben 10 dakika böyle dursam belim ağrıyor bu adam nasıl saatlerce meditasyon yapabilir " diye düşündü. Lan Wangji'ni arkasındaydı, genç adamın gözleri kapalıydı. "Büyük ihtimalle geldiğimi fark etmedi bile " diye düşündü wuxian. Daha sonra Wangji'nin omuzlarının ağrımış olabileceğini düşünüp masaj yapmak istedi ve ellerini omuzlarına koyduğu anda Wangji bir hamleyle onu kolundan tutup kucağına çekmişti. Neredeyse ona vurmak üzereyken kim olduğunu görünce havada kalan yumruğunu indirdi. Wuxian çok şaşırmış ve korkmuştu. Bu adamın gücü onu artık ürkütüyordu. Sonunda kucağından kalkıp önünde dizlerinin üstüne oturdu ve eğilip selamladı.
"Ben özür dilerim Lan wangji. Sadece uzun zamandır meditasyonda olduğunu duyunca omuzuna masaj yapmak istemiştim" dedi. Sonlara doğru sesi kısılmış ve aslında yaptığının ne kadar saçma olduğunu anlayıp kulaklarına kadar kızarmıştı. Sert bir tepki beklerken Wangji hiç beklemediği bir şey yaptı ve o da eğildi.
"Ben özür dilerim. Meditasyona dalmıştım gelenin sen olduğunu anlamadım. Canını yaktıysam..." o sırada cümlesini yarıda kesip bal rengi gözlerini Wuxian'a çevirdi.
Wuxian hızlıca başını iki yana salladı ve elleriyle hayır işareti yapıp panikle " hayır hayır özür dilemesi gereken benim. Hem canım yanmadı . Yani canım yanıyor ama sen yakmadın" dedi ,aniden aklına gelen sinsi planla ona sert davranan hocalarını Wangji'ye şikayet etmeye karar vermişti. Wangji sorar gözlerle ona bakıp kaşını çatınca devam etti.
"Yani eğitimim ağır ve hocalarımda sert. Ellerim çok acıyor şişti hep bak " dedi. Sinsi tavrına rağmen oldukça masum görünüme bürünmüştü.
Wangji bir an duraksadıktan sonra Wuxian'ın iki elini avuçlarının arasına aldı ve onu şaşkın gözler ile izleyen adama bakarak dudaklarına götürdü. Wuxian tepki vermeyince elinin her noktasına minik öpücükler kondurdu. ( YN:medyanın tam tersini hayal edin skdk)
Wuxian şok olmuştu beklediği tepki bu değildi sonuçta, hayatı boyunca hiç arkadaşı ya da sevgilisi olmamıştı. O yüzden bu yakınlık istemsizce titremesine sebep oldu. Hayatı boyunca onun yaralarını saracak. Ona böyle şefkat gösterecek kimsesi olmamıştı hem de şu an merhametle ellerini öpen bu adamın klanı yüzünden. İstemsizce kalbi sıkıştı yeniden öfke ile dolduğunu hissetti. Hava soğuktu ama o üşüdüğünü ,wangji söyleyene kadar fark etmemişti bile. Lan Wangji wuxian'ın ellerine sıcak nefesini üflemeden önce mırıldandı.
"Ellerin buz gibi olmuş. Daha dikkatli ol"
Wuxian ellerine sıcak nefesini üfleyen adama baktı. "Gerçekten tüm Lan klanı mensuplarından nefret ediyorum. Ama şu an bana böyle nazik davranan adamı bir gün öldürmek zorunda olmak, artık eskisi kadar cazip gelmiyor. Yine de onu yenmeden klanını yok edemem " diye düşündü.
Daha sonra öfkeyle kısılmış gözleri yumuşadı ve Wangji'ye
"Hey aslında omzumda yara oldu." Dedi. Bunu neden söylemek istediğini bilmiyordu ama bu adamın tüm yaralarını öpmesini ve geçirmesini istiyordu. Sanki öperse gerçekten geçecek gibi...
Wangji bu sözleri duyunca wuxian'ın kıyafetini omuzundaki yaraya kadar sıyırdı ve yavaşça yaklaşıp dudaklarını yaranın üstüne bastırdı. Yumuşak dudaklar omzuna dokununca Wuxian tekrar hafifçe titremeye başladı. Hayatı boyunca kimseyle böyle temasları olmamıştı. Şimdi bunu düşmanı ve bir erkek yapıyordu, işin kötü tarafı hiç rahatsız olmuyor olmasıydı. Aksine burnuna dolan sedir ağacı kokusu ile mest olmuştu. Wangji buram buram sedir kokuyordu. Omzunu öpen adamın güzel saçlarına daha fazla bakmaya dayanamayıp bir elini saçlarına koydu ve yavaşça okşadı. Tahmininden daha yumuşaktı saçları.
Wangji bu harekete şaşırsada bir süre pozisyonunu değiştirmedi. Ancak daha sonra başını kaldırıp yavaşça eğildi ve Wuxian'ın kalbinin hizasına bir öpücük kondurup mırıldandı.
"Neden asıl yaranın, asıl canını yakan şeyin burası olduğunu düşünüyorum?" Dedi .
Wuxian bu sefer gerçekten şok geçirmişti kalkıp gitmek istedi ,bu sorudan kaçmak istedi. Ama tek yaptığı gözlerini kocaman açmış titreyen vücudunu dizginlemeye çalışmaktı. Gözünden akan yaşı hissedince dondu kaldı. Hayatı boyunca tonla zorluğa rağmen ağlamamıştı, en son anne babasının öldüğü gün ağlamıştı. Ama seneler sonra düşmanının kalbine dokunmasıyla gözlerinden yaşlar süzülmüştü. İçinden " bu yaşlar kimin için? Annem ve babam mı? Kendim için mi? Yoksa düşmanıma olan öfkemden mi?" diye düşündü. ( YN:saf mısın aşkım azıcık sen)
Wangji onun ağladığını görünce kalkmak istedi ama wuxian kendini bile şaşırtıp yavaşça Wangji'nin başına dokundu ve onu tekrar kalp hizasına yasladı.
" lütfen şu an bana bakma. Sadece bir süre daha böyle kal" dedi.
Wangji onaylayıp tekrar göğsüne yaslandığı sırada, sürekli olarak gözlerinde gördüğü öfkeyi sorguladı. Bu genç adamı uzaktan izlemişti. Herkese bakarken sanki içinde bir nefret vardı. "Geçmişte ona zarar veren insanlar mı oldu?" Diye düşünmeden edemiyordu.
Bir süre sonra wuxian elini Wangji'nin saçlarından çekti. Ve gözyaşlarını silip gülümsedi.
" dudaklarının iyi bir ilaç olacağını düşünüyor olman beni şaşırttı" dedi gülerek.
Wangji ise başını göğsünden kaldırıp " aslında yaptığım sadece öpmek değildi. Gerçekten ruh gücümden aktardım ve yaralarını iyileştirdim." Dedi.
Wuxian kızarmış yanaklarıyla ellerine ve omzuna baktı. Gerçekten yaraları artık acımıyordu. Aptal gibi sadece yaptığının öpmek olduğunu düşünmüştü . Wangji gitmek üzere ayağa kalkınca o da sessizce ayağa kalktı. Wangji onun utandığını görünce kulağına eğildi ve
" sadece dokunarakta ruh gücü aktarabilirdim , öpmek benim tercihimdi " dedi ve gülerek arkasını dönüp yavaş adımlarla uzaklaştı. Wuxian olduğu yerde kalmıştı. İstemsizce giden güzel adamın arkasından baktı. Ve sessizce mırıldandı.
"Beni sevilmeye alıştırma Wangji. Bana kendimi değerli hissettirme. Çünkü sonunda, seni öldürürken canım daha çok yanacak" dedi
............................Bu Medya Bir Spoiler buna benzer bir sahne bir yerde görürüz belki👐🏻🙊 tahminleri alalım bu sahne hangi kısımda olur ne olacak sizce ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REVENGE (WangXian)
FantastikWei Wuxian Ailesini küçük yaşta kaybetmişti. , ailesinin intikamını almak için güçlü olmaya söz verdi Wei Wuxian. Güçleri keşfedildiğinde bir yetimhanede kalıyordu. Onu alıp Lan Klanı malikanesine getirdiklerinde gençti. Burada meşhur büyücü Lan Wa...